Helin gülmeye başladı.

"Oje sürülmesine pek heveslisin sanırım."
"Yarın okul olduğu için oje süremezsiniz diye düşünüyordum."

Helin gülmeye devam etti.
Bense surat asıp duruyordum.

Tam köşeyi döndük ki karşımıza bir köpek çıkıverdi.
Ben çığlığı bastım tabi.
Ben çığlık atınca köpek de bize doğru döndü.
Ezra'yla Helin'in arkasına geçtim resmen.
Söylememe gerek kaldı mı bilmiyorum ama ben çok korkarım köpekten.

"Tamam Alina sakin ol."
"Korkarsan hissedip gelir."
"Yaa!"

Ezra bir adım öne attı ve köpeğin ilgisini tamamen kendine çekti.

"Helin, siz Alina'yla gidin. Ben köpeği atlatıp yetişirim size."
"Tamam. Dikkat et."
"Tamam."

Ben resmen titreyerek ilerledim.
Helin koluma girmişti.
Arkamı döndüğümde köpekle bakışan Ezra'yı gördüm.
Helin'in çekistirmesiyle hızlıca yola devam ettim.

Eve vardığımızda derin bir nefes aldım.
Ezra arkamızda görünmüyordu.
Onun için endişelenmiştim açıkcası.
Bu Ezra'dan hoşlandığımı falan göstermez tabi ki.
Sonuçta benim için karşısına dikildi köpeğin, endişelenmem normal.

"Kapıyı açmayı düşünüyor musun Alina? Yoksa öylece yola bakmayı sürdürecek misin?"

Helin'in sözüyle kendime gelip kapıyı açtım.
Helin evi bildiği için hemen odama çıktı.
Ben de peşinden tabi.

Odama girer girmez kendini yatağa attı.

"Ezra'yla aranızda ne geçti bakalım?"
"Benim mi?"
"Yok babanın Alina!"
"Off!"
"Sabahtan beri çocuktan kaçıyorsun. Seni kızdıracak bir şey mi yaptı?"
"Evet."
"Kötü bir söz falan mı söyledi yoksa?"

Keşke o kadar basit olsaydı.

"Hayır."
"Ne yaptı peki?"
"Dün bize ders çalısmaya gelmişti. Daha doğrusu annem onu bana ders çalıştırsın diye çağırmıştı."

Tam bu anda kapı çaldı.

E hani annemler geç gelecekti.

Kapıyı açtığımda karşımda Ezra duruyordu.
Şaşkınlığımdan faydalanıp içeri süzüldü.

"Merhaba!"

O sırada Helin de aşağı inmişti.

"Ezra, hoş geldin."
"Hoş buldum."
"Köpeği atlattın mı bari?"

Sesimi olabildiğince ifadesiz tutmuştum.

"Kolay olmadı" deyip kolunu gösterdi. Dirseğinin hemen altı kanıyordu.

"Ne oldu oraya?"

Bu arada yukarı çıkmıştık. Ben hemen banyodan pamuk ve kolonya aldım.
Gömleğinin kollarını sıyırıp kolonya döktüğüm pamuğu koluna bastırdım.
Evimizde ecza dolabı gibi bir şey olsaydı kolonya bastırmak zorunda kalmazdım ama ne yapayım elimizde bir tek bu var.

"Aahhh!"
"Acıdı mı çok?"
"Kolonyı haliyle yakıyor Ezra bağırma."

Helin bana kötü kötü baktı.
O ne kadar şefkatli davranıyorsa ben de tam tersi davranıyordum Ezra'ya.
Hâlâ dünün hırsını alamadım ne yapayım.

"Fazla bastırmasan olmaz mı Alina?"
"Köpek falan ısırmadı di mi Ezra?"
"Hayır. Kaçarken ağaca sürtündüm."
"Geçmiş olsun Ezra ya. Bizim yüzümüzden köpekle uğraştın bir de."

Helin haklı. Ben çığlık atmasaydım köpeğin dikkatini çekmeyecektik.

"Özür dilerim. Köpeği biraz ben sardım başına."

Ezra şaşkınca bana baktı.
Özür dilememi beklemiyordu anlaşılan.

"Önemli değil ya çığlığın refleksti sonuçta."

Aynen öyleydi. Birden kocaman köpeği kim karşısında görse çığlık atardı zaten. Helin'le Ezra atmadı gerçi ama olsun.

"E hadi ne yapıyoruz?"

Ezra'nın koluna yarabandını yapıştırdıktan sonra Helin'e döndüm.

"İşimi hallettim ben. Ne istiyorsan yapabiliriz."
"Neyse ben gideyim o zaman artık."

Bence de Ezra.

"Yok olur mu öyle şey kal sen de. Di mi Alina?"

Helin bana kaş göz işareti yapıyordu.

"Yok yok gideyim en iyisi."
"Bugün o kadar köpekten de korudun bizi kal biraz."

Omuz silktim.

"İstersen kal."
"Gerçekten mi?"
"Hı hı"
"Tamam o zaman."

Aslında hayatta kal demezdim ama köpekten gerçekten korkuyorum ve bugün yaptığı bence büyük fedakarlıktı.

Kalsın bakalım. Tekrar öpmeye çalışacak değil ya...

-

Hepinizi öpüyorum :*

Not: Ben de Alina gibi 12.sınıfım o yüzden bölüm yazmak her zaman kolay olmuyor ders de çalısmam gerekiyor :( Sadece hatırlatmak istedim :)

Yeni Çocukحيث تعيش القصص. اكتشف الآن