Felaketler Silsilesi

16 0 0
                                    

 Satır içi yorumlar hem sizin hem de benim için eğlence alanı olsun. Komikli, güldürülü yorumlarınız merakla bekliyorum <3

***

25.05.2019 | 00.05 | Ankara

"Ecem yapma. Sonumuz çok kötü olacak. Sadece kendini değil beni de peşinden yangına sürüklüyorsun." dedi kız sessizce. Sessiz olmak zorundaydı ancak ikizi ses tonunu pek umursamıyor olmalı ki "Biz bu yangına sürükleneli çok uzun zaman oluyor. Şimdi bırakta ikimizi birden kurtarayım." diye bağırdı. O an sesinin yüksekliğine dikkat etmeyerek birazdan olacak şiddetli kavgaya kendilerini birkaç adım daha yaklaştırdı. Melisa birazdan olacakları öngörebiliyordu fakat Ecem bunu umursayacak bilinçte değildi. Umutsuz ve bitkin bir şekilde kendini arkasındaki tahta sandalyeye bıraktı.

İçinde bulundukları evin duvarları kağıttanmışçasına inceydi ve Ecem'in sözleri bütün ev halkı tarafından zaten duyulmuştu. Ecem hızla eski ahşap dolabın kapağını açtı ve kesici herhangi bir şey aramaya koyuldu. Aradığını bulamadığı için daha fazla öfkelendi ve yine hızla dolabın kapağını kapattı. Gözleri yatağının başındaki küçük sehpaya takıldı en azından tırnak törpüsünü almak umuduyla adım attı ancak çok geç kalmıştı. Ahmet hışımla bulundukları odanın kapısını açtı.

"Az önce yaptığın yetmedi şimdi de bağırarak mı beni sinirlendirmeye çalışıyorsun?" dedi, içindeki koyu öfkeyi bastırmaya çalışarak.

Ecem'in yüzüne pişkin bir gülümseme yayıldı. "Evet, çok mu sinirlendin ayıcık?" dedi aynı pişkinlikle. Melisa eğer Ahmet'in karşısındaki Ecem değilde bu evdeki herhangi bir insan olsaydı bu yakıştırmaya kahkahalarla gülerdi. Ahmet hem karakter olarak hem de dış görünüş olarak bir hayvana benzetilecek olsaydı bu hayvan kesinlikle ayı olurdu. Ancak o an Ahmet'in karşısındaki ne yazık ki Ecem'di ve Melisa tepeden tırnağa dehşet yüklüydü. Dışarıdan bakan bir insan Melisa'nın ne kadar dehşete düşmüş olduğunu çok net algılayabilirdi.

Ahmet duyduklarına inanamıyormuşçasına gözlerini büyüttü. İki adımda Ecem'in yanına ulaştı ve tek eliyle çenesinden tutup sıkmaya başladı. "Sınırlarını aşıyorsun sarışın. Dikkat et, sonu kötü olmasın." dedi. Ecem, Ahmet'in kendisine bu kadar yakın olmasını fırsat bilip, az önce belinde olduğunu gördüğü silahını kaptı ve eş zamanlı olarak kasıklarına bir tekme attı. Ahmet hiç beklemediği bu tepki karşısında boş bulunup geriye doğru sendeledi lakin yıkılmadı. Melisa, gördüklerine hiçbir tepki vermedi. Onun için hayattaki her şey önemini yitireli yaklaşık bir dakika yirmi üç saniye oluyordu. Ahmet'in kendini toparlamasına fırsat kalmadan Ecem silahın emniyetini açtı ve Ahmet'e doğrulttu.

Ecem burukça gülümsedi. Gülümsemesindeki burukluk Ahmet'e üzüldüğünden değil yalnızca kendine üzüldüğündendi. Birazdan yapacağı şey ondan gençliğini hatta hayatını çekip alacaktı ancak bundan önce geçirdiği zaman da yaşamak sayılmazdı. "Buraya kadar Ahmet." dedi aynı gülümsemeyle.

*** 

25.05.2019 | 04.28 | İstanbul

Evini ve okulunu terk ettiği gün bu hayata kendini mahkum ettiğini kesinleştirmişti. Bu tabii ki onun zihninden çıkan bir düşünce değildi. Bu ona yakıştırılan durumdu. Aslına bakılırsa bu hayatı kendisi seçmişti ve seçiminden son derece mutluydu. 

Yine bilmediği bir şehrin bilmediği bir sokağında sallanarak yürüyordu. Buraya hangi sokaklardan geçerek geldiğine dikkat etmemişti, her zaman olduğu gibi. Kulağındaki kulaklıktan, kulağına ulaşan müziğe kendini öyle kaptırmıştı ki az sonra başına geleceklere dair bir tahmini olmadığı gibi bir önlemi de yoktu. Müzik onun yaşam kaynağı olduğu gibi bazı durumlarda da  zayıf noktasıydı. Çünkü müzik dinlerken kendinden geçtiği gerçeği çoğunlukla gözler önündedir. Yürüdüğü dar sokağın gittikçe karanlıklaştığını nihayet fark ettiğinde kulaklığını kulağından çıkardı ancak yürümekten vazgeçmedi. Sokağın gözle seçilemeyen yerinden birtakım konuşmalar duyuluyordu. Etrafında adım sesleri işittiğinde sokakta bulunan binaların birinin girişine doğru çekildi. Çekilmek yerine yoluma devam etmeliydim diye düşünerek yaptığı hataya yüzünü buruşturdu. Adım sesleri telaşla uzaklaşırken geri kalan insanların konuşmalarına kulak kabarttı.

PAYZENWhere stories live. Discover now