Bizimkisi Bir Çarpışma Hikayesi

Bắt đầu từ đầu
                                    

Genç kız anlamsızca elindeki romanın yıpranmış kapağına baksa da fazla umursamadı. O daha merdivenlerden inmeden Michael'la Halit, Erenlerin yanına ulaştı nefes nefese. "Verdik kanka!"

"Ne biçim konuşuyorsun oğlum sen yengen hakkında?" diye çıkışınca "Kaç kere dedim şu çocuğun yanında özneyi gizlemeyin diye!" kızdı Halit.

"Kitabı verdik kanka." dediğinde, bir iki adım geriye gidip arkadaşıyla bir şeyler konuşan Serin'e baktım. "Hadi in artık şu basamakları..." diye sabırsızca mırıldandım, parmaklarım sabırsızlığımın dışa vurumu olarak ağacın gövdesinde ritim tutarken. Serin sonunda merdivenlerin başına tekrar görününce optik formda aynı şıkkı üst üste işaretlediğini fark eden öğrenci gibi kalbim sıkıştı.

"Evet! " diye bağırdım. "Geliyor sonunda! Hem kitap da var elinde bu sefer, ne yapacağım, ne yapacağım şimdi?"diye panikle döndüm ellerim titrerken. Başımdaki kravat seri hareketlerimden dolayı gevşeyip ablamın deyimiyle ait olduğu yere -boynuma- düşmüştü.

"Nefes!"dedi Peri insanlık için dahiyane bir fikir bulmuş gibi parmağını şaklatırken. "Nefesi unutuyorsun. Nefes almazsan konuşamazsın ki," dedi bakışlarını bana dikerken oldukça ciddi bir şekilde.

Hızla eğilip kafasını tutuğum Peri'nin saçlarının arasına minnetle bir öpücük kondurdum. "Teşekkürler, ek zekam benim!"

Ağaç yerine kolunu boşluğa yaslayıp sendelerken kendini tekrar düzelttiği sırada muhtemelen etraftaki herkes onu izliyormuş hissine kapılan Çakma Michael Sami, çevreye kaçamak gülüşler atarken "Ben denedim konuşabiliyorum nefessiz,"dedi.

"Niye?" diye sordu Peri gerçek bir ilgiyle.

"Konuşmam mı?"

"Hayır lan, nefesini niye tutarak konuşmaya çalışıyorsun onu soruyor kız." dedi Halit.

"Ha..." diye safça güldü. "Burnuma mandal takıyorum ya sivri dursun diye, o arada da nefes alamıyorum işte kanka."

"Mandalı niye takıyorsun lan sosyopat?" diye köpek hoştlar gibi bir ifade takınan Halit'e stresli olmama rağmen güldüm.

"Aya gideceğim kanka; moonwalk yapacağım. Evuvucu monkey u!.."diye poz kesmeye çalıştı. Zira kayamadığı için başarısızlığına çim zemini bahane göstererek"Burada iyi hareket yapamıyorum zemin güzel değil. Yoksa ağlatırım burayı." diye elini sallarken sabırsızca araya girdim.

"Bırakın Sami'nin hayalini de benim derdime odaklanın." dedim. "Asıl benim ayım orada parlıyor işte!" dedim dağınık sarı kaşlarım merdivenlerin tepesindeki Serin'i hedef alırken.

"Yuh yani Eren, cidden hiç yakıştıramadım kardeşim!" dedi Sami altın gününde ağzının kenarına bulaşan kısırıyla dedikodu yapan teyzeler gibi cık cıklayıp beni ayıplarken.

"Ne oldu lan çeşit?"

"Romantiğim diye geçiniyorsun bir de. Yani dünya güzeli kıza ayı dedin ya,"deyince üstündeki kombinde beş star taşıyan yarışmacı görmüş Nur Yerlitaş gibi baygın baygın gözlerimi devirdim.

"Kız bence çıkmamakta haklı abi!" dedi ellerini açıp dudağını bükerken.

Merdivenlerin tepesine zamklanan Serin'i gözetlediğim sırada"Biri müdahale edebilir mi acaba?" dediğim an, yerde yayılan Reyhan zıplamak suretiyle atılmış üçü arasında Sami'yi kaybettikten sonra oldukça seri hareketlerle pataklamaya başlamıştı. Hepsi geri çekildikten sonra ayağa kalkıp dengede durmaya çalıştı. Orta parmağını gözünün önüne getirip takip etmeye çalışsa da kayan gözlerine bedeni eşlik etmiş, Halit'in kucağına devrilmişti.

Bạn đã đọc hết các phần đã được đăng tải.

⏰ Cập nhật Lần cuối: Jul 27, 2016 ⏰

Thêm truyện này vào Thư viện của bạn để nhận thông báo chương mới!

Merhaba, Ben Eren!Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ