1-Dilek

147 12 27
                                    

"Ümit?!"

"Afina?!"

Bilgisayarın klavyesinden parmaklarımı çekip kafamı pencereye çevirdim. Sonunda hikayemin düzenlemesini bitirmiştim ve konuşup anlaştığım yayınevine götürecektim. Bundan sonra tek gereken şey kitabımın basılması için bir onaydı.

İtmiş Ruhun Parçaları isimli hikayem benden en çok bahseden kitabımdı. Bir yazar olarak her karakterime taşıması ve ifade etmesi için bir parça vermiştim ama son kitabımda yazmayı başardığım Amira karakteri diğerlerinden daha fazla ifade ediyordu beni. O benim cesaret abidemdi. Söyleyemediklerimi söylüyor, yapamadıklarımı yapıyor ve asla korkmuyordu. Daima adalet ve dürüstlükle savaşan bir kişiliği vardı. En önemlisiyse ona asla sahip olamayacağım birini vermiştim.

Ümit'i...

O benim her daim sahip olmak istesem bile asla sahip olamayacağım hayat arkadaşıydı. Sevip kavuşamadığım, isteyip göremediğim biriydi o. Hayatımda verdiğim kayıplardan sonra tutunduğum tek daldı.

Onu yazarken Benedictin başrolünde yer aldığı Sherlock dizisinden ilham almıştım. Aslımda tam olarak Sherlock'a hayat veren Benedict'e mi yoksa, Benedictin canlandırdığı Sherlock'a mı hayranım tam olarak bilemiyorum ama bu kitap için ilham perim, beni tam olarak bu diziden sonra gelip buldu. Bu diziden sonra Dedektif-Cinayet içerikli kitap ve filmler daima ilgimi çekmişti. Bana göre kusursuz işlenmiş bir cinayet ünlü bir ressamın tablosundan daha değerliydi.

Bilgisayarı kapatıp pencereye daha da yaklaştım. Gökyüzü, bu gece de kendi mükemmelliğini konuşturuyordu. Bu güzelliği kirleten tek bir bulut bile yoktu. Yıldızlar, Ay'a ahenk içinde göz kırpıyordu. Sarı kızıllıktaki Mars ise Ay'ın yanında durmuş kendi zayıf ışığıyla gökyüzünü taçlandırıyordu.

Birden bir yıldız çekti dikkatimi. Diğerlerinden daha büyüktü, daha parlaklığa, mor bir parlaklığa sahipti. İfade edilemeyecek kadar güzeldi ve kayıyordu.

İşte kayan bir yıldız!

Hadi bir dilek tut!

Ellerimi göğsümde birleştirdim ve gözlerimi kapattım. Dileğimin gerçekleşeceğine dair hiçbir umudum olmasa bile diledim dileğimi.

"Ümit gibi gerçek olamayacak kadar mükemmel bir eş diliyorum. Ümit'i diliyorum."

Gözlerimi açıp kayan yıldıza baktım. Görünmez bir engele çarpmış gibi parçalandı aniden. Dört bir yana dağılmaya başladı. Gökyüzünden yere yağmaya başladı. Kıvılcım gibi küçük parçalar adeta yağmur olmuştu yer yüzüne.

Dileğin o kadar umutsuzluk içeriyor ki,  yıldız bile dayanamayıp patladı.

Belki de bu dileği bir yıldızdan  beklemesi doğru değildi. O sadece bir yıldızdı. Kaymış ve patlamıştı. Kendine faydası olmayam birşeyin başkasına ne faydası dokunabilirdi ki?

Yatağıma uzandım ve yorganı üzerime çektim. Tek umudum yarın yayınevinden güzel bir haber almaktı. Yoksa gerçekten hayata dair tüm umutlarımı kaybedecektim.


Bir Dileğim Var Όπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα