Kıyametin Sessizliği

3.7K 841 429
                                    

Merhaba ilk olarak buraya kısa bir tanıtım videosu bırakıyorum.
Iyi izlemeler...
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınız:)

Hayat hiç bu kadar acımasız olmamıştı. Insanların bitmek bilmeyen intikamları Dünyayı yavaşça yok ediyordu. Kıyamet yaklaşıyordu ve hepimiz o kıyameti tebessüm oluşturarak izliyorduk.
Duygular birer birer terk ediyordu hayatımızı. Yaşamak hiç bu kadar bencilce olmamıştı ve yaşamak hiç bu kadar zor olmamıştı.

..........

Yolda koşarken bir şekilde önceden açılmış olan çukura takılıp yere düşmüştüm. Arkamda bana yetişmekte olan iri , koyu yeşil renklerine bulanmış, gövdemin yarısı büyüklüğünde dişlere sahip dev bir dinozor vardı. Yüz üstü uzandığım yerden hemen kalkmazsam bana yetişecekti. Yolun karşısındaki ağaçların gövdelerinden gelen seslere bakılırsa bana yaklaşmasına az bir mesafe kalmıştı.Bedenimin ağrısına ve sızısına aldırmayarak dizlerimin üzerinde hızla doğrulmaya çalıştım. Kaskatı kesilmiş kollarım ile yerden destek alarak doğruldum ve ayağa kalkmaya çalıştım. Ayağa kalktığım an arkamdan gelen çıtırtı sesiyle olduğum yerde bir kaç saniyeliğine donakaldım. Bu diğer dinozorlardan biri olabilir miydi? Başta refleks ile hızla arkaya dönen başıma saniyeler içerisinde bedenimde eşlik etmişti.

Karşıya baktığımda görüş alanımda bir şey olmadığını gördüm o an tiz bir hayvan sesi duyduğumda bakışlarımı yere çevirdim. Ayağımın dibine kadar gelmiş olan bu farklı tür, uzun gaga biçimindeki burnuyla hafif yırtılmış olan ayakkabımın burnunu gagalıyordu. Vahşi bir görünümü vardı; gözlerinde açlığın belirtileri, kaybolmuşluğun hisleri yatıyordu. Sanırım yavruydu ve annesini kaybetmişti. Birazdan annesinin burada olacağına da adım kadar emindim. Ayakkabımın burnuyla onu hafifçe dürtüp, "Git buradan hemen." dedim fısıldamaya gayret ederek. Diğer yaratıkların beni duymasını istemiyordum. Gidecek gibi durmuyordu ben dürttükçe o daha olmayan dişleriyle ayakkabımın yırtılmış kısmını ısırıyor ve sinirleniyordu. Ondan korkmamıştım fakat diğerlerinden oldukça korkuyordum. Bu yüzden hemen buradan gitmem lazımdı ve ağaçların arasındaki o dev canlının bana dahada yaklaştığını duyabiliyordum.
Bacağımı havaya kaldırıp ayakkabıma asılı duran minik yavruya baktım ve ayağımı geri doğru çekerek hızla savurdum. Minik dinozor, savurmanın etkisiyle havalandı ve yerle buluştuğunda yolda kayarak yakın olan bir ağacın gövdesine çarparak tiz bir yakınma sesi çıkardı. Bu ses o kadar yüksek çıkmıştı ki çevreden gelen dinozor sesleri bir anda kesilip yerini kalın kükreme sesleri almıştı. Bu vahşi sinirli seslere karşın oldukça irkilmiş hatta dizlerim korkudan bedenimi taşıyamaz hale gelmişti. Buradan hemen kaçıp güvenli bir yer bulmam gerekiyordu.
Şehirde kimse kalmamıştı, anlamadığım bir şekilde hepsi yok olmuştu. Hemen yakınımda duran babam ise bir anlık arkamı dönmem ile saniyeler içerisinde diğer insanlarla birlikte yok olmuştu. Bacağımın ağrısına ve bedenimin titremesine aldırmadan hızla koşmaya başladım. Yıkılmış ve kullanılmayacak hale gelmiş olan evlerin arasında kendime güvenli bir yer aramaya çalıştım. Koşuyordum sadece koşuyordum. Bu durumda durumdan ancak koşarak kendimi kurtarabilirdim.
Savrulan saçlarım nemli olan yüzüme yapışıyor bacağım ağrıdan kasılıyordu. Yıkık evlerin arasında güvenli bir yer bulamayarak babamın tedbir olarak yıllar önce hazırlamış olduğu sığınağa doğru koşmaya başladım. Şehire oldukça yakındı ve yarısı taş diğer yarısıda toprak olan dağın içindeydi. Yönümü değiştirerek yıkık olan evlerin ve döküntülerin arasından geçmeye karar verdim. Bu döküntüler bana oldukça zaman kaybetmeme neden olacaktı fakat başka bir şansım da yoktu yoldan gidebilirdim ama dinozorlar o kadar kalabalıktı ki kanatları olanlar ise gökyüzünde süzülürken beni fark edebilirlerdi.

ASTRODİNAUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum