Efe ile bir bankta oturmuştuk.O olaydan sonra aradan yıllar geçmişti Efe'yi en son mahkemede görmüştüm.Eskisinden çok daha iyi bir durumdaydı sanırım kendisine bakmıştı.
"Ee peki neden bu kadar yıl sonra beni bulup karşıma çıktın.Yaptıkların için pişman olup özürdilemeye mi geldin ?"
Şaşırmış bri ifadeyle yüzüme baktı.Sonra oturduğumuz bankta biraz daha yayıldı "Ha yok yaptığım hiçbir şey için pişman değilim.Gene olsa inan aynısını yapardım."
"O zaman niye karşıma çıktın çocuk, manyak mısın psikopat mı ? Ben gidiyorum."
"Tesadüf eseri karşılastık Fatoş.Seni bulmak için falan uğraşmadım, sadece yolda gördüm acelen var gibi duruyordu iyilik yapmak istedim."
"Bana iyilik yapma Efe ,iyilik tanrısı değilsin.Biliyorsun son yaptığından sonra hapishaneyi boyladım."
"Ha ,o olay tabi başrol kızımız zor duruma düşürüldü kötü kız tarafından.Sonra yakışıklı iyi oğlanımız başrolü kurtardı mutlu son demi " hafif dalga geçer gibi sırıttı
"Ne ne diyorsun sen ,Efe iyi değilsin bence konuşma burada bitsin."
"Fatoş peki hiç hikayenin diğer tarafından baktın mı olaylara o kötü kızın ,ya da benim.Handeyi o kadar çok seviyordum ki nefes almak kadar.Sen hiç iliklerine kadar birini özledin mi Fatoş, ben özledim onun bir gülümsemesine dünyaları verirdim.Işte o mutlu olsun diye ondan vazgeçip onun Levent ile olmasına bile dayanırdım.Ama Levent ne yaptı onunla oynadı sonra bir paçavra gibi fırlattı."
"Hayır ,Levent asla onunla oynamadı.Ikimizde biliyoruz ki Hande hastaydı Efe onun mantıklı konuştuğunu düşünüp böyle bir yargıya nasıl varırsın ?"
"İşte fırlattıktan sonrada yeni oyuncağı sensin.Sen Levent'i tanıdığını düşünüyorsun ama hiç tanımıyorsun."
"Oğlum, 2 tane çocuğum var ondan.Daha tanımak için ne yapabilirim." Efe ayağa kalktı
"Yüz ifadenden anladım tereddütlü konuşuyorsun.Aklın biraz karışık ,Levent hakkında bir şeylerden süphelenmişsin çok geçmez gerçek yüzünü anlarsın.Hande'den sıkılıp nasıl sana döndüyse,senden de sıkılıp başkasına niye dönmesin.Neyse ben hastaneye Hande'nin yanına gidiyorum belki bi 6 yıl sonra yine karşılaşırız Fatoş"
"Ama bilinci yerinde değil ki yani öyle diyolar seni tanımaz zaten."
"Olsun ben onu tanıyorum" diyerek göz kırpıp uzaklaştı.
Şimdi ayvayı yedin işte Fatoş.Kafam Suriye'nin iç işlerinden daha çok karışmıştı.Ne yapacaktım ben , 6 yıllık kocama güvenmek istiyordum ama telefonuna gelen mesaj ,hareketleri...Bunların hepsi beni şüpheye düşürüyordu.
Bir sonraki otobüse binip eve gitmiştim.Kapıyı anahtarla açmaya çalışırken Levent kapıyı açmıştı.Suratı resmen beton gibiydi ve somurtuyordu.
"Bugün benim neyim vardı Fatoş ,ek mesaim senin ne yapman gerekiyordu ,çocukları alman ama ne yaptın almadın.Senin 2 tane çocuğun var ,bu başıboş hareketlerinden ne zaman vazgeçiceksin artık ? "
"Dur bi sakin ol şampiyon.Bugün benim günüm değildi ki senin günün buzdolabının üstüne astığım tabloya bakmadın mı ?"
Levent "Tablo mu cidden savunman bu mu ? "
"Benim başıboş hareketlerim varmış ne zaman bu şekilde davrandığımı gördün.Çocuklarıma da gayet iyi bakıyorum gel Veli yüzünü yıkayalım çikolata olmuş her yerin "
Ali "Anne benim ismim Ali,sürekli aynısını yapıyorsun ya"
"Ne biliyim oğlum ikinizde birbirinize benziyorsunuz."
---------
Sabahleyin hastaneye gelmiştim.Soyunma odasına girdim.Sertap ile Zehra üstlerine giyiniyolardı.
"Ben anlamıyorum 2 tane çocuk doğurdum daha bu evlilik için ne yapabilirim.Ama beyfendi çocukları kreşten almadım diye kıyameti kopartıyor."
Sertap "Hop hop 1 ay sonraki sevgililer günü için %5 indirime girmiş ruj aşkına sakin ol Fatoş gene kavga mi ettiniz ?"
"Yine yine ve yeniden "
Zehra "Dur şimdi senin için bugünkü vejeteryan beslenmenin ne kadar lezzetli olduğuna dair kasaplara yapacağımız toplantıyı iptal edip seninle çıkışta Levent'i takip etmeye gidicez."
"Yok kızlar gerçekten gerek yok tek başıma gidicem " o sırada kapıyı birisi tıklattı
"Hey kızlar benim Murat çıplakmısınız içeri giricem."
Sertap "Murat senin kız soyunma kabinine girmek gibi fantezilerin mi var anlamadım ki, gel gel giyindik"
Murat içeri girdi "Ay Sertap seninle kuracağım tek fantezi ayaklarından baş aşağı balkondan sallandırıp beynine kaç dakikada kan gittiğini hesaplamak olur.Levent olayı hakkında dedikodu öğrenmeye geldim."
Murat bunu söylediği sırada da Sertap yüzünü buruşturup dil çıkarttı aynı şekilde Murat'ta ona karşılık verdi.Ikisinin gerçekten çocukları olduğuna inanamıyordum çocuk gibilerdi.Mikie Mouse diş fırçamı çıkartıp dişlerimi fırçalamaya gittim.
Zehra "Bizden dedikodu almaya mı geliyorsun.Siz erkek erkeğe hiç konuşmuyor musunuz ? Senin bize bilgi vermen gerek."
"Hiç kızlar gibi dedikodu yapılmıyor ki erkekler arasında.Levent'in canı sıkkın gibiydi ne oldu dedim 'Söyliyimde git Fatoş'a yetiştir demi ' dedi anlamıyorum siz benim ne zaman ikili oynadığımı laf taşıdığımi gördünüz ,kalbimi kırdı"
"Murat değerli bilgilerin için sağol kardeşim ama şimdi hastane müdürü gelecek bence uzaklaş sonra konuşuruz "
"Ay Fatoş sende o keltoşa bir kere yakalanırım iki kere artık onuncusuna da yakalanacak kadar salak değilim.Şimdi o göbeğini kaşıyıp odasında Aşkı Memnu izliyordur beni nerden gör.."
Tam o sırada müdür kapıdan girmiş Murat'ın boynundan tutmuştu "Sanırım o keltoşa 10. kere daha yakalandınız Murat hemşire "
--------
Mesai bitimi saati gelmişti.Levent'e çocukları bugün sinemaya götüreceğim hakkında palavra atmıştım.Onu annemgile bırakıp Levent'i takip etmeye koyuldum.Hava kararmıştı bu da takip etmemi biraz kolaylaştırıyordu yani ben öyle düşünüyordum.
Levent arabasına binmişti bende arkasından Zehra'dan ödünç çaldığım arabasına binip takip ettim.Istanbul'da bir taksi kaç saatte geliyordu durup onu bekliyemezdim yani öyle filmlerdeki gibi olmuyordu maalesef
Bi 20 dakika böyle sürmüştü.Nereye gidiyordu gerçekten bilmiyordum.Evlilik yıl dönümümüz için acaba hediye mi alacaktı.Sonunda arabasıni park etti bende 50 metre kadar arkasına park ettim.Sonra bir kapalı çarşı gibi bir yere girdi arkasından bende girdim ,ayak üstü bir adamla konuşmaya başladı.
Adamla beraber yürümeye başladılar.Deli gibi merak ediyordum ne yapıyordu bu adam.Levent bir anda arkasına döndü refleks olarak ıvır zıvır satan tezgahın yanına çömmüştüm.Başımada da tezgahtan şapka giydim.Levent ilerleyince bende yürümeye devam ettim ama arkadan bir ses yükseldi.
"Hırsız var yakalayın."
Sonra başımda şapkayı unuttuğumu farkettim ve yere attım ama adamlar arkadan koşmaya başladılar yinede.Onlar koşunca bende koşmuştum.Levent'e yakalanmaktan korktuğum için ters istikamete koşmaya başladım.
"Yahu ben hırsız değilim bırakın peşimi" ama adamlar dinlemeyip arkamdan koşmaya devam ediyolardı.Sonra ayağım takıldı ve düşmüştüm.Adamlar kollarımdan tutup bir sandalyeye oturttular.3 tane adam vardı; biri şişman kısa boylu diğeri uzun ve kalıplı diğeride çok cılızdı.
Şişman olan konuşmaya başladı "kime çalışıyorsun ?"
"Ee müdüre"
Cılız olan "İsmi ne "
"Halit'ti sanırım"
Uzun olan "Peki o kime çalışıyor ?"
"Bakanlığa kime olucak "
Hepsinin yüzünde garip bir ifade vardi korkmuş gibilerdi.Uzun olan konuşmaya devam etti "Oha peki sen bu işlerin hangi kısmında çalışıyorsun ?"
"Ben daha çok ayak işleri kısmındayım.Kadavraları morga getir gö..."
Cılız olan "Dur dur bir dakka yani sen leşleri temizliyorsun"
"Ölen insanlara leş demek ne kadar doğru bir kavram bilmiyorum."
Şişman olan "Peki örgütünüz kaç kişilik ?"
"Bizim binada 20 kişiyiz ama diğer binalarda bazen daha az bazen daha çok kişi.Ülkenin her yerindeyiz ,örümcek ağı gibi sardık 4 bir yanı."
Üçünden başka yanımıza bir kişi daha geldi "Kızı oturtmuş ne yapıyorsunuz Allah'ın gereksiz insanları "
Şişman "Abi biz durmuş Türkiye'nin en tehlikeli terör örgütü üyesini yakalamışız kendisi de itiraf etti sen durmuş bize ne diyosun."
Gelen adam konuştu"Olum ne tehlikelisinden bahsediyosun.Kadının tipine baksana yapsa yapsa en kötü bakkaldan çikolata çalmıştır."
"Bu dediğinize biraz alındım ama haklısınız.Ben hastanede çalışan bir hemşireyim"
Cılız olan "Ama müdüre çalıştığını bakanlığa bağlı olduğunu söylemiştin."
"Ee hastane müdürü sağlık bakanlığına bağlı o da"
--------
Daha bir ton sorgudan sonra beni salmışlardı.Hava kararmış ve Levent'i de çoktan kaçırmıştım.İçim buruk bir biçimde Zehra'dan ödünç çaldığım arabaya doğru yürürken lüks bir lokantanın yanından geçiyordum ki gözüme bir şey takıldı.
Levent bir kadınla oturmuş onun saçını okşuyordu.O an donakalmıştım ve telefona gelen mesaj, yaptığımız dergide ki test, Efe'nin dedikleri hepsi film şeridi gibi gözümün önünden geçiyordu.Yerde ilk gördüğüm taşı alıp lokantanın camına doğru fırlattım.
Levent cama gelen taştaki ürkmeyle bir anda bana doğru baktı.Şaşırmış ve korkmuştu hemen kalkıp lokantadan çıktı ve yanıma geldi.Normalde hep filmlerde yürüyüp giderlerdi ama ben ise hiçbir şey yapamayıp sadece ağlıyordum,bacaklarımı hareket ettiremeyeceğim kadar uyuşmuştu.Allahım bu ne kadar iğrenç bir hismiş böyle sanki tüm hayatım burada bitmiş sonlanmış gibiydi aldığım nefesi bile hissedemiyordum.
Levent "Fatoş, dur "
"Zaten gördüğün gibi hareket etmiyorum Levent" çantamdan ona aldığım hediyeyi çıkarttım "Evlilik yıl dönümümüz kutlu olsun."
Bacaklarımdaki uyuşukluğu düşünmemeye çalışarak yürümeye çalıştım.Nereye gittigimi bilmiyordum araba bile ters tarafta kalmıştı sadece yürüyordum.
Bu bölüm şarkısını " Dolu Kadehi Ters Tut-Aldattım " yaptım 😊