•2•

31 3 0
                                    

Kaşları çatık bir vaziyette tabancasını beline kıstırdı ve geri ayağa kalktı Baeseul.

"Gitsek iyi olacak." Bomin söylemişti bunu.

Kız hiçbir şekilde tepkide bulunmamıştı.

Aslına bakılırsa etkilenmişti.

Bomin kızın elini kavradı ve arabaya doğru sürüklemeye başladı. En sonunda arabanın ön koltuğuna itti ve kendisi de şoför koltuğuna geçti.

Ağzında nereden duyduğunu bilmediği bir şarkı dolanırken iri elleri direksiyonu umursamazca kavramıştı. Sakince kafasını ortağına doğru çevirdi.

Uyumuştu.

Dudağının kenarında beliren ince kıvrımı umursamayarak siyah camlı dükkanın önünde durdu. Kendinden emin adımlarla ilerledi ve tabancasının namlusuyla bastırdı kapıya.

Kapı açıktı.

Kaşları çatılmıştı.

Dışarıdan ince huzmeler halinde yayılan sokak lambası ışığının haricinde yayılan rutubet kokusu rahatsız ediciydi.

Buna rağmen tezgahın üstünde duran kutuyu görmesiyle sırıttı.

Cebinden bir yüzlük banknot çıkardı ve cam tezgaha yapıştırırcasına bıraktı. Kutuyu iki eliyle kavrayıp çıkacakken ensesine üflenen ılık nefes, ürpermesine yetmişti.

Yakalanmış mıydı?

Reflekse arkasını döndüğünde içinden Baeseul'un buraya gelmesini umuyordu. Kendi yaşlarındaki kız, kanlı ellerini Bomin'in omzuna koyduğu vakit biraz titrediği gerçeğini inkar edemezdi.

Siyahlarla örtülü beden tek kelime bile etmezken Bomin, bugün bir kişiyi daha öldürmek istemediğini düşünüyordu.

Savunmasız mı kalacaktı?

Bomin lügatından o kelimeyi sileli çok olmuştu.

En azından Baeseul'a yardım ettiği o günden beri.

Kızın cılız bileğini hızla kavradı ve kendinden bile beklemediği bir hamle yaparak kızı hareket edemeyecek bir hale getirmiş, onu yere yapıştırmıştı.

İşte, artık yüzü tamamen karşısındaydı.

Kağıt misali teni kesinlikle incelemeye değerdi; bu yüzden namluyu kızın göğsüne dayadı Bomin. ve suratının her bir hattını aklına kazırcasına izledi.

Aslına kalırsa kim olduğu pek umrunda değildi bile.

Şapkayla ve kapüşonla örtbas etmeye çalıştığı başından firar eden birkaç saç kızıl saç tutamı onu dışarıdan kesinlikle masum gösteriyordu.

"Bu halinle..." Kızın halen üstündeydi.

"Gizlenmek zor olsa gerek."

Bir süre sonra tek seferde kızın üstünden kalktı.

"Umarım tekrar karşılaşırız ve,"

Tabancasını beline koyarken kızın yerdeki iki büklüm haline baktı.

"Umarım bir dahakine daha tecrübeli olursun... Kızıl?"

Kız anlamaz gözlerle bakarken kutuyu alıp dükkandan çıktı.

Arabaya geldiğinde Baeseul uyanmıştı.

"Sen neredesin Tanrı aşkına?"

Seri bir hareketle şoför koltuğuna oturdu ve kutuyu kızın kucağına verdi.

Bae kutuyu açtı, gördükleriyle sırıtmıştı.

"İyi iş, Bominssi."

Kızın bahsi bile geçmemişti.

Deadly TasteWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu