4/8 * 3.1 - Bir doğru kaç yanlıştan geçer?

Zacznij od początku
                                    

"Bana sınav sorularını yollamış" diye mırıldandı. Kim Jongin gerçekten de onu mu düşünüyordu?

Bir an tereddüt etti.

Birasından bir yudum aldı. Yetmedi. Odasının penceresini açıp karnını pervaza yasladı ve vücudunun belden yukarısını dışarı sarkıttı. Dışarıdaki güneşli hava biraz olsun yüzünü gülümsetmişti. Bir sigara yaktı. Duruşunu değiştirip, pencere pervazına oturdu. Bir elinde birası diğerinde sigarası, kafasında karmaşık komşunun imgeleriyle boğuştu. Ama nafile...

Biten sigara izmaritine baktı, kalan birasını tek dikişte bitirip izmariti şişenin içine attı. Madem Kim Jongin ona bir güzellik yapmıştı o da bunu değerlendirecekti.

Yine de içindeki korkak taraf yapacağı şeye engel olmadı. Telefonunu aldı ve...

"Benden böyle mi özür diliyorsunuz?"

Gönder simgesine dokunmadan önce kısa bir an düşündü. "Ne kaybederim ki?" dedi ve gönderdi. Cevap gecikmemişti.

"Özür mü? Ne için?"


Gelen mesajı okur okumaz sarışın genç dişlerini sıktı

Ups! Ten obraz nie jest zgodny z naszymi wytycznymi. Aby kontynuować, spróbuj go usunąć lub użyć innego.

Gelen mesajı okur okumaz sarışın genç dişlerini sıktı. "Siktiğimin piçi, bir de ne için diyor."

Cevap yazmasına fırsat kalmadan bir mesaj daha geldi.

"Özür dilemesi gereken de teşekkür etmesi gereken de sensin."

"O gece yaptığınız iğrençlikler için özür dilemelisiniz! Notlar için teşekkür ederim. İyi günler."

Elindeki telefonu sinirle yastığa çarptı. Ancak hala ona bakmaktan vazgeçememişti. Jongin'in cevap yazmasını istiyordu. Onunla tartışmak, hatta fiziksel güç kullanacağı şekilde kavga etmek istiyordu. Ancak bunu yastıkta masumca uzanan telefonla yapamayacağını da biliyordu. Karşısına çıkmalıydı. 1 dakika, 2 dakika, 10 dakika, 25 dakika... Cevap yoktu.

Yatağın üzerindeki notları yeniden eline aldı. Sorulara konsantre olup onları ezberlemesi gerekiyordu. Gerçi çoğu cevabı biliyordu. Sonuçta seçmeli derslerin sınavları teknik konular dışında mantıkla cevaplanabilecek şeyler oluyordu.

Bir süre elindeki notlara çalıştıktan sonra gözleri yine telefona kaydı. Hayır hiçbir şey yoktu. Cevabı diğerlerine göre uzun olan soruyu okurken, okuduğu şeyin sorunun cevabı olmadığını anlaması fazla zor olmadı.

"Gece güzeldi, senin kadar değil ama. Dudakların fazla pembeydi. Benim için çok pembe. Tatlı şeylere dayanamıyorum belki de."

Tekrar tekrar okudu yazılanı. Jongin sadece soruları göndermemişti. Hemen telefonunu alıp, sayfanın o kısmının fotoğrafını çekti.

"Bu ne?" yazıp fotoğrafla birlikte Jongin'e yeni bir mesaj gönderdi. Ancak yine yanıt yoktu.

Az önce okuduğu cevaplara hızlıca göz gezdirdi. Sorulan soruyla alakasız cümle var mı diye kontrol etti, yoktu. Sonraki cevapları okumaya başladı. Ancak o derse ait notlarda başka ona yazılmış bir şey bulamadı. Hızla diğerine geçti ve diğerine ve diğerine.

Amorf *sekai*Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz