Change Me

Da luneqxd

202K 17.8K 38.3K

[tamamlandı] Ünlü model Hwang Hyunjin arkadaşının isteği üzerine istemeyerek gittiği bardaki sanatçı Lee Feli... Altro

<3
episode 1
episode 2
episode 3
episode 4
episode 5
episode 6
episode 7
episode 8
episode 9
episode 10
episode 11
episode 12
episode 13
episode 14
episode 15
minsung özel bölüm
episode 16
episode 17
episode 18
episode 20
episode 21
episode 22
episode 23
episode 24
episode 25
hyunlix özel bölüm

episode 19

4.6K 496 1.2K
Da luneqxd

Hyunjin, en beklemediği kişinin çantasından çıkan bıçağa şok olmuş bir şekilde bakıyordu. Bir ara Changbin ile göz göze gelmiş, Changbin'in anlayamadığı yüz ifadesine bakmıştı. Bir şey demek istiyordu ama diyemiyor gibiydi. Belki de Hyunjinden özür dilemek istiyordu, belki de yaptığından pişman bile değildi.

Komiser Choi: "Hemen bu bıçağı adli tıp kurumuna gönderin. Üzerindeki kurumuş lekenin kan olup olmadığına baksınlar ve diğer şeyler ile ilgilenilsin."

Çalışan polislerden biri hemen bıçağı koyması için komiserin yanında minik delil poşetini açtı. Komiser Choi poşetin içine bıçağı bıraktı. Polis ise öne doğru eğildikten sonra hızla uzaklaştı.

Komiser Choi, Changbin'in yanına geldi. Ellerini kelepçeledi.

Komiser Choi: "Sorgu odasına geçiyoruz."

Hyunjin hemen yanlarına geldi.

Hyunjin: "Durun, bir yanlış anlaşılma olmalı! Değil mi, Changbin?"

Changbin bir şey demiyordu. Birkaç saniye bekleyen Komiser sonunda bir cevap alamayacaklarını anladığı için Changbin ile yürümeye başladı. Hyunjin ise çaresiz bir şekilde izliyordu.

***

Jisung barın kamera odasında oturmuş kameralarda bir şey bulma umuduyla kameraları inceliyordu. Minho ise bir zamandan sonra bu durumdan sıkılmış, odanın içinde dolaşıp duruyordu.

Minho: "Polisler kameraları inceliyor işte, biz neden bakıyoruz ki?"

Jisung: "Her zaman onlara güvenemezsin, Minho."

Minho iç çekti ve Jisung'un yanına oturdu.

Minho: "Yine de sabahtan beri bununla uğraşıyorsun, biraz ara ver!"

Jisung: "Off, peki."

Minho gülümsedi ve tam Jisung'un dudaklarına yaklaşacakken telefonu çaldı. Minho oflayarak telefonu açtı.

Minho: "Alo?"

X: "Seul Polis Karakolundan arıyoruz, ifadeniz için buraya gelmeniz gerekiyor."

Minho: "Yine mi? Biz ifademizi vermiştik?"

Jisung merakla Minho'ya baktı.

X: "Olası bir suçluyu yakaladık. Lütfen gelin ve ifadenizi verin."

Minho: "Peki..."

Minho telefonu kapadı ve hızla Jisung'a döndü.

Jisung: "Ne oldu?"

Minho: "Karakoldan aradılar. Şüpheli biri yakalanmış. Tekrar ifademizi istiyorlar."

Jisung: "Şüpheli mi? Gidelim hemen."

Minho olumlu anlamda kafasını yukarı aşağı salladı ve hemen odadan çıktı. Jisung da onu arkasından takip etti.

***

Changbin sorgu odasına alınmıştı. Changbin'in yüzünde anlaşılmayan bir ifade vardı. Komiser Choi ise ciddi bir şekilde Changbin'in yüzüne bakıyordu.

Komiser Choi: "Evet, Changbin. Söyle bakalım, çantandan çıkan bıçağı nasıl açıklayacaksın?"

Changbim cevap vermedi.

Komiser Choi: "Aslında yanında saldırıda kullandığın kanlı bir bıçağı taşıman, garip."

Changbin: "Avukatım gelene kadar konuşmayacağım."

Komiser Choi: "Neden? Suçlu olduğun için mi? Seni koruyacak birine mi ihtiyacın var?"

Changbin: "Hayır, bir avukat şuan en doğal hakkım."

Komiser Choi derin bir nefes aldı ve sinirle odadan çıktı. Çıktığı gibi karşısında Hyunjin'i görmeyi beklemiyordu.

Hyunjin: "Ne diyor?"

Komiser Choi: "Konuşmuyor."

Hyunjin: "Konuşmuyor mu...?"

Komiser Choi kafasını yavaşça yukarı aşağı salladı.

Komiser Choi: "Bay Hwang, sizin evde olduğunuzu Changbin onaylamıştı. Peki, Changbin neredeydi?"

Hyunjin: "Changbin ile evimde beraberdik. Dosyaları inceliyorduk. 22.15 civarında da benim evimden ayrıldı."

Komiser Choi: "Sizin evden bara ne kadar sürede gidiliyor?"

Hyunjin: "Yaklaşık 20 dakikada.."

Komiser Choi: "Anladım, teşekkürler."

*

Jisung ve Minho olabildiğince hızlı bir şekilde Karakola geldiler. Hemen içeri girip etraflarına bakındılar. O sırada koridordaki Hyunjin'i gördüler.

Minho: "Hyunjin!"

Jisung ve Minho hızlı adımlarla Hyunjin'in yanına gittiler.

Jisung: "Ne oluyor? Şüpheli biri olduğunu söylediler."

Hyunjin derin bir nefes aldı.

Hyunjin: "O şüpheli kişi Changbin."

Jisung ve Minho şaşırmış bir şekilde Hyunjin'e baktı ve ardından ikisi de aynı anda "Ne?" diye bağırdı.

Hyunjin: "Karakola girdiğimiz zaman çantasından bir bıçak çıktı."

Minho: "O mU Felix'i bıçaklamış?"

Hyunjin: "Bilmiyorum. Sadece onun yapmadığını ummakla yetiniyorum."

Jisung: "Sakin olalım. Kesin bir bilgi yok elimizde."

Hyunjin: "Bıçak teste gönderildi. Kanın kimin olduğuna falan bakacaklarmış."

Minho: "O çocuk bir elime düşse var ya."

Jisung, Minho'nun kolunu sıktı.

Jisung: "Şimdi sırası değil."

Minho sinirli bir şekilde Jisung'a baktı.

Jisung: "Felix'in haberi var mı?"

Hyunjin başını sağa sola salladı.

Jisung: "Şimdilik söylemeyelim. İşler ciddiye bindiğinde haber veririz."

Hyunjin ve Minho, Jisung'u onayladı. O sırada yanlarına bir polis memuru geldi.

X: "Han Jisung ve Lee Minho siz misiniz?"

Minho: "Evet, biziz."

X: "İçeride ifadenizi alacaklar, buyrun."

İkili ayrı masalara ifadelerini vermek için oturdular.

***

Minho ifadesini vereceği sırada türlü türlü şey düşünüyordu. O gece gördüğü her şeyi aklından geçiriyordu. O anda gördüklerini en ufak ayrıntısına kadar hatırlamalıydı.

X: "Olay yerinde gördüklerinizi anlatabilir misiniz?"

Minho: "Kalabalığın arkasında içiyordum. Birden ortalık açıldı. Zaten bakmak için gittiğimde de yerde yatan Felix'i gördüm."

X: "Herhangi bir şüpheli biri gözünüze çarptı mı? Veya bunu yapanı gördünüz mü?"

Minho: "Hiçbir şey görmedim. Dediğim gibi kalabalığın dağılması ile fark ettim. Ne şüpheli biri ne de olay yerinden kaçan birini görmedim."

X: "Changbin o gece orada mıydı?"

Minho: "Ben görmedim. Ama cidden bunu o mu yaptı? Zaten kameraların yerini o kadar iyi bilmesi garipti."

X: "Ne demek istiyorsunuz?"

Minho: "Ah, geçtiğimiz günlerde yaşanan bir olay için kamera görüntülerini izliyorduk. Changbin ise o sırada bakmayı unuttuğumuz kameraların yerini bize söylemişti."

X: "Hmm, bizde zanlının kameraların yerini iyi bildiğini düşünüyorduk. Bar ve barın çevresinde pek bir kameraya yakalanmamış."

Minho: "Changbinden beklemezdim gerçekten!"

Polis, Minho'ya birkaç sorusu daha sorduktan sonra sorguyu bitirdi.

Jisung'a da hemen hemen aynı sorular sorulmuş, kendisi de soruları Minho'nun verdiği cevaplara yakın cevaplar vererek cevaplamıştı. Olaylar sırasında sürekli Minho'nun yakınlarında olduğundan ikilinin tanık olduğu şeyler de aynıydı. Bu yüzden cevaplarında büyük bir fark yoktu.

***

Karakoldaki sessizliği içeri kızgın bir şekilde giren kadın bozmuştu. Bağırıp duruyor ve Changbin'in nerede olduğunu soruyordu. Çıldırmış bir şekilde koşarak her yere bakıyordu. Ve o anda elinde kelepçeler, yanında ise bir polis ile koridorda yürüyen Changbin'i gördü. Görmesiyle koşarak Changbin'e saldırması bir oldu. Tişörtünün yakasından kavramış, Changbin'i sinirle ileri geri itiyordu. Changbin ise ifadesiz bir şekilde Nova'nın sinirli suratına bakıyordu.

Nova: "Neden kardeşime bunu yaptın? Ne istedin ondan?"

Nova çığlık çığlığa, bağırarak konuşuyordu. Bütün karakolu ayağa kaldırmıştı. Changbin'i itip kakarken iki el kollarından sımsıkı tutarak Nova'yi geri çekti. Nova kaçmaya çalışsa da kendini kurtaramıyordu. Jisung, Nova'yı sertçe tutuyordu.

Jisung: "Lütfen biraz sakin olur musun?!"

Nova, Jisung'un dediğine aldırış etmeden sinirle olduğu yerde hareket etmeye, kendini Jisung'un ellerinden kurtarıp Changbin'e saldırmaya çalışıyordu.

Jisung: "Sen kimden Changbin'in durumunu öğrendin ki?"

Nova'nın çığlıkları ve Jisung'un söylentileri arasında Hyunjin diğer koridordan yavaş adımlarla yanlarına geldi.

Hyunjin: "Benden öğrendi."

Hyunjin'i gören Nova hareket etmeyi bıraktı. Nefes nefese, hâlâ içindeki sinirden kurtulamamış gözlerle Hyunjin'e bakmaya başladı. Jisung, Nova'nın sakinleştiğini görünce sımsıkı Nova'nın kollarını tutan ellerini hafifletti. Tam o anda Nova kendini hızla ileriye atarak Jisung dan kurtuldu. Changbin tekrar ona geleceğini düşünerek geri çekildi fakat Nova, Changbin'in yanından hızla geçerek Hyunjin'in yanına gitti.

Nova: "Hyunjin, gerçekten bu pislik mi kardeşime saldırmış?"

Hyunjin: "Lütfen sakin ol. Daha hiçbir şey kesin değil."

Jisung sinirli bir şekilde yanlarına gitti.

Jisung: "Sen neden onu buraya çağırdın ki?"

Hyunjin, Jisung'a döndü.

Hyunjin: "Kardeşinin abisinin soruşturmasıyla ilgili bilgi alması normal değil mi? Bunu ona söylemem gerekiyordu."

Nova: "Evet, doğru olanı yaptın. Teşekkürler."

Nova sinirle ileride öylece duran Changbin'e bakıyordu.

Nova: "Niye bir şey söylemiyor bu?"

Hyunjin: "Bıçak çantasından çıktığından beri tek dediği şey "Avukatım gelmeden konuşmam." oldu."

Nova gözlerini devirdi.

Nova: "Eğer gerçekten o yaptıysa.."

Hyunjin: "Nova, O benim korumam."

Nova, Changbin'e sinirle bakan gözlerini hızla Hyunjin'e döndürdü. Şuan gözleri şaşkınlıkla bakıyordu.

Nova: "Ne dedin sen? Koruma mı? Neden böyle bir psikopat senin koruman?"

Hyunjin: "Daha bıçağın ona ait olup olmadığını bile bilmiyoruz, bu kadar önyargılı olma."

*

Nova bir koltuğa oturmuştu, Hyunjin de onu sakinleştirmek için su almaya gitmişti. Geri geldiğinde suyu Nova'ya verdi.

Nova: "İstemiyorum."

Hyunjin: "İç şunu, kendinde değilsin. Daha fazla olay çıkartsaydın sana da bir ceza verebilirlerdi."

Nova: "Neden ki? Benim bir suçum yok."

Hyunjin: "Suçluya saldırma cezası, para cezasına çarptırılırdın."

Nova: "Demek sen de Changbin'in suçlu olduğunu düşünüyorsun o zaman neden onu savunuyorsun."

Hyunjin: "Hayır o anlamda değil."

Hyunjin sözünü bitiremeden cebinde ki telefon titredi. Hyunjin ayağa kalktı, Nova'dan biraz uzaklaştıktan sonra telefonu cebinden çıkarttı.

Arayan Hwasaydı.

Hyunjin derin bir nefes aldı ve telefonu açtı.

Hyunjin: "Efendim Bayan Ahn, bir sorun mu var?"

Hwasa: "Normalde bir sorun olsa sekreterine ya da sana mesaj yoluyla iletirdim. Ama Felix'in olaylarını duydum, bu bizim şirketimize de yansıdı. Moda Haftası için de konuşmamız gerek. Lütfen hızlıca şirkete gel."

Hwasa'nın sesi endişeli geliyordu ve Hyunjin cevap veremeden telefonu kapattı.

Hyunjin tekrardan Nova'nın yanına geldi.

Hyunjin: "Acil bir işim çıktı. Sende burada fazla kalma, sorun da çıkartma lütfen."

Nova, Hyunjin'in emrivaki konuşmasından hoşlanmamıştı ama sesini çıkarmadan kafasıyla onaylamıştı.

Hyunjin karakoldan çıktığında ilerde park edilmiş olan arabasına doğru ilerledi ve ona bindi. Sabahtan beri yaşananları düşündü, başı ağrıyordu. Bunları umursamadan emniyet kemerini taktı ve gaza bastı.

*

Hyunjin şirketin önüne geldiğinde onu bir kalabalık bekliyordu. Arka girişten girmeyi düşündü ama orada yaklaşık iki hafta sürecek bir yapılandırma çalışma olduğunu hatırladı. Hyunjin arabanın torpidosunu açtı ve oradan siyah bir şapka ile maske aldı. Şapkayı taktı ve aynada saçını da düzelttikten sonra maskeyi taktı. Hyunjin böyle durumlar için hep önlem alırdı.

Arabasından çıktı ve şirketin önünde bekleyen kameramanlara görünmeden kenardan içeri girmek istedi fakat işler istediği gibi gitmedi.

Bir kameraman onu fark etti ve herkesin duyacağı bir şekilde bağırdı.

Kameraman: "Bu Hwang Hyunjin!"

Herkes Hyunjin'i fark etti.

Hyunjin içinden geçirdi "Ah, Siktir."

Hyunjin adımlarını hızlandırdı ama önünde çoktan bir kalabalık toplaşıştı.

X: "Bay Hwang bir açıklama yapacak mısınız?"

X: "Moda Haftasına Lee Felix ile katıldığınız doğru mu? Onun bıçaklandığını biliyor muydunuz?"

X: "Bu durumdan haberiniz var mıydı?"

X: "Felix'in yanındaki kız onun sevgilisi mi?"

Hyunjin soruların hiç birini cevaplamadan şirkete girmeyi başarmıştı.

"Ne kadar saçma sorular soruyorlar, Felix'in kardeşiyle olan durumu ben neden açıklayayım?"

Hyunjin maskesini çıkartıp üstünü düzelttikten sonra X-ray cihazından geçti ve asansöre doğru ilerledi.

*

Kapıyı çaldı, onay geldiğinde içeri girdi. Hyunjin, Hwasa'nın karşısında ki koltuğa oturunca Hwasa söze girdi.

Hwasa: "Aşağıda olanları duydum, kusura bakma Hyunjin. Bir şekilde beraber Paris Moda Haftasına gideceğiniz sızdırılmış, Felix'in bıçaklanma olayı da olunca... O nasıl bu arada?"

Hyunjin: "Ciddi bir durumu yok neyse ki ama hastane de bir süre daha kalması gerekiyormuş."

Hwasa: "Anladım. Bu konuyu açmak istemiyorum ama Felix Moda Haftasına katılamayacak o zaman, değil mi?"

Hyunjin: "Evet, bu süreçte ben de onun yanında kalacağım yani ben de katılmayacağım."

Hwasa: "Ama Hyunjin bu önemli bir etkinlik bunu en iyi sen biliyorsun."

Hyunjin ayağa kalktı.

Hyunjin: "Üzgünüm Bayan Ahn ama Felix'in sağlıyı benim için her şeyden daha önemli."

Hyunjin saygı anlamında eğildikten sonra odadan hızlıca çıktı.

Hyunjin derin bir nefes verdi.

"Yanlış bir şey yapmadın Hyunjin."

Hyunjin aşağı lobiye indiğinde telefonu çaldı.

Arayan Felix'ti

Hyunjin: "Efendim Felix, bir sorun yok iyisin değil mi?"

Felix: "Ben iyiyim ama aşağı da büyük bir kalabalık var, çoğu kameraman.... korkuyorum."

Hyunjin: "Endişelenme, aşağı kapının önünde İKİ tane koruma var, senin olduğun katta da korumalarım var yani sana bir şey olmaz. Hem ben de yanına geliyorum."

Felix: "Lütfen hızlı ol sevgilim."

Hyunjin: "Birazdan orda olmuş olurum."

Hyunjin telefonu kapattıktan sonra Felix'in son cümlesini bir kaç kez daha düşündü.

"Sevgilim mi? Sevgilin miyim gerçekten..."

"Ah, beni baştan çıkarmayı biliyorsun."

Hyunjin kendi kendine konuşurken lobide ki danışmanın kendisine baktığını fark etti. Kadın ona garip bir şekilde bakıyordu. Hyunjin onu fark edince gülümsemesinin yerini ciddi bir ifade aldı. Üstünü düzelttikten sonra cebinden maskesini çıkartıp taktı ve şirketten çıktı.




Bölümler hızlı mı gelmeye başladı sankii HUIYSDGYUHDSUV bu arada biri "Change Me" için biri edit yapmış ben şahsen çok beğendim UHDCIUHSDUVB editi ekledim instagram da hikayemee. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın çok öpüyorum sizii

sosyal medya hesaplarım

tt: httpss.fi3

insta: httpss.fic

<3



Continua a leggere

Ti piacerà anche

427K 35.1K 27
Melez Kaplan Taehyung, Melez Tavşan Jungkook ile sevgili olmak istiyordu Ha birde onu altında inletmeyi... [texting+düz yazı] #3 - taekook [13.08.202...
1.6K 254 5
ölmek için zamanın yokken, ölmen için zaman yarattım.
6.3K 723 30
Chan kardeşi Chaewon'a güvenerek gece eve gelmez... Fic Chan ve Chaewon kardeşlerin ailelerine söyledikleri yalanlarla birlikte çıkmaz bir sokağa gir...
1.9K 297 6
Jisung gece geç saatlerde bastıran yağmurla birlikte bulduğu ilk binaya girmişti. Dışarıdan normal ve sakin gibi gözüken bu binanın içinde kumarcılar...