22.BÖLÜM ( gerçekmiş )

338 18 23
                                    


Telefondan Begüm'e olanları anlatmıştım, tabi endişelenip hemen geleceklerini söyledi ama ben ona önemli bir şey olmadığını, gelmemesini söylüyordum. En sonunda ikna olunca rahat bir nefes aldım.

Begüm çok iyi biri, kendini düşünmek yerine önceliği hep sevdikleri, arkadaşları olmuştu. Tek yaşıyordu normalde ailesi onu pek umursamazdı. Çocukluk arkadaşıyız daha doğrusu kardeş..

Hep yan yana olduğumuz için birine bit şey olsa ilk biz birbirimize koşarız. Hep benim üzerime titrer, bende onun..

Aklıma gelen anılarımız ile gülümsedim. Yıllar çok çabuk geçmişti. Daha dün küçücüktük, evcilik oynuyorduk. Şimdi ise hayatın bizim için engel olarak karşımıza çıkardığı sorunlarla mücadele ediyorduk. Zaman çok çabuk ilerliyor..

"Deli olabileceğini düşünmeye başladım" sesin sahibine baktım, elindeki diz üstü masayı ayaklarımın üzerine koydu, tepsiyi de yavaşça indirdi. Oldukça güzel gözüken bir kahvaltıydı.

Dediğine histerik bir gülüş attım. "Sen bu aralar benimle uğraşmayı pek seviyorsun, hmm" sol tarafındaki tekli koltuğa oturdu.

"Belki de seviyorumdur?" Anında kaşlarım çatıldı. Kimi seviyor? Beni mi? Kesin birileri ile uğraşmayı seviyor. Umarım..
"Kimi seviyorsun"

"Senin olmadığın her şeyi"

"O yüzden mi ben uyanıncaya kadar başımda bekledin"

Yutkundu ve bakışlarını kaçırdı hemen. Bunlar ne anlama geliyor?
"Neyse, sen kahvaltı yaptın mı?"

"Ben aç değilim, sen yap hadi"
Ona baktım bir süre yalan söylüyor, ne kadar da belli.

"Ben tek başıma kahvaltı yapmayı sevmiyorum, biraz yesen benimle" ona en sevimli olacak şekilde bakıyordum. Tabi kimse bu yaptığım şeye kıyamıyordu. Umarım Ulaz da kıyamaz.

"İstemiyorum Ahu"

Geniş olan masanın üzerindeki tepsiyi geriye doğru ittim. Kollarımı bağladım ve arkama doğru yaslandım. "Ben de yemeyeceğim! ne olur sanki biraz yesen!"

Sabır dilemek ister gibi başını yukarıya kaldırdı, daha sonra tekrar bana baktı. "Tamam biraz yiyeceğim, ağlama"

"Kes sesini!" Ulaz sustu ve yanıma geldi. Hayret ona bağırdım ve o birşey demedi. Çatala batırdığım salatalığı ona uzattım. Gözlerimin içine bakarak yedi.

Şimdi bendeki de kalp, ya bir şey olursa..

.....



"Çok inatçısın!" Eline aldığı yastığı bana doğru fırlattı. Kafamı sola doğru eğip sağ elimle fırlattığı yastığı tuttum. "Iska"

"Canım sıkıldı diyorum! ne olur ben de aşağıya insem" evet, Bir kez daha anlamış oldum gerçekten inatçı ve istediğini de almadan bırakmayan bir kadın. Yatağında debelenip duruyor.

"Tamam Allah'ın belası! Yürü in aşağıya!" Arkamı ona dönüp kapıya ilerledim, elimi kapının kulpuna atmıştım ki tekrar sesini duymamla durdum.

"Ne kadar zekisin! Ayağım sarılı nasıl ineyim bu hâlde!?" Tekrar ona doğru döndüm, baştan aşağıya süzdüm.
Bayağı dikkat çekici biri. Giydiği saten şort gömlek takımı, açıkta kalan bacakları, beline kadar gelen dalgalı saçlarının salık olması onu ayrı bir sexi gösteriyordu.

"Çok konuşuyorsun ama hiç bir işlevin yok" bana kaşlarını çatarak baktı. "Pardon?, hiç bir işlevin yok derken, ayağımı görüyorsun kalkıp dans mı edeyim bu hâlde." Bir an dediklerini ciddi ciddi düşünmedim değil aslında.

Elimi çeneme koyup düşünüyor gibi yaptım. "Hmm, aslında güzel olur?" Bana öylece bakıyordu.
"Ne?" Güldüm, gerçekten böyle bir şey istediğimi falan sandı herhalde.
"Ne ne? Duydun işte" bıkkın bir nefes verdi.

"Ulaz şaka yapmıyorum, beni aşağıya indir" bir insana yavru köpeğin bakması gibi bana bakıyordu. "Rica edersen olabilir" kaşlarını anında çattı, zor bir şey değildi en fazla ayaklarıma kapanır.

"Sana mı? Asla!" Onun öyle demesi beni hiç ilgilendirmiyor. Birazdan nasıl da yalvaracak. Kapıyı açtım tam çıkacakken Ahu'nun sesini duymamla sırıtarak olduğum yerde durdum.

"Tamam, lütfen beni aşağıya indirebilirmisin" arkama yani ona taraf döndüm. "Olmadı, daha nazik bir biçimde ve biraz daha samimi bir dille söyle" kenardaki tüylü terliği tuttuğu gibi bana fırlatması bir olmuştu gerçekten.

Alnıma terlik gelmişti, ama terlik yumuşak yapılı olduğu için hiç sorun değildi. Ağzıma giren tüyleri çıkardım. Ahu ise bana gülerek bakıyordu. "Sen bilirsin" diyip hızla kapıyı açtım tam çıkacaktım yine onun sesi "tamam, dur!"

Her kapıdan çıkacağım sırada her şeyi yapıyordu. "Ulazcığım, ayağım kötü durumda aşağıya inemiyorum lütfen beni aşağıya indirirmisin? Rica ediyorum senden" kurduğu cümleyle sırıttım. Çokta güzel söylemişti.

"Tamam, daha fazla ağlamana dayanamıyorum" yatağın yanına gelip ayağına dikkat ederek kucağıma aldım. Anında elleri boynuma gitmişti. "Sen direkmen bana dayanamıyorsun bence."

Kurduğu cümle ile yutkundum. Doğru muydu acaba? Neyseleyip odadan çıktım, oturma odasına girince aynı yavaşlıkla Ahu'yu koltuğa yanlamasına oturttum. Arkasına da rahat olması için yastıklar yerleştirdim.

"Otursana, ayakta kaldın" Ahu'nun yanına doğru oturacaktım. "Tama-"
Daha kelimemi tamamlamadan telefonum çaldı. "Ben telefona bakayım" tamam dediği zaman direkt mutfağa girdim. Arayan kişiye baktığımda pelin olduğunu gördüm. Direk aramayı onayladım.

"Alo, günaydın ulaz abi" sesi biraz endişeli geliyordu, birşey olduğu barizdi.

"Günaydın pelin"

"Müsait misin, bir şey konuşacaktım da seninle"

"Tabi müsaitim, dinliyorum" bir süreliğine konuşmadı ve sadece bekledi

"Şey ben bir ara senden bilgisayarını istemiştim bir ödevim için ve senin flaşını kullanmıştım ya" gerçekten çok merak etmiştim nereye bağlanacak bu konu.

"Evet, pelin kesintili anlatma söyle artık ne diyeceksen"

"İşte flaşın bende kaldı, az önce bir konu için tekrar takmıştım yanlışlıkla güvenlik kameralarına girdim. Oradan da 2 gün önceki görüntüler gözüktü. Iıı nasıl desem, bazı görüntüler var Ahu abla ve Buğra abinin görünce senin de izlemen gerektiğini düşündüm."

"Ne görüntüleri?"

"Söylemem doğru olmaz ben sana o günün görüntülerini atacağım mutfakta olan kamerayı izle"
Denildikten sonra telefonun kapanma sesi..

Umarım aklımdaki şey değildir, umarım...

2 dakika sonra bir mesaj geldi. Pelindendi, direkt kamera kayıtlarına girildi. Kamera kayıtlarının 20 dakikasını izlemiştim..

Gerçekten böyle bir şey olmuştu..
Ahu haklıymış Buğra ona zorla dokunmuş ve biz buna inanmamıştık.
Kapının arasından Ahu'ya baktım. O beni görebiliyordu, ben de onu görebiliyordum. Bana baktı ve gülümsedi.

"Gelsene, birlikte film izleyelim"

Gerçekten de böyle bir şey olmuştu.
Yaşanmıştı..


Bitti!!!

Lütfen vote atıp yorum yapın..

Selamm!
Biliyoruz uzun süredir atamadık ama ancak müsait olduk bir sonraki bölüm haftaya salı gelecek. Sizleri seviyoruz hoşçakalın 💋

Mafya Aşkı حيث تعيش القصص. اكتشف الآن