Yara İzi/ Çt

Par thenightglows

26.6K 2K 1.2K

"Alışkınız oysaki ikimizde kan kokusuna." Bir şey farketmiyordu artık o ölüyordu ben ise iyileştiriyordum. ... Plus

GİRİŞ
1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
FİNAL
ÖZEL BÖLÜM

4. Bölüm

960 61 50
Par thenightglows

             "Seni anlamsız özlüyorum;
           korkunç, derinden ve sonsuz."
                         - Franz Kafka -

...

Gözlerimi açtığımda kafamda felaket bir ağrı vardı ilaçla kesilecek gibi değildi.

Ayağıya kalktığımda elimi yüzümü yıkayıp geri aşağıya inmiştim.

Damlayı evde görememiştim büyük ihtimalle hastaneye gitmişti.

Evde bugün tek başıma ne yapacağım hakkında en ufak fikrim bile yoktu, temizlik yapayım desem ev temiz eve geldiğimiz yok  doğru dürüst zaten.

Çekmeceden tansiyon aletini alıp koluma taktım.

Takmam gerekiyordu bu kadar baş ağrısı normal bir şey değildi.

Tam tahmin ettiğim gibi çok düşüktü, ilaç içmek istemiyordum onun yerine mutfağa gidip tuzlu bir ayran yaptım.

Ayranı alıp odaya gidip koltuğa geri oturdum.

Evde boş boş oturamazdım alışkın değildim dışarıya elbet çıkacaktım zaten, damlayı akşam almaya giderdim büyük ihtimalle.

Aslında önceden evden çıkmak istememezdim şimdi evde durmak istemiyorum.

Elimdeki ayranı kafaya diktim biraz hayvanlık olabilir estağfurullah ama yani diktim işte.

İçtiğim bardağı gidip mutfağa koyup odama geri çıktım.

Üstümü değiştirecektim.

Dolaptan bir kaç elbise giyip Aşağıya indim.

Komidinin üstündeki anahtarı cebime atıp dışarıya attım kendimi, çanta almama Gerek olmadığını düşündüm bir anlık.

Rüzgar vardı ama hoş bir esintiydi.

Öyle yürüyüş yapacaktım Canım istersede hastaneye uğrayacaktım.

Ellerimi cebime sokup yavaş yavaş yürümeye başlamıştım esinti yüzüme vurdukça nefes alışlarım rahatlıyordu huzur hissediyordum sanki.

Yürüdüğüm sırada arkada adım sesleri işitiyordum sanki, normal biri olmadığını hissettiğimde ruhumu sanki korku kaplamıştı.

Adımlarım hızlandıkça gittiğim yerden gelmeye başlamıştı.

Korkuyordum hemde fazlasıyla, takip mi ediliyordum Yani.

Arka cebime koyduğum telefonu çıkarıp Damla'yı aramaya başladım 2. Çalışta açmıştı.

"Damla beni iyi dinle bak bilmiyorum neden ama birisi beni takip ediyor Ve ben gerçekten korkuyorum." Damla endişeli endişeli konuşmaya başlamıştı.

"Bana bak Tuana sakin ol bir şey olmayacak kalabalık bir yere gir." Bu imkansızdı bomboş bir sokaktaydım Ve diğer sokaklarda şu an nasılsa öyleydi.

Arkamdaki adamın adımları bana doğru hızlanmıştı hemde fazlasıyla o korkuyla telefonu damlanın suratına kapatmıştım.

Arkamdaki adam hızlanarak yanıma gelip azımı kapatmaya çalışmıştı "Kapa çeneni yürü." Yüzünü göremiyordum ama bildiğim tek bir şey vardı aşırı korkuyordum.

Bomboş bir arazi gibi bir yere gelmiştik omuzlarımdan ittirdiği sırada sırtımı duvara vurmuştum çok sert bir şekilde.

Gözlerimden yaşlar süzülüyordu her bağırdığında.

Yere eğilerek yüzümü yüzüme yaklaştırdı parmağıyla çenemden tutup "Hatırladın mı beni doktor." Sesli sesli hiç bir çekincem olmadan ağlıyordum sadece

"Kimsin yemin ederim tanımıyorum seni gerçekten ne olur bırak beni lütfen." Çenemi sıkarak

"O hastanede yaraladığınız adam varya Heh tam olarak o İşte." Gözlerimi öyle bir açmıştım ki gözyaşlarım arasında

"Yaralasana beni hadi doktor, yaralarım diyordun ama anlaşılan bugün bunu ben yapacağım sana." Eliyle suratıma vurduğu anda diğer tarafa doğru sendelemiştim.

Gözyaşlarımın arasında "Özür dilerim, özür dilerim yapma Ne olur." Boğazımdan sıkarak duvara yasladı

"Bazı özürler geç dilenir, doktor sen zamanını kaybettin." Daha çok ağlamaya başlamıştım.

Korkuyordum, titriyordum kim gelirse gelsin minnet duyacağımı bile bile bekliyordum.

Ama korkuyordum hem de öyle bir korkuyordum ki.

Boğazıma öyle bir baskı uyguluyordu ki nefes alamayacak hale gelmiştim yaslandığım duvara refleks olarak vurmaya başlamıştım.

Bir anda bıraktığında nefes nefese kalmıştım.

Yakamdan tutup doğrulttuğu sırada "Ne oldu seni kurtaracak bir arkadaşın ya da bir askerin yok mu vah vah, Ne üzüldüm." Ağlamaktan kendimi sıkmaya başlamıştım artık.

"Lütfen, lütfen özür dilerim yemin ederim özür dilerim ama yapma korkuyorum lütfen." Gözyaşlarım durmuyordu sanki.

"Korkuyor musun?" Gülmeye başlamıştı acımasızca "Orada o lafları söylerken hiç de korkmuyordun doktor ne oldu sana böyle?" Başım eğik bir şekilde sadece ağlıyordum.

"Özür dilerim özür dilerim." Yaşadığım şeyleri yine yaşıyordum Ve bu beni daha çok korkutuyordu.

Yine ve yine aynı durumdaydım ama yine güçsüzdüm yine yalnızdım Ve yine korkuyordum.

Yüzüme doğru bağırarak "Korkuyor musun? Kork daha çok şey yapacağım sana." Hüngür hüngür ağlamaya başlamıştım.

"Yapma ne olur yapma." Gözyaşlarımın arasında her şeyi söylemek istemiştim "Ne olur yine yaşamak istemiyorum lütfen lütfen." Acıyarak bakıyordu yüzüme

"Bunu tekrardan sana yaşatmak o kadar güzel olacak ki doktor." Elimi yüzüme götürmüştüm refleks olarak o kadar kasılmıştım ki kas katı kesilmiştim.

Elimi yüzümden çektiğimde, elimde sadece kan vardı. Bu korkutan değildi Aslında beni, yine aynı yüzler yine aynı durumlara düşmekti asıl korkutan.

Yakamdan tutup vücudumu hafif yukarı kaldırmıştı "Orada beni aşağılamak neymiş göreceksin doktor." Adamın yakamda tuttuğu eli çeneme yakın olduğu için dudağımdaki kan eline düşmüştü.

Bu beni daha çok korkutmuştu.

Öyle bir sıkıyordu ki yakamı "Sen dua et doktor bu tuttuğum Boğaz'ın değildi." Ellerim titriyordu, her yerim titriyordu.

İçinden ettiğim tek bir dua vardı artık birinin beni bulması ya da kurtarması.

"Lütfen bırak beni yemin ederim kimseye bir şey söylemem lütfen." Acıyarak Gülmeye başladı.

Arkadan araba sesi gelmeye başlamıştı bağırmak istiyordum sadece ama o buna izin vermiyordu.

Araba sesi duyduğu an cebinden bıçağı çıkartıp susmam için tehdit etmeye başlamıştı.

Elinde tuttuğu bıçağı vücuduma bastırmaya başladı canımı yakmak için.

"Korkma bir şey yapmam bunla ama susmazsan emin ol yapacağım ilk şey olur." Hızla Kafamı salladım gözyaşlarımın arasında.

Bıçağı cebine koyduğu an çömeldiği yerden kalkarak bir masaya oturarak beni izlemeye başladı.

"Aslında güzel kadınsın doktor fakat hatalar çok şey kaybettirir." Oturduğum yerden bacaklarımı kendime doğru çekerek sessiz sessiz ağlamaya başlamıştım.

Gelen yoktu, duyan yoktu kimse yoktu.

Oturduğu masadan geri kalkarak yere geri çömeldi, parmağını yine çeneme doğru getirerek "Vazgeçtim orada durmaktan burası daha güzel." Gözlerimin içinin kan çanağına döndüğüne emindim.

Yüzünü yüzüme yaklaştıracağı sırada arkadan bir silah sesi duyulmuştu.

Korkuyla Kafamı oraya çevirdiğim sırada gelen kişi Murat askerdi.

Yanımda duran adam hızla kaçmaya yeltendiği sırada Murat asker peşinden gitmeye başlamıştı.

Kapıdan bir anda komutanları girmişti hızla yanıma gelerek yüzüme bakmaya başladı.

"Özür dilerim yemin ederim özür dilerim daha erken gelemediğim için sana yardım edemediğim için." Ellerimi çözerek azımı açtı.

Bir anda ciddileşmişti alnındaki damarlar, çenesindeki hepsi.

Bir anda sinirine yenik düşüp yüzüme bakarak "Kim yaptı bunu sana." Diye bağırtı çıkmıştı ağzından.

Gözlerimden yaşlar süzülüyordu o sorduğu sırada.

Kollarımdan tutarak "Doktor" sesi gür çıkmıştı "Kim yaptı bunu sana."

Korktuğumu farketmiş olacak ki kollarımı hafifçe ovalamaya başladı "Özür dilerim" Elini yüzüme götürerek "Söyle hadi kurban olayım kim yaptı?"

Kafamı öne eğip geri ona çevirdim "Hastanedeki adam, el kaldıran varya Damla'ya." Tuttuğu kolumdaki elini çekerek kendi elini sıkmaya başlamıştı.

Damla kapıdan girip ağlayarak yanıma doğru koştu "Tuana özür dilerim özür dilerim" eliyle yüzümdeki yaralara dokunarak "Geçecek geçecek ne olur unut ama özür dilerim."

Sıkıca boynuma sarılmaya başlamıştı.

Murat asker adamı ensesinde tutup getirdiği sırada komutanları hızla adamın yakasında tuttuğu gibi yüzüne bir yumruk savurmuştu.

Adam yere düştüğü sırada "Sen kime dokundun lan, sen kime dokundun." Nefret kusar gibi bağırıyordu.

"Lan ben daha bir kadına ufacık dokunsam rahatsız olur mu diye düşünürken sen bir de o kadına el mi kaldırdıp vurdun mu? bunu yaptın mı?" O sinirle adamı yakasından tutarak kendine doğru çekmişti

"Senin o kafanı gövdenden ayırırım" sesini daha fazla yükselterek "Anladın mı lan beni." Adam korkuyla Kafasını salladı.

Murat asker komutanı zoraki bile olsa tutup çekti.

Komutanın yüzü bana çevrildiği sırada hızla koşup yanıma geldi.

"Kolunu göster." İstemeye istemeye kolumu göstersemde üstündeki morluğu görünce ağzından bir küfür çıktı.

"Hastaneye gidelim, ambulansı ara" gür bir
Şekilde "Murat!!" Kolunu tutarak

"Ufacık şeyler için ambulans mı gerçekten?" Ellerini kollarıma götürerek

"Sana dokunanı yakarım anladın mı?" Yakın değildik beni bu kadar sahiplenmesi şaşırmama neden oluyordu.

"Yani kadınlara dokunanı yakarım anlamında." Yavaşça kolumdan tutarak kalkmama yardım etti.

Kafamı Damla'ya çevirerek "Nasıl haberleri oldu?" Damla eliyle saçımı okşayarak

"Murat, yani murat asker bana kartı vermişti hatırlıyor musun o sayede bulduk seni." Murat askere gülümseyerek teşekkür ettim.

Kapıdan bağırarak biri girmişti "Doktor hanım doktorrr." Gelen Bora askerdi.

Ellerini dizlerini götürerek nefes alıp vermeye başladı Kafasını Murat'a çevirerek "Lan, lan bende dövecektim götürüyon mu?" Hızla yanıma gelerek

"Bu şerefsiz sırf öyle seyler dedin diye yaptı demi bunları." Kafamı sallayınca Bora asker ellerini ağzına götürerek

"Bir dakika benim yüzümden mi oldu?" Kafasını adama çevirip "Ulan şerefsiz it." Diyip tam yanına gidecekken komutanları kolundan tutarak durdurdu.

Yaşadığım şeyleri normal bir insan yaşasa psikoloğa giderdi ama ben ikidir böyleleriyle denk geliyordum kafam dağılıyordu zaten.

Her şey için ama bak her şey için teşekkür komutan...

Continuer la Lecture

Vous Aimerez Aussi

1.9M 71.7K 59
DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Lavinia: Sana vermem gereken bir ceza vardı. Defne: Tobe hasa Defne: Ben ned...
Peyda Par Herkes Yalan

Roman pour Adolescents

922K 64.5K 37
Peyda, bir Gerçek Aile/Kaçırılmış Çocuk klasiğidir. "Şimdi, on yedi yıl sonra annem ve babam karşımda dikiliyorlardı. Onları görüyor, onlarla aynı m...
MELANKOLİ Par Ig: hainmango

Roman pour Adolescents

7M 407K 84
Sevdiği çocuk yerine yanlışlıkla okulun serserisine yazan Ece, başına çok büyük bir bela aldığını fark ettiği an onu engeller. Fakat her şey için ço...
819K 37.1K 20
Son yirmi yedi saniye. Zaman gelmişti, kulaklıktaki ses son kez konuşacaktı. "Sonuna geldik, küçük hanım," Alacağı canları düşündükce duyduğu memnuni...