Barutla Yan

De mrcwho

451K 32.4K 8.6K

(bxb) -Düz yazı ve texting- Tamamlandı Biri öfkeliydi biri arsız, seviştiler ansız... Hiç Tanımaz Tenim Eller... Mai multe

1. Batu Günü
2.Mekânda esmer
3. Esmerfobik
4. Haşin Esmer
5. Buldum seni esmer!
6. Fake make uğraşlar
7. Esmerrellam
8. Doğum günü
9. Başlasın Bahar Dönemi
10. Kusur mu şimdi geri zekalılık?
11. Önyargılı öküzrella
12. Esmerle normalleşme
13. Aşk sakızı
14. Patatesli Kızılderililer
15. Esmer bana düşmandır
16. Öpücük mü?
17. Antisiyim depresyonun
18. Haşin miymiş haşin esmer
19. Kendine Saygın yok
20. Aşk hastalıktır
21. Esmerden anlamsız mesajlar
22. Nefesi dudaklarımı süsledi
23. Umut şimdi etkisiz elaman mı?
25. Batu'nun senaryosu ektedir
26. Paravan insin
27. Arsız esmer
28. Etti mi sana kusur üç
29. Aramızda zincir var
30. Gitme, aklım sende kalır
31. 10 dakika meselesi
32. Aklımdan çıkmaya zahmet bile etmiyorsun
33. Esmerin ailesi
34. Ummayı ummak
35. Son bir gün
36. Kavuşan esmer ile sarı
37. İki hafta...
38. Hırslı esmer
39. Kaşınan sensin
40. Kendi düşen ağlamaz, ağlarsa zevkten ağlar
41.Öfkeye karşı
42.Kendine gelmene asla izin vermem
43.Zaten çıldırmışsın
44. Ama sen değilsin
45. Denemek
46. Sadece sen gör
47. Kendini tebrik et
48. Esmersiz ne yapacak?
49. Onun can acısı benim can acım
50. Yorgunluk
51. Hayal kırıklığı?
52. Saklı yılanın ortaya çıkan zehri
53. Görünmez çaba
54. Sessizliğin ardından
55. Her şeyim sen
56. Ferman
57. Dayanılmaz His
58. Esmerrella ile kazanmak
59. Remora ve Köpek balığı
60. Kız istiyorsan tuz at
61. İşsizlik birliğin planı
62. Ateşle Yan

24. Biri öfkeli, biri ise arsız

10.7K 635 435
De mrcwho

BAKIN BAZI CANIM OKUYUCULARIM NE YAPIP EDİP BENİ BAŞTAN ÇIKARDILAR, BÖLÜM ERKEN GELDİ. DOLU YORUM YAPACAKSINIZ BU BÖLÜMDE BAAKKK

Uyarı: Cinsellik içerir (+18)

.

Umutlar paramparça olduğu zaman en çok kalbe zarar veriyormuş. Oluk oluk kanadığını hissediyordum. Onu başka biri ile görsem ne yapacağımı kestiremiyordum.

Hem hakkım neydi? Hangi sıfatla engelleyecektim? Çocuk, üstüne basa basa 'Olmaz bizden.' demedi mi? Dedi, hem de her defasında.

Boş boş kapıya bakıyordu. Gözlerimin içi yanıyor, burun köküm sızlıyordu.  Çocukken ailemden bir şey istediğim zaman yapılmadığında bu hale gelmiştim ben. İlk defa bu kadar yıkılmış gibi hissediyordum.

Duygusuz, arsız ya da umursamaz dendiği zaman Batu denirken, bu sıfatı bana layık görenler bu halimi görse kahkaha atarlardı.

Öfkeli hissediyordum. Beni tek bu hale getiren çocuğa karşı öfke hissediyordum. Onu yıkıp dökmek istiyordum.  Nasıl içimi oluk oluk kan akıttıysa, onu da kanatmak istiyordum. Evime gelmeden önce asla bunları düşünmezdim. Derdim ki bana umut vermedi, hoşlanmıyor derdim. Derdim abi, üstesinden gelmem daha kolay olurdu.

Ama o evime geldi, tek tek söndürdüğüm umutlarımı bir anda ışık oldu. Gözlerinde gördüm ben hüznü, benden hoşlandığını. Şimdi eve kız atması bana yönelik sadece aldatma olurdu. Duygularımı aldattı çünkü.

Kendimi fazla tutamayıp zile basmak yerine kapıyı şiddetli bir şekilde çaldım.

Bir süre sonra kapı arkasından sesi geldi. "Kim lan bu alacaklı gibi." Kapıyı bir hışımla açmıştı.

Gördüğüm görüntü ile kanım donmuştu. Ağlayacaktım şimdi. Esmerim yarı çıplak şekilde karşımda duruyordu. Altında ona biraz geniş gelen gri eşofman vardı sadece.

Beni gördüğünde çatık olan kaşları bozulmuştu. Şaşkınca bana bakıyordu.

Onu net göremiyordum. Çünkü gözlerim dolmuştu. Hırsla geriye iteledim ve içeriye girdim. "Nerde!" diye bağırdım.

Ses çıkarmadan hâlâ şaşkınca bana bakıyordu. "Nerede diyorum sana." Ortalıkta gözükmüyordu, uygunsuz bir halde miydi?

Onu geride bırakıp evin odaların gezdim. "Ne yapıyorsun manyak?" dedi. Ona döndüm.

Darmadağın halimle karşı karşıya gelince afallamıştı. Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. "Eve kız atacağını söyledin arkadaşlarına." dediğimde inanmayarak bana baktı.

"Sen nereden duydun?" dedi hayretle.

"Arkanda oturuyordum." dedim. Hâlâ bakışlarım evde geziniyordu. 

"Boşuna bakma lan, kız falan yok evde sazan." dedi.

"Kız girerken gördüm." dediğinde elini alnına vurdu. "Ne yapacağın ben seninle." diye mırıldandı.

"Beynini mi yitirdin sarı? Bu apartmanda tek ben yaşamıyorum, biliyorsun değil mi? Arkamda oturuyorsan duymadın mı nasıl ısrar ediyorlardı, başımdan salmak için öyle dedim. " dedi.

Bir an rahatlamıştım. Gözümden yaş düşürürken hızlıca silip başımı eğdim. Kısa süreli yaşadığım bu korku bana fazla gelmişti ve karşımdaki esmer hiç olmayacağız diyordu. Bu bana kafa yedirtirdi.

"Ağlama. " dedi soğuk sesiyle. Gözümden peş peşe düşen yaşları engelleyemiyordum. Sakinleştirmem gerekiyordu kendimi.

Yaşlarımı silip kendimi toparlamaya çalıştım. Başımı kaldırdım.  Bana öfkeli bakıyordu ve üzgün... Bilmiyordum. Gördüğü görüntü onu rahatsız ettiği belliydi. .

İkimiz birbirimize bakarken göz kontağımızı Ertuğrul bozmuştu. Göğüs kafesin hızlı inip kalkmaya başladı. Öfke doluydu farkındaydım.

Evini basmış, bağırmış, o yetmemiş gibi ağlamıştım karşısında. Bilmiyordum fakat üzülmemi başından beri istemeyen biriydi. Salak Batu, çocuk bu yüzden senden uzak dur deyip durdu ya.

Konuşmayacağını anladığımda açıklama gereği duydum. "Duyduğum anda ne  yapacağımı bilemedim, bu yüzden mantıklı düşünemedim. "

Hâlâ donuk gözlerdi. "Sana ne bundan Batu." dedi. Kaşlarım çatıldı, ne demek sana ne ulan!

Patlayacak gibi duruyordu. "Sana ne Batu!" dedi kollarını sallayarak. Donup ona baktım. "Eve kız atarım ya da atmam sana ne! Yokuz biz oğlum, birlikte değiliz, hayatıma neden senin duyguların var diye şekil vereyim Allah aşkına!" dedi. Öfkeyle soluyordu.

"Çıkmıyorsun lan zaten aklımdan, en azından günlük yaşamımda bana izin ver. Kendi hayatımıza bakalım Batu!" Bağırır bir şekilde konuşması birazdan apartmanda yaşayanları toplayacak cinstendi.

"Anla abi artık anla." dedi.

Yutkundum karşısında. Konuşmadan önce başımı eğip dudağımı ısırdım. Kalbim yangınlar arasında hayatta kalmaya çalışırken onun böyle davranması zoruma gidiyordu.

Onun karşısında ezilip büzülmekten nefret ediyordum. Elimle tekrar gözlerimi kuruladım. Eğik olan başımı kaldırdım bana hâlâ öfkeyle  bakan esmere meydan okuyan mavilerimi diktim.

Geçen birkaç ayda belki de ilk defa bu halime şahit olacak. Başını salladım hızlıca. "Tamam... tamam. Dediğini yapacağım. " dedim.

"İyi." dedi sadece. Hırs bütün iliklerimde dolanıyordu.

"Ben aptal gibi neden kendimi tutuyorum ki. Haklısın, hiçbir zaman bir olmayacağız. Beyhude hayallere kapılmanın anlamı yok. " Sesim yavaş yavaş yükseliyordu.

Onu doğru bir adım atıp yaklaştım. Dedim ya yanında arsızlığıma hep kilit vuruluyor diye. Açmıştım o kilidi.

"Şimdi bu evden çıkacağım aylardır çektiğim açlığı girdiğim mekanda gördüğüm ilk erkeğin kollarına atarak gidereceğim." dedi.

Büyüyen göz bebeklerini izledim. "Görürsün, bende seni unutacağım.  Ben de hayatıma bakacağım.  Hatta bugün senden kurtuluşum bir adamla kutlayacağım." dedim. Tamamen ona sinirlenmek için kurulan içi boş cümleydi.  Karşımda sinirden kızarmaya başlamıştı. Bir şey demese bile boynunda şişen damarlar kendini belli ediyordu. Başka bir şey demedim.  Ona son kez bakıp yanından geçtim ve kapıya yöneldim.

Artık bitmişti değil mi? Bu kadardı işte.  Zavallıydım, hâlâ içimden bir umut tohumu vardı ve 'gitme' demesini umuyordu.  Ama esmer, beynime olmayacağımızı güzelce kazımıştı.

Kapının kurpunu tutup araladığımda aniden kapı kapatılmış, büyük bir gürültü oluşmuştu ortamda.  Ne olduğunu anlamadan Ertuğrul hızlı ve sert bir şekilde kolumu kavrayıp beni döndürdüğü gibi kapıya yasladı.

Hareketleri öfkesiyle entegre olmuştu. Kapıyı tuttuğu eli çenemi kaplarken parmakları boğazıma batıyordu. Yüzüne  bakma fırsatını bana tanımadan nefesimi kesecek eylemi gerçekleştirmişti. Beklemediğim anda dudakları dudaklarımı esir almıştı.

Dudaklarım ona olan öfkemden dolayı sımsıkı kapalıydı ve o beni şaşırtmayı kendine huy edinmiş gibi diliyle dudaklarımı ayırmaya çalışıyordu. Dudaklarımı yalıyor, diliyle ayırmaya çalışıyor yetmiyor ısırıyordu. Bana olan öfkesini iki pembe etten çıkartıyordu. Dişlerinin sertliği, dilinin sıcaklığı ve ıslaklığı yer edinirken benden ayrıldığı zaman afallamıştım.

"Bir daha söyle." dedi kısık ama buram buram öfkeli kokan sesiyle.  "Bir adamla birlikte olacağını bir daha söyle." diye haykırdı yüzüme.

Bende öfkemi onun gibi göstermeyi seçtim. Mantık şu an aramızdan çekilmişti çünkü. Birbirimize böyle zarar vereceksek kabulümdü.

Önümde ıslak duran dudaklara kapandım. Dudakları da kendisi gibi öfkeliydi, kollarımı onun boynuna dolarken dudaklarımı araladım. Dilini anında ağzımın içine yönlendirmişti. İri elleri belimi sıkı sıkıya kavradığında dillerimiz gerçekten bir kavga içindeydi sanki.

Rüya olmasından korktuğum için gözlerimi sımsıkı kapatmıştım ve onun üzerimde ki hakimiyetine izin verdim.

Tişörtümün eteklerinden tutup nazik olmayacak şekilde üzerimden çıkarıp fırlattı. Vücudumu süzdükten sonra dudaklarını yaladı ve beni yeniden kendine çekti. Elleri kalçamı kavradı ve sıktığında inlemem saniyelik ayrılan dudaklarımız arasında yankı yaptı.

Ardından beni kaldırdığında bacaklarımı onun beline doladım. Dudaklarımı  öyle bir öfkeyle ve şehvetle öpüyordu ki ona ayak uydurmak zordu.  Baştan aşağı tamamen onu arzuluyordum ve  o da beni arzuladığını şu an  belli ediyordu.

Odası olduğunu tahmin ettiğim odanın kapısını gürültü çıkartacak şekilde ayağıyla açtığında dudakları kendine yeni bir rota belirlemişti.

Çenemi öptükten sonra boynuma saldırdı. Isırıkları canımı yakıyordu. Hem canımı yakıyordu hem de zevk veriyordu.

Ensesinde ki saçları tutup sert bir şekilde çektiğimde dudakları aralık bir şekilde bana bakıyordu ve bu sefer ben onu öptüm. Alt dudağını ısırıp çekerken kalçama tırnaklarıyla baskı yaptı.

Dudaklarını uzun uzun çekiştirip öpmeyi planlıyordum. Ama  beni arkamızda duran yatağa sert bir şekilde bıraktı.  Nefes alışverişlerimiz ve kalp atışlarımız oldukça gürültüydü.

Benim üzerime uzandığı zaman  kollarımı boynuna uzatırken koyu irisleri ili kesişti mavilerim. Beni engelleyip bileklerimden tuttu ve başımın üzerinde birleştirdi.

Siktir fazlasıyla etkileyiciydi. Eylemlerimin kısıtlanmasından hoşluk değildim ama üzerimde kurduğu dominant tavrı beni daha çok azdırıyordu.

Bana meydan okuyordu gözleri. Savaş içindeydik sanki. Gözlerime bakarak eğildi ve göğüs ucumu ağzının içine aldığı zaman sert ısırıkları inlememe neden oldu. Altında kıvranırken eli erekte olan aletimin üzerine gitti. Yavaş ve beni çıldırtacak şekilde okşamaya başladı. Alt dudağımı ısırmış başımı geriye atmıştım. Şuan aldığım hazın tarifi yoktu.

Başımı iki yana sallarken bende ona dokunmak istiyordum. Ellerimi o esmer tende özgürce gezdirmek ve teninin ellerim altında kasılmasını hissetmek istiyordum.

Ertuğrul düşündüklerimi hissetmiş olmalı ki bileklerimi saran eli daha da sertleşti.  Hırıltı nefes alışverişi göğsümü okşuyordu sanki. Bütün kanım elinin altındaki penisimde toplanmıştı adeta.

"Yeter!" diye acı-zevk karışımı sesimle bağırdım. "Uzatma bu kadar!" o avcı bende avıydım sanki.

Beni çıldırtmak istiyor ve bastırdığı bütün duyguların hıncını bedenimden çıkarmak istiyordu.

Söylediklerimi duymazlıktan gelmişti. Yeniden mavi gözlerime kilitledi koyu renkli gözlerini.

Tırnaklarımı onun eline geçirdiğimde tısladı ve ısırdı.  Bundan sıkılmış olacak ki pantolonumun düğmesini açıp iç çamaşırımla pantolonumu aynı anda kavrayıp çekmişti. Anadan doğma üryan bir şekilde onun karşısındaydım ve yanaklarım kızarırken yutkundum. Arsızlığım buraya kadardı.

Beni, utanmadan süzüyordu. Gözleri bütün hatlarıma değmiş gözlerime çıkarmıştı ardından.  Kendine inanmıyor gibi bir hale büründü.

Gerilmiştim. İğrenmiş miydi? Yutkunmuştu. Bundan sonra vazgeçerse hayatımda en büyük utanç anı olacaktı.

"Çok güzelsin." dediğinde kasıldım. Yine beni şaşırtmıştı işte.

Göğsüm aldığım nefesler yüzünden hızlı bir şekilde inip kalkıyordu. Titriyordum ve onun dokunuşlarına ihtiyacım vardı. O dokunmazsa vücudum donacak ve ben parçalanacakmış gibi hissediyordum.

Bileğimi bırakıp doğruldu ve eşofmanını çıkardığında bana bir bakış attı. Ona uzun uzun  bakmak istiyordum ki seyirlik görüntüsünden bir saniye bile çekmedim irislerimi. Yapılı esmer vücudu gözlerim önündeydi ve terden dolayı resmen parlıyordu. Yeniden yutkundum. O...

O çok çekici bir adamdı. Karın kaslarının üzerinde dilimi gezdirmek istiyordum. Kolları belimi sarsın ve üstümde yaratmış olduğu hakimiyetin altında kıvranmak istiyorum. Kollarımı özgür bıraktığı için dokunmak isterken yine beni kısıtlamıştı. Bileklerimden tuttu ve başımın üstünde kenetledi.

İhtiyaçla inlediğimde dudaklarının kenarı kıvrıldı ve üzerime uzanıp dudaklarına kısa bir öpücük kondurduktan sonra iki parmağını ağzıma soktu. Ne yapmak istediğini anladım ve dilimi onun parmakları arasında gezdirdim. Boynumu öperken kalçalarımı kaldırıp ona sürtündüğümde boyun girintimdeki inlemesi tenimi yaktı.

Parmaklarını çekerken yeniden öptü beni. İhtiyaçla ona bakarken dudaklarımı yalayıp alt dudağımı dişlerim arasına aldım. Gülümsedi ve iki bacağımı aralayıp orta parmağını girişime değdirdi. Resmen kasılıyordum ve o beni zorlamamak ister gibi bekliyordu. Yavaşça parmağını içime gönderdiğinde ona baktım.

Boğazım kurumuştu adeta ve alt dudağım dişlenmekten dolayı yara içindeydi. Gözlerimi kısıp ona baktım; gerilen kol kasları ve kolunda ki damarlarla önümde bir ziyafetti sanki. Yüzümü dikkatle izliyordu ve ben onu başımla onayladığımda yavaşça ikinci parmağını da soktu.

İnlemem odayı doldurduğu zaman sırtım yay gibi gerilmişti. Titriyor ve daha fazlasını istiyordum. Parmaklarını yavaşça hareket ettirmeye başladığında inlemelerimin ardı sırası gelmedi. Onu istiyordum.

Mavi kürelerimi ona diktiğimde yavaşça gülümsedi. Üzerime yeniden uzanırken dudaklarımı öncekilerine nazaran şefkatle öptü. Bu sefer öpüşünün yumuşaklığı beni altında eritmişti. Öfkenin ö'sü bile  aramızdan çekilmiş oluşan tutku  karşısında boyum eğmişti.

Parmaklarını çıkardığı zaman ihtiyaçla inledim. Boşluk hissini sevmemiştim. Doğruldu ve eline tükürüp kendi aletini sıvazladıktan sonra bana baktı. Bacaklarımı omuzlarına çıkarttıktan sonra penisini girişime yasladığı an nefesimi tuttum. Üzerime uzanıp dudaklarımızın başlattığı savaşı devam ettirdi. İçime girdiği zaman hissettiğim acıyla dudağını ısırdım. Ağzımın içine acıyla inledi.

"Sıkma kendini." dedi elimde olan bir şeymiş gibi. İçimde büyüyordu ve canım acıyordu. Kalçalarını yavaşça hareket ettirirken yüzümü avuçladı ve denk gelen yerlere öpücük kondurdu. Bu davranışıma gülümsedim. Beni sakinleştirmeye çalışıyordu.

Hareketi hızlanırken inledim. Kalın biçimli kaşlarını çatmış o boğuklaşan sesiyle adımı inlemeye başlamıştı. Bende ona karşılık verdim.

Gelgitleri sertti ve tenlerimizin çarpışma sesi kulaklarımı uğuldatıyordu. Daha fazlasını istiyordum. Ertuğrul diğer elini taş gibi olmuş penisime attı ve aynı hızla çekmeye başladı. Yaşadığım iki zevk görüş alanımı karartmaya başlamıştı.

Başımı geriye atıp üst üste inledim. Altında zevkten çıldırırken dudaklarım birbirine kapanması imkânsız şekilde aralanmıştı.  Ağzımda hissettiğim kurulukla yutkundum ve derince inledim.

İnlemelerimiz birbirine karışırken daha fazla dayanamadım bu duruma ve boşaldım damarlı ele.

Boşaldığımı gören esmer son hızla git-gellerini arttırdı. Bedeni kasılırken onunda gelmeye yakın olduğunu anladım. Tam boşalacağı yakın içimden çıkıp karnıma doğru boğukça inleyerek boşaldı.

Nefes alışverişimiz sakinleşmeyecek cinstendi. Konuşmadık. Bir müddet üsten bana baktı ve kendini kenara doğru bıraktı.

Yorgun vücudum un çuvalı misali yatağa düşmüş haldeydi. Kıpırdayamıyordum. Hâlâ vücudum yaşadığım zevkin etkisinden dolayı titriyordu.

Başımı yana çevirip esmerime baktım. Tavana bakıyordu. Şimdiyi ya da yarın ne olacağını düşünmek istemiyordum. Bu yüzden hissettiğim yorgunlukla gözlerimi kapattım.

.

Nasıldı? Ay domatesim domates.

Bakınnnn olur mu Ertuğrul ve Batu? Olur olur!

  

Continuă lectura

O să-ți placă și

588K 38.7K 41
Aynı kadın tarafından aldatılan iki erkek. Kırgınlıkları, öfkeleri ve güven problemleri vardı. Belki de bu iki genç yaralarını sarmak için birbirler...
Peyda De Herkes Yalan

Ficțiune adolescenți

844K 58.3K 35
Peyda, bir Gerçek Aile/Kaçırılmış Çocuk klasiğidir. "Şimdi, on yedi yıl sonra annem ve babam karşımda dikiliyorlardı. Onları görüyor, onlarla aynı m...
612K 42.9K 51
Sarp, çirkin olduğu yetmiyormuş gibi birde ibneydi. Bir gün çok sevdiği tiyatro kulübünde, sahne arkasında çalışmaktan uyuyakaldığında, kendisi hakkı...
Bir Doğu Aşkı | Gay De Aksu

Ficțiune generală

466K 31.7K 40
Yüzbaşı Demir ve Öğretmen Ali "Sakin ol öğretmen ben buradayken kimse sana hiçbir şey yapamaz" Ama ben kendim için değil onun için korkmuştum o gün...