Vicdan Trafiği 2/2 (Wtf~4)

Börja om från början
                                    

Birden kabul edeceğimi düşünnüyordu galiba önce biraz şaşırdı sonra zafer kazanmış gibi memnun şekilde gülümsedi.
"İçimin rahat edececeği en iyi seneçek bu. Bundan sonra iyi olmayı düşün sadece"

Tekrar eve doğru adımlamaya başladı. Bende sakince onu takip ederek peşinden ilerledim. Önümüzdeki basamakları çıkarak kapıya ulaştık. Kubilay bana güven vermeye çalışan bir şekilde bakıp gülümsedi.
Ben ise hiçbir şey yapmadan endişemden baktım öylece. Zile bastığında kulağıma dolan ses kalbimin heyecanla ve korkuyla atmasını sağladı. Nasıl bir durumla karşılaşacağını bilmemek en kötü şeydi. Belirsizlik her zaman canımı sıkmıştı. Hayatımın koca bir belirsizlikten ibaret olmasına rağmen, belirsizkik gerçekten kötüydü. Kısa ama bana uzun geçen bir sürenin ardından Kubilay'a benzeyen bir kadın kapıyı açtı. Bizi görünce aslında Kubilay'ı görünce hemen gülümseyip Kubilay'a sarıldı. Samimi bir şekilde sarıldıklarında bu kadının Kubilay'ın ablası olduğunu anladım.
"Abla beni boğmadan önce bizi eve alacak mısın?"

Kadın hemen Kubilay'dan ayrılıp bana baktı ve süzdü.
"Affedersin tatlım Kubilay'ı görünce böyle oldu" diyip mahcup bakışlarla gözlerini gözlerime odakladı. O kadar tatlı bir şekilde söylemişti ki kendimi gülümsemeden alıkoyamadım. Ben konuşmadan bir erkek sesi geldi.
"Sanem kim gelmiş?" sesin hemen ardından uzun boylu yakışıklı bir adam kapıda göründü. Bizi görünce "Hoş geldiniz geçsenize içeri bende diyordum, benim hatun niye kapıda kaldı diye" diyip gülümsedi ve kapının önünden çekildi.
"Tabi ya geçin" dedi Sanem Hanım. Tereddütle Kubilay'a bakınca tekrar bana bakarak" Hadi geçin kapıda durmayalım" diyip Sanem Hanım bizi içeri davet etti. Kubilay önde bende arkasında içeri geçip salon olduğunu tahmin ettiğim bir odaya girdik. Benim ardımdan Sanem Hanım ve eşi de girerek tekrar kısa bir hoş geldin merasimi geçti.

Kubilay'ın dediklerine hak vermeye başlamıştım. İyi insanlara benziyorlardı. İkisi de beni yadırgamadan gayet rahat ve bana samimi gelen şekilde davranıyorlardı. Gelir gelmez, çok güzel şekilde benimle ilgilendiler. Kemal ağabey ve Sanem abla kendilerine yakın davranmam için onlara adları veya ağabey ve abla dememi rica ettiler. Şimdi ise yemek masasında güzel bir sofrada sohbet ediyorduk. Sanem abla çok güzel yemekler yapmıştı. Sohbetlerine onlar konuşurken ben daha çok dinleyerek eşlik ediyordum, çok sıkmadan arada soru sorarak beni de sohbete dâhil ediyorlardı. Uzun bir sohbetin ardından saat nasıl geçmiş anlamamıştım. İlk defa bu kadar hoş zaman geçirmiştim.
Yatma vakti gelince Sanem abla bana eşlik ederek odamı göstermesi için Kubilay ve Kemal ağabey'in yanından ayrıldık. Ev baya büyüktü ve güzel döşenmişti. Bana ayırdığı odaya gelesiye kadar her geçtiğimiz odayı göstererek anlatmıştı. Elinden geldiğince yabancılamam için uğraşıyordu.
Bana ayırdığı odaya gelince benim odama göre büyük bir odaya girdik. Süt kahvesi ağırlık renkte olan güzel döşenmiş odaya baktım. Çift kişilik yatak ortada ve iki yanında birer komedin vardı. Ufak bir makyaj masası ile uyumlu giysi dolabı dolduruyordu odayı.
"Tatlım burası biraz küçük ama banyosu var diye burayı sana ayarladım rahat dersin diye düşündüm"
Evet oda diğer gösterdiği odalara göre küçüktü ama bana göre gayet büyük güzel hatta çok güzeldi hele ki benim eski yaşadığım yerleri düşünürsek.
"Ben çok teşekkür ederim çok güzel burası" dedim mahcup bir şekilde.

"Teşekküre gerek yok. Bende Kemal de misafir ağırlamayı severiz." Diyerek kolumu sıvazladı.

"Neyse ben çıkayım da dinlen sen, artık yormamalısın kendini. Eğer bir istediğin olursa çekinmeden söyle tamam mı?"

"Daha ne olsun çok güzel her şey, çok sağ olun" dedim. Bana güzel bir şekilde gülümseyip odadan çıktı.

Kapanan kapının ardından bakarken tekrar bakışlarımı odaya çevirdim ve kısaca tekrar inceledim. Köşede duran bavulumu gördüm. Banyo kapısı gözüme takılınca banyoyu incelemek için kapıyı açtım. Tam karşıda ayna olduğu için direk kendimle karşılaştım. İki gündür yıkanmadığım için saçım hemen yağlanmıştı. Yüzüm solgundu ama bakışlarım öncekine göre daha parlaktı. Böyle insanlar yaşama sevincimi ortaya çıkarıyorlardı.
Banyoya ufak göz atıp banyo yapmaya karar verdim. Hemen bavulumu açıp temiz eşyalarımı çıkardım. Ne olur ne olmaz diye de odamın kapısını kapının arkasında duran anahtarla kilitledim. Banyoya girdiğimde iki çeşit duş jeli, iki çeşit şampuan ayrıca iki tane lif vardı. Dolaplara baktığımda alt tarafta bornoz ve havlular vardı. Üstte ise bir iki makyaj malzemesi ve bakım kremi duruyordu. Her şeyi düşünmüşlerdi. Elimdeki kıyafetlere bakınca yatağın üstündeki pijamalar aklıma geldi. Acaba onları mı giyseydim, şimdi beğenmemiş gibi olur muydu, yoksa elimdekileri giysem diye düşünmeden kendimi alamadım. Belki giymediğim için Sanem abla kırılırdı, verdiklerini giysem iyi olurdu galiba.
Sanem abla yaptığı şeylerin beğenilmesine bayılıyordu bunu sofrada yediğimiz her yemeğe bakışından anlamıştım. Ben yerken çaktırmamaya çalışarak devamlı baktığını gördüm ilk önce nasıl yediğime filan baktığını düşündüm ama aynı şekilde eşi ve Kubilay'a da bakıyordu. Eşi ve Kubilay "Ellerine sağlık çok güzel olmuş" tarzı şeyler dediklerinde yüzündeki ifade her şeyi anlamamı sağladı. Hele bende aynı şeyleri söylediğimde bir insan " ellerine sağlık" denildiğinde bu kadar mutlu olamazdı galiba. Yarın ilk işim bu yaptıkları içinde teşekkür etmek olacaktı, zaten elimden gelen başka bir şeyde yoktu.
Hemen banyoya girip, sıcak su ile iyice temizlendim. O olaydan beri devamlı sıcak su ile yıkanıyordum hiçbir zaman o lekeyi temizleyemeyecektim. Her zaman kirli kalacaktım ama böyle yaptığımda biraz olsun rahatlıyordum. İz kalsa bile pisliğin varlığını yok ettiğimi düşünüyordum. Kendimi bebeğim için hep güçlü olmaya iterken hırsımı sürtünürken vücudumdan alıyordum.
Tek iyi olan şey ise bebeğime odaklanarak sakinleşmemdi. O temizdi ne kadar pis bir yol ile bana bahşedilse de o temizdi, en temiz olandı. Ve bende onun için öyle kalmaya çalışacaktım.

***Dikkat!Oku Lütfen***
-Çok uzun süre oldu biliyorum ve özür dilerim ama üniversite sınavına hazırlanıyorum bu yüzden böyle oldu. Umarım bölümü beğenmişsinizdir. Sizlerin desteği beni çok mutlu ediyor. Artık ne kadar destekçim kaldıysa bilmiyorum ama bu bölümü görüp okuyan ve hikayemi bırakmayan herkese çok çok çok teşekkür ederim.
-Yeni bölüm ne zaman gelir bilmiyorum. Söz verip sözümde de durmamak istemiyorum. Omyüzden lütfen kızmayın. Elimden geldiğince yazmaya çalışacağım.
-Diğer hikayemi okuyan okuyucularım ona da bölüm yazmayı deneyeceğim ne zaman olur bilmiyorum. Hemen ümide kapılıp geç paylaştığımda hayal kırıklığı yaşamayın diye diyorum.( bende okuduğum bir hikâyede bu şekilde olduğunda çok üzülürüm o yüzden diyorum)
- vee sıkılmadan burayı okuyanlara bol bol sevgi yolluyorum. Teşekkürler. Çünkü çok yazdım ;)

Du har nått slutet av publicerade delar.

⏰ Senast uppdaterad: Oct 28, 2015 ⏰

Lägg till den här berättelsen i ditt bibliotek för att få aviseringar om nya delar!

~Seni Bekliyorum~ #Wattys2015Där berättelser lever. Upptäck nu