Bölüm 2

8.6K 581 49
                                    

Günler ardı ardını kovaladı ne hamza mirhana bulaşıyor ne mirhan hamza ile didişiyordu güzel bir arkadaşlık kurmuşlardı nare ise ikisin arasında görünmez anlaşmanın mühürü gibiydi hamza ve mirhan sabah evden çıkıyor akşama kadar dışarda oynuyor at biniyordu nare bazen onların peşine takılıyordu mutlulukları sonsuz kadar sürer miydi mutluluk kalbimizin en güzel kapısı değilmiydi...

Hamza ve mirhan her sabah olduğu gibi meydanda buluştu mirhan hamzaya dik dik baktı "hani nare nerde hani getirecektin" dedi hamza "uyuyordu" dedi mirhan tek kaşını kaldırdı "ben senin ciğerini bilirim kardeş" dedi hamza sırıtarak "kardeş olsakta ben abiyim en kıymetlim o benim" dedi mirhan "bi gün nare ile evleneceğim o benim " dedi hamza "offf yeter bıktım bak " dedi mirhan "sende biliyorsun söz verildi söz kesildi" dedi hamza "ya ilerde nare başkasına aşk olursa hem ben minayı istiyor muyum da sen  benim kardeşimi istiyorsun"dedi mirhan "biz beşik kertmesiyiz oğlum sen nedersin ya yürü gidip at binelim bir dahada mina dersen dilini kesirim" dedi hamza mirhanın zaaflarını yavaş yavaş görüyordu nareye olan duygusu saplantı derecesinde bir bağlılıktı belkide aşk ama mina onun için kıymetliydi nareyi nasıl  koruyorsa minayıda aynı şekilde koruyordu hamza delikanlı çoçuk aslında nare için dediği anlar bile oluyordu sabahtan akşam kadar birlikte at koşturdular akşam sekiz suları ikiside konaklarını yolunu tutu... mirhan eve girdiğinde sofranın kurulmuş olduğunu görüp babannesine "çok açım" dedi o sırda dedesi mirhan ağa telaşla merdivenden indi berivan hanım "hayırdır bey" dedi mirhan dedesine dikkatle bakıyordu "seyitoğlu konağını basmışlar herkesi vurmuşlar" dedi mirhan şok olmuş şekilde konağın kapısına doğru koştu mirhan ağa peşinden "mirhan dur aslan dur" diye bağırdı. Ama mirhan çoktan konağın sokağından çıkmıştı.

Hamza yavaş adımlarla konağın sokağına girdi. Kapıda korumlar yoktu hamza kaşlarını çatarak ne oluyor diye adımlarını hızlandırdı. Avludan içeri girdiğinde yerde yatan korumaları gördü gözleri korku ile açıldı konağa bağırarak ilerledi "baba , anne abi , arda nare nerdesiniz " diye haykırdı merdiven girişinde yatan evin çalışanın gördü koşarak merdivenleri çıktı merdivenin başında yatan aradayı gördü hamza "arda " diyr yanına diz çöktü başını dizleri arısına aldı ağlayarak "arda uyan arda" dedi  saçlarını sıvazladı anına bir öpücük kondurdu ardanın hala sıcak olan bedenin yanından kalktı koşar adım oturma odasına girdiğinde annesi ve abisi yerde yatıyordu kanları beyaz halıyı kızıla boyamıştı "anne abi" diye yanlarına oturdu hamza annesin elini tutup "uyan annem uyanda kız yine geç kaldın diye kız annem uyan ne olur" diye haykırdı hamza kendini taşımayan ayakları ile doğruldu adımları salondan ilerledi birileri evini yıkmıştı hamzayı ateşlere atmıştı  babası yatak odasın ağzında boylu boyunca yatıyordu "babam uyan ne olur uyan" dedi ailesi yoktu artık kimsesi kalmamıştı kara haber mardine yayıldı seyitoğul ailesi katledildi diye bas bas bağırdı mardin sokakları...
Kamal ağa aldı haber ile avluya koşarak girdi aşiretine bağlı bir kaç kişin yanına sessiz duran hamzaya sarıldı "dedesin aslanı ne oldu" dedi hamza hiç bir tepki vermedi kemal ağa baş sağlı dileyenlere aldırış etmeden "hamzammm ne oldu aslanım" dedi hamza sanki transta gibi konuştu "her yere baktım yok " diye sayıkladı kemal ağa hamzayı kalabalığın içinden aldı çalışma odasına girdi "kim yok hamza" dedi "yok her yere baktım yok kanlar içinde..." diyip cümlesini tamamlayamadan ağlamaya başladı kemal ağa hamzayı kendinr getirmek için sarstı "hamza" dedi hamza "nare yok" dedi kemal ağa "allahım benim canım al yarabbim bizi ne acıyla sınıyorsun" dedi çalışma masasın altından gelen tıkırtı ile ikilin kafası o yöne döndü nare masanın altından çıktı üstündeki beyaz elbise kana boyanmıştı ağlamaktan gözleri kıpkırmızı hamza nareye sarılarak "ailem" dedi ama nare tek bi tepki vermedi hamzayı sıkıca tutu kemal ağa "narem güzel torunum" dedi nare yine tepki vermedi  hamza "dede " dedi kemal bey "hamza beni iyi dinle aslan torunum" dedi hamza göz yaşlarını elin tersi ile silerek "nareden kimseye bahsetmeyeceksin kayıp sanacak herkes" dedi hamza "neden" dedi "aslan torunum ailemize kim bunu yaptı bilmiyoruz katil kimse nare bunu gördü ama şuan şokta bak ona" dedi ve devam eti "onu seni de öldürmek isteyeceklerdir " dedi hamza almışcasına kafasını aşağı yukarı saldı "nare öldü dedem tamam mı" dedi...

O günden sonra kimsenin hayatı eskisi gibi olmayacaktı hamza derin bir öfke ile bezendi nare kendini sessizliğe hapseti... nare arabın içinde sessizce dışarıyı izliyordu çalan şarkı sanki bu topraklara sürgün olduğunun kanıtıydı.  Bir günde tüm hayatları değişmişti gülen mutlu çoçuklar yerine gözlerinde hüzün kalplerinde acı dolu üç çoçuk bıraktı o gün mardine büyük bir yıkımın habercisi olan üç çoçuk.

Beğeni ve yorumlarınızı bekliyorum

Kusurlarımı af ola umarım beğenirsiniz

Kalbine sor❤️ (aşiret gelin olmak kitabın ikinci kitabıdır)जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें