yozlaşmış ceset | sanzu x rea...

By lithwium

3.5K 308 587

manipülatif yandere sanzu ve tapan yandere y/n kantı manji zamanında geçer gelecek bir kaç bölüm bontende olu... More

yorgunum ağrılar...
düşen maskeler
if he likes me, takes me home
uğusuz 8. nesil
kırık bir aynanın yansıması yanıltıcıdır.
kafatasından basamaklar

iskambil kulesi

286 35 39
By lithwium

"iskambil kulesi"

Bölüm5

Şu ana kadar hayatında sürekli kendi kendine huzur verebilmek için çabalıyordu. "Ben de olmasam ne yapardım bilmiyorum."  diye saçma sapan kendi kendine dülerek söylendiği bile olurdu. 

Şuan dinlediği müziğin sesi ile dışarıdan gelen şehir gürültüsünün sesinin seviyesini eşitlemeye çalışıyordu kendince, sanki mümkünmüş gibi. Ha bir de  Sanzu'nun göğsünde olan başından gelen tatlı nefes sesi vardı.

Sanırım artık ona nefes sesini bile hayranlık uyandırıcı ve tatlı bulacak kadar bağlandı. Üzerine bir de yağmur başladı. Hak ettiğinden daha fazla huzura kavuşmuş durumda olduğunu düşünüyor. En azından ailesine tanımadığı birinin verdiği cesaretle dehşet yaşatan biri için...

Tuhaf olsa da gerçekten umursamadı. Sonuçta kimsenin vermediği ilgiyi, şefkati vermişti Sanzu ona. Gözlerini kapattı, huzurla odadaki huzuru içine çeker gibi derin bir nefes aldı. Çalan zil sesi melodisiyle siniri bozularak hızla nefesini verdi isyan edercesine.

Sanzu kıpırdansa da uyanmamıştı. Telen bir süre sonra çalmayı bıraktı. Ancak arayan kişi ısrarlıydı ki yeniden çaldı. Sanzu hafiften kıpırdanınca başını göğüsünden aldı ve yastığa koydu. 

Komidindeki telefonu aldı. Aramayı cevapladı ancak daha tam kulağına götüremeden geri çekmek zorunda kaldı.Ahizedeki ses bağırıyordu.

"Alo Haruchiyo'yu mu aramıştınız. Kendisi şuan müsait de-" İkisi de aynanda konuşmaya başladı.

"Neden kaç gündür aramalarıma cevap vermiyorsun? Sadece iş üzerindeyim olacak gibi demekle sorun çözülüyor mu?" Söylediklerinden en anlaşılabileni bunlardı. Sesi sürekli kesiliyordu. Ancak tam anlayamadıklarının da küfür olduğuna neredeyse emindi.

"CHİHARU BIRAK ONU HEMEN!" Chiharu hemen yanı başında yükselen sesle sıçradı. Ardından gözleri doldu. Telefonu ani refleksle ona uzattı.

Sanzu "Mikey üzerine vazife olmayan bir şekilde telefonu açtı, özür dilerim. Şimdi seninle konuşabilirim."

"Ben sana önemli görev var diyorum sen eve fahişe mi atıyorsun? Herkesten beklerdim ama sana beklemezdim." Mikey bi posta da Sanzu'ya saydırdı. "Hemen depoya geliyorsun."

"Sana kim telefonlarımı açabilirsin dedi?" Chiharu ilk defa Sanzu'yu bu kadar sinirli gördü. Hayır, yanlış tabir... Sanzu ilk defa Chiharu'ya sinirlenmişti. Daha ilk kez yanlış bir şey yapmış biri için tepkisi aşırıydı. Hızla giyindi ve acaleyle dışarı çıktı. 

Chiharu dış kapının sesini duyudğu an göz yaşlarını salıverdi. Ara ara olan kesik hıçkırıklarla hüngür hüngür ağlamaya başladı. Nerede hata yapmıştı ki? Telfenunu açmamasını da söylememişti. Zaten bir buçuk haftadır gün boyu kimsenin aradığını görmemişti. 

Basbaya yalnız olan biriydi Sanzu. Mesaj kutusundaki tek mesaj telefon operatöründendi. Bu  yüzden sorun olacağını düşünmemişti.

Sanzu onu terk mi edecekti bundan sonra? Kabullenemezdi bunu kısa sürede paylaştıkları onca şeyden sonra. Onsuz yapamazdı, yıkılırdı. Onun aklına sadece duygusal sebepler gelse de işin somut tarafı vardı bir de. Ailesini mahvettikten sonra evine dönemezdi.

Fakat zihnini aklı bir karış havada hala onsuz ne yapacağını düşünerek meşgul etti. Sarındığı battaniyeyi kenera attı. Ayaklarını sürüyerek mutfağa gitti. Yüzünü yıkayacak enerjisi bile yoktu. İlk defa tek başına kahvaltı yaptı. 

'Nasıl olsa beni sağlığım için yemek yemeye ikna edecek biri yok.' diyerek pek fazla bir şey yemedi. İştahı kaçmıştı zaten. Gözü yaş dolu olsa da ağlamamak için kendini sıkıyordu. Buna rağmen kahvaltısını toplamadan salona geçerken bir kaç damla süzüldü yanağından. 

Koltuğa oturdu bir ayağını sehpaya koydu, bir dizini de kendisine çekerek başını yasladı. Dünkü dağınıklıklarını izledi sessizce. Saçma replik tekrar etme oyunu ile eğlenmişlerdi baya. Neden birden bire kötü olmuşlardı ki...

Çerezler, cipsler, noodle tabakları, şuan üzerinde yüzen bir kaç tane sineğin olduğu yarısı içilmiş meyve suyu. Evi bok götürüyordu. 

dün gece

Sanzu aşırı toplu bir insan olmasa da yaşanılabilir bir ortamı sağlayabiliyordu kendine. Chiharu ile ilgileneceğim derken o da salmıştı kendini. Başta sıkıcı olacağını düşünse de öyle olmamıştı. Mikey'i ve işleri ile ilgilenirken eğlenmeyi unutmuştu neredeyse. Farketmeden birbirine uyum sağlamışlardı.

Chiharu da Sanzu'dan daha leş bir insan olunca ortaya bu manzara çıkıyordu. Her bir abur cubur paketi açık sehpaya attıktan sonra 'kalkaraken alırız' yalanını söylediler birbirine anlaşmış gibi. 

Saatler ilerledikçe paketler açıldı, mideleri mideleri tıka basa doldu, göz kapakları hafiften kapanmaya başladı, boktan dizilere de artık o kadar çok gülemiyorlardı.

"Artık yatalım burada uyuyakalacağız yoksa." Sanzunun esneyerek söyledikleri ile güldü Chiharu. Çöp yığınına toplamak için uzandı. "Siktir et çöpü. Yarın toplarız kaçmıyorlar ya!" 

Vücudunu esneterek kalktı. Chiharu gitmeden önce Sanzu'nun kazağının ucunu tuttu. "Sanzu?"

Sanzu başını arkaya yatırarak cevap verdi. "Hmm?"

"Senle yatabilir miyim bu gece? Teklifin hala geçerli mi?" Onunla birlikte yatmak. Ama sevişme anlamında değil, malesef... Ben de smut yazmak isterdim.

"Yastığını al gel."

Mucho deli yattığı için büyük yatak takıntısı olan biriydi. Sanzu ilk geldiklerinde eğer isterse onunla uyuyabileceğini fakat eğer istemezse koltukta yatamayacağını söylemişti Chiharu'ya.  Yatağından olacak kadar da duyarlı birisi değildi. Chiharu ise çekindiğinden koltukta yatmayı tercih etmişti.

Ancak bir kaç günden sonra beli ağrımaya başladı ve şimdi de kolu askılı. Artık katlanabileceğini düşünmüyordu. Sanzu'nun da onu yiyecek hali yoktu sonuçta. Yastığını kaptığı gibi ayaklarını sürüyerek onu takip etti.

günümüz başka bir yerde

"Yani sen adamın çete kontrolünü beğenmedin. Bi de üstüne üstlük kim olduğunu sakladığı kızı beğendin. Kızın travmalarına travma ekledin. Şimdi de kızı lider mi yapmak istiyorsun? Senin amacın ne?"

Mikey oturduğu yerde dizini sallıyordu sinirden. Sanzu normalde bu kadar da umursama bir insan değildi. 

"Canım sıkılıyor Mikey ve emin ol başarılı olacak planım. Bize çok fayda sağlayacak emin ol. O adam bize mutlaka kazık atardı ama Chii atmayacak."

"Takma adla mı seslenmeye başladın bir de! Çeteye yararı olur mu bilinmez ama sikime şimdiden yararı olmuş gibi görünüyor."

 "Bok gibi bir çetenin bize eklenmesini mi düzgün bir çetenin eklenemsini mi tercih edersin? Neden kızdan bu kadar rahatsızlık duydun? Ne ben önüme geleni yatağa atan bir insanım ne de o bir fahişe çok fazla değil mi söylediklerin? Başka bir nedeni mi var?"

"Evet var. Savaşta kadın ve çocukların yeri yoktur. Eğlenmek için birinin hayatını karartma. Emma'ya ne olduğunu görmedin mi? Bahse varırım kendini savunmayı bile bilmiyordur."

"Hayır ama öğrenecek. Birilerini keserken nasıl vahşi göründüğü hakkında bir fikrin yok. O yüzden onu masum taraftan saymana gerek yok."

"Yiyeceğin kadar bok yedin. Madem öyle düngün bir çete istiyorum senden."

Biraz daha önemsiz şeylerden konuştuktan sonra Sanzu depodan çıktı. Acilen eve dönmesi gerekiyordu. Düşünmeden ani tepki vermişti.  İskambil kartları ile kurduğu o mükemmel kulenin bir el çarpması ile yıkılmasına seyirci kalamazdı. Nolursa olsun toparlayacaktı durumu.

960 kelime

Mikey hakkında ne düşünüyorsunuz?

Sanzu hakkında ne düşünüyorsunuz, nasıl bir yol izleyecek?

Chiharu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Serpenler ve Kanto Manji çetesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Continue Reading

You'll Also Like

25.9K 1.5K 14
Oynanılan her oyun er ya da geç bitmeye mahkumdur..
71.2K 5.3K 30
jungkook kendisine takıntılı eski kız arkadaşından kurtulmanın tek yolunu eşcinsel olduğunu ileri sürmekte görüyordu ve bunun için taehyung'tan yardı...
44.1K 2.1K 33
Kızın sesini duyunca Alaz'ın omuzları gevşedi. "Öldüm, Asi." Gözlerini kızın yüzünde dolaştırdı. "Sensiz geçirdiğim her gün biraz daha öldüm." Asi al...
225K 22.1K 32
Ülkesine dönen delta ve kendi halinde takılan sessiz bir omega bir gece birlikte olur.