Biraz Taylor Yeter

öylesine bi bölüm

Suan o kadar garip bi his içindeyim ki... Daha düne kadar her sabah bugün onu düşünmicem diye kendime söz verip geceleri sozunu tutamayıp yine ağlayan ben, bugün yeni bi sayfa açarak uyanıyorum...

Okulu hatırlayınca (!!!!) çok istekli bi şekilde (!!!!) yataktan kalkıp hazırlanmaya basladim.

Önce yatağımı-pek de düzgün gözükmesede- topladım. Sonra banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Sonra mutfağa doğru koştum ve kıtlıktan çıkmış gibi yemeye başladım. Yanlızken ywmeklere acımam. Yanımda biri varken de sanki yemek yemiyomuş havalarına giren yapmacık kızlardan değilim. Yine bana yetecek kadar (ne kadarla doğduğum kesin değil. Isviçreli bilim adamları araştırıyor. ) yerim. Sadece daha kibar davranırım. Her neyse işte. Ben yedim. Baya bi yedim. :) . Sonra bulasiklari hemen yikayip yerine koydum. Ve odama doğru ağır adımlarla gitmeye başladım. Sonra tam kapidan gircekken aklima dislerimi fircalamadigim geldi ve banyoya girdim. Dişimi fircalayip tekrar odama gittim.

Dolaba bi bakalım. Acaba ne giysem. O bluz o etekle olurmu. Moda katliamlarının cezası ölüm olur mu. Ben dahiyane fikirlerimle boğuşurken bi yandan dolaba bakıyodum. Sonra gözüme çok sevdiğim ama pek giymediğim gündelik ve şirin elbisem takıldı. Siyah renkli, dizimin bir buçuk karış uzerinde bi elbiseydi. Göğsümün altıyla belimin ustündeki yerde kemer gibi siyah bir kurdon vardı. Önden gecirip belimin arkasında kurdele yaptım. Üstü düz siyahtı. Altı ise siyah tüldü. Çok karamsar görünümlü ama sevimli bi elbiseydi. Altına da bilekten bağcıklı siyah önü açık topuklu ayakkabımı giydim. Topuklu ama öyle abartılcak gibi değil. İnce beş santim lik bi topuk. Sonra aynanın karşısına geçtim. Önce hafif dalgalı ama aşırı gür simsiyah saçlarımı açtım. Saçlarım simsiyahtı ama saç tebeşiriyle saçlarımın ucunu önceden yeşil mavi karışimi bi renge boyamıştım. Saçlarımın tamamını arkaya attım önce. Sonra siyah küç cıt citli bi tokaylar kenerlardan alıp ortada birleştirdim. Saçımın açıkta kalan kısmını ise yarısı arkaya yarısı öne gelcek sekilde dagittim. Ve saçlarım tamam.

Sıra makyajda. Ben makyaj yapmayı pek sevmem. Ruj sürmem. Parlatici surm em. Kirpiklerim cok sık olduğundan rimel sürme gereğide duymam. Aslında onada gerek yok ama göz kalemini severim. Bu yüzden göz kalemi (siyah) alt göz kapagıma. Kirpik diplerine sürdüm. Ve şimdi hazırım. Daha yeni sayılırım o yüzden kitap falan yok. Sadece küçük siyah bi çanta aldim.

Ve çıktım evden.

Apartmandan çıkıp karşımda beni süzen bi çift bal rengi gözle karşılaşmamla şaşırmam ama gülümsemem bir oldu.

-geliceğini haber v ermemiştin
-sende bu kadar güzel olucag ini soylememistin.
-ee...mmm.şey.. teşekkürler....

Kesin domates oldum ya..

-arabaya geçelimmi
-araba?
-arabam
-hmm. Tamam

Dedim ve onu takip etmeye başladım. Aslında o da bugun çok şık tı. Sportif gorunuyordu. Ve sevimli... üzerinde hafig koyu renk ama lacivert gibi de koyu olmayan mavi bi tisort vardi. Altinda ise gök yüzü gibi açık mavi bi kot. Ama yerim ben seni ya öyle şeker olmasana senn

Al iste ya. Gözünle yedin sen zaten cocugu
Sen sus feriha (iç ses)
Of ooff napicaz kizim biz seninle daha düne kadar sen bu cocuktan nefret etmiyomuydun. O herşeyi bilmiyokendi biliyorum ama sende çabuk yola geldin yaa..
Kes sesini..

Ben içsesimle mücadele verirkenm bir yandan arabaya doğru ilerliyoduk.

-o çocuk niye senin evindeydi
-kim
Diye sordum. Aslında denizden bahsettigini anlamistim ama bi sansimi deniyim dedim.
-dün kü iste. Deniz miydi neydi
-hee evet. Şey ya. Beni bi kafeye goturmustu. Gormen lazim. Taylorla kapli bi kafe. Aaa bi ara gidelim bak oraya. Sende bayilicaksin. Şey iste. Bende tesekkur amacli ona yemek yapmistim.
-ammada merakliymis evine gelmeye.peki ben gelmeseydim...
-evet?
Gelmeseydim onunla aranda bisey olurmuydu. Çıkma teklif etse.. cikarmiydin
-ne diyosun sen emirhan??!!!ben onun arkadasiyim. Sen gelssydin de gelmeseydin de oyle bisey olmazdi. Ben seni aklimdan bi gun olsun cikarmadim. Evet belki cok denedim. Senden nefret etmek istedim. Ama yapamadim. Olmadi anliyomusun. Kalbimden söküp atamadim seni. Bana ihanet ettigini dusunup durdum. Seni aklimdan cikarmak istedim. Ama olmadi. Senden nefret etmek istedim ben...senden nefret etmek istedim

Diye tekrarladim kendimden sucluluk duyar gibi.

-ama olmadi olamaz olmayacak da.. biliyorum ki bu lanet olası hassas kalbim yine senin için deli gibi atmaya devam edicek. Sen olsanda olmasanda yanimda, yine de senin icin aticak bu kalp...

-tamam sen boyle dusunuyor olabilirsin. Ama o eger sana karsi bisey hissetmese evine gelmezdi.
-emirhan!!! Kesermisin şunu. Yeter. Sen ne diyosun. Onunla dün tanistim ben. DÜN .
-peki sen bilirsin. Ama sana karsi bi şansı olabilecegini dusunmeye kalkarsa onun suratini dağıtı...
-kes şunu!!
-of tamam

Ve biz arabaya bindik, okula geldik. Kapıdan giriyorduk ki içerde iki kişi gormemizle donup kaldık.

Onun burada ne işi var.
Medyadaki caps kalp phenn :D

Hehee işte yeni bölüm.
Çok kısa bi bölüm olduğunu biliyorum. Ama çok hastayım. Ve teog denen lanet şeye bi buçuk ay kaldı. Ve hiç zamanım olmamasina rağmen. Ben bu hasta halimle günduz vaktim yok diye. Geceleri size bolum yaziyorum.
O yüzden lutfen bi vote bi yorumu çok gormeyin.

Sizi sevmesem uykumdan vazgeçmezdim :) o benim teylırım dan sonraki vazgeçilmezim...

Loves, ben... :P