Of başım çatlamak üzere.Kafamdaki düşünceler beynimi kemirme noktasına geldi.Benim hayallerim vardı ve bu hayallerimde  Defne'nin yeri yoktu. 

Tek yeri bana hayallerime ulaşmak için yardımcı olmak.Aramızdaki sadece basit bir anlaşma.Olaylar ortaya çıktığında bir daha bizi yan yana bile getirmeyecek  bir anlaŞma.

Ondan sonra Samira için yaşayıp onun için çabalayacaktım.

Şimdi ise içimi kemiren bu duyguyla başa çıkmaya çalışıyorum.

Defne odasına gittikten sonra daha fazla kafayı yemeden ben de odama gittim ve kendimi yatağa attım.Umarım bu işi elime yüzüme bulaştırmadan bir sonuca ulaştırırım.İkimizde istediğimize kavuşuruz.


Defne'nin Ağzından 

Çaresizce Bora'ya bakarken Bora ''sert konuş'' diye kulağıma fısıldadı.

Dediğini yaptım ve cevap verdim.
''Şu anda evde değilim Selçuk Bey''

''Öyle mi?Neredesiniz ne zaman dönersiniz''

''Selçuk bey; birincisi nerede olduğumun sizi ilgilendirdiğini düşünmüyorum, ikincisi bu saatte evime gelmeniz hiç hoş değil.Daha fazla kırıcı olmadan telefonu sonlandırıyorum.İyi akşamlar''

Selçuk'un şaşırdığı ses tonundan belli oluyordu.

''Kusura bakmayın, rahatsız etmek istememiştim,iyi akşamlar''

Telefon kapandığında derin bir nefes aldım.Bora'ya bakıp konuşmaya başladım.

''Nerenin adresini verdik.''

''Buraya ilk geldiğimizde taksiyle durduğumuz evin adresini vermiştim''

''Geçen gün peşimde bir araba vardı ya o günde orada inmiştim, Eğer takip ettiren kişi Selçuk'sa oranın evim olduğundan emin olmuştur.Ya ışıklar yansaydı ve kapıyı çalsaydı''

''O zaman ayvayı yerdik Defne''

''Bunu nasıl düşünemedik Bora, az daha her şey berbat olacaktı''

''Bunun için bir çözüm bulacağım Defne merak etme''

Yaşadığım yoğun stresten sonra Bora'ya kafamı sallayıp odama doğru ilerledim.

Bora'nın gözleri bir noktaya takılmış öylece duruyordu.O da benim kadar stresliydi eminim.Kapıyı açmadan önce ona bakıp ''İyi geceler''dedim.

Sadece kafasını sallayarak cevap verdi.Odaya girdiğimde Samira'nın düzenli nefes alışverişlerinden uyuduğu belli oluyordu.Yerdeki valizleri gördüğümde Bora'nın eve gidip eşyalarımı aldığı aklıma geldi.Hızlı bir şekilde kıyafetlerimi çıkarıp dolaba yerleştirdim.En azından biraz daha düzgün giyinecektim.Üzerime pijamalarımı geçirip yatağa uzandım.

Bora çok zeki bir adamdı, karşılaşmamız bana yardım etmesi tamamen şanstı.O olmasaydı belkide şuan dört duvar arasında ağlıyor olacaktım.

Sadece bana iyilik olsun diye yardım etmiyor sonuçta ona oldukça iyi miktarda para verecektim.Acaba parayla ne yapacak.Banane ne yaparsa yapsın şu iş açığa çıktığında elimde avucumda ne varsa Bora'ya verebilirim.Özgürlük paha biçilemez.

Selçuk'la yakınlık kurabilmem bu akşamdan sonra biraz daha zor olacak gibi.Adama küfür etmediğim kaldı bakalım yarın beni nasıl bir gün bekliyor.


*****

Sabah uyandığımda yine çok yorgundum.Samira hala uyuyordu.Bayoda işlerimi hallettikten sonra üzerimi giyinmek için dolabın karşısına geçtim.Evimden gelen kıyafetlerim oldukça kırışık olduğundan son kez yeni elbiselerimden birini üstüme geçirdim.Hazırlanıp odadan çıktıktan sonra Bora'nın hala uyuduğunu fark ettim.İş için daha vaktim olduğu için kahvaltı hazırlamak için mutfağa geçtim.

Kahvaltı hazır olduğumda Bora'ya seslenmek için kapısına yaklaştım tam o sırada kapı açıldı.

''Günaydın, bende seni çağırmaya geliyordum.Kahvaltı hazırladım.''

Bora bir süre yüzüme baktıktan sonra üzerimdeki elbiseye bakıp kaşlarını çattı.

''Kendi kıyafetlerini neden giymedin''

''Hepsi kırış kırış bugünlük böyle olsun''

Cevap vermeden mutfağa doğru ilerledi.Sabah sabah tersinden kalktığı belli yüzü yine sirke satıyor.

Sessizce geçen kahvaltının ardından beni şirkete bıraktı.Bir iki kez konuşmaya çalıştım ama cevap vermeyince bende konuşmayı kestim.

Şirkete geldiğimde Selçuk'la karşılaşmamak için doğru odama ilerledim.Nasıl olsa Emine ne haber varsa gelip söylerdi.Dünkü olayı duyan var mı çok merak ediyordum.Israrcı olan insanlardan her zaman nefret etmişimdir.Serkan gerçekten de o yumruktan fazlasını hak etmişti.

Öğlene kadar Emine odama gelmeyince olayın duyulmadığından emin oldum.Öğle saatinde Emine kapıya gelip yemek vakti olduğunu söyledi.Kesinlikle duymamış.

Yemeğe indiğimizde Emine her zamanki gibi konuşmaya başladı.

''İşyerinin yemeğine yalnız mı geleceksin?''

''Evet sen?''

''Bende yalnız geleceğim birlikte dururuz''

''Çok kalabalık olur mu?''

''Herkes gelecek olur sanırım.Ben diğer ortakları merak ediyorum''

Şaşkınca Emine'ye baktım.

''Şirketin başka ortağı mı var?''

''Öyle bir söylenti var ama kim olduklarını bilmiyorum.Gizli ortak sanırım''

''Tam anlatabilir misin anlayamadım Emine''

''Duyduğum kadarıyla şirketi üç kişi kurmuş.Diğer ortakları başka işlerle de uğraştıkları için burasıyla sadece Selçuk bey ilgileniyormuş''

''Sadece sahte bir haber de olabilir''

''Sanmıyorum, belki bu yemeğe gelirler''

''Belki''

Yemeğin devamı şirket dedikoduları ile geçtikten sonra odama geçtim.

Acaba tahmin ettiğim gibi olabilir miydi.

Odamın camından dışarıyı izlemeye başladım ve telefonumu cebimden çıkardım.

Kafama takılan ayrıntıyla Bora'yı aradım.

''Efendim''

''Şirketin başka ortakları da varmış hiç duydun mu?''

Bora bir süre sessiz kaldıktan sonra cevap verdi.

''Hayır,bildiğim kadarıyla tek patron.''

''İşte yanlış biliyor olabilirsin, belkide diğer ortaklardan biri Ufuk'tu.''

Bora cevap vermeyince tekrar konuştum.

''Orada mısın?Duyuyor musun beni''

''Şimdi önemli bir işim var, bu konuyu araştırırım ve akşam konuşuruz''

''Tamam akşam konuşuruz''

Arkamdan gelen konuşma sesiyle olduğum yerde zıpladım.

''Akşam yine evde değilsin anlaşılan''

Selçuk sert bakışlarla bana bakarken konuşmanın ne kadarını duyduğunu merak ettim.Odaya geldiğimi hiç duymamıştım.

Umarım konuşmanın sadece sonunu duymuştur.








YÜZLEŞME (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin