"Aklını meşgul eden bir şey mi var? Böyle yapmak durumu düzeltmez."

"Yok bir şey. Canım öyle istiyor sadece."

"Biliyorum henüz yakının değilim ama konuşabilirsin benimle."

Çocuk bir şey demeden bardağına doldurduğu içecekten bir yudum alıp arkasına yaslandı. "Konuşacak bir şey yok."

Osamu ısrar etmek istemedi, ters tepmesinden korkuyordu açıkçası. Kendi kendine onun durumu hakkında bir yargıda bulunmamıştı. Atsumu'dan duydukları ve bu akşam gördükleri üzerinden yola çıkarak çocuğun bir sorunu, bir derdi olduğunu anlamıştı. Yardım etmek isterdi tabii ama bunu yapabileceği bir konumda değildi henüz. Yerini bilmesi gerekiyordu.

Televizyon sesinden başka tek ses Suna'nın hızlı hızlı içip bardağı sürekli masaya çarpmasının ve çakmağın sesiydi. Osamu bunu gördükçe daha da endişeleniyordu ister istemez. Bir şey dememişti şimdiye dek ama artık durması gereken bir noktada olduğunu düşünüyordu.

Bir şey demek için ağzını açtığında birkaç saniye duraksamak zorunda kaldı. Çocuğun kırmızı yanaklarına bakmaktan alıkoyamadı kendini. Çok sevimli görünüyordu.

"Suna."

"Hm?" diye mırıldandı çocuk bayık bakışlarını ona çevirirken.

"Yeterince içmedin mi?"

"Bilmem, içtim mi?"

"Evet içtin."

Ayağa kalkıp çocuğun önündeki şişeyi ve bardağı alıp mutfağa ilerledi itiraz bile etmesini beklemeden. Suna da zaten anca fark etmişti bunu yaptığını.

"İçiyordum."

"Farkındayım."

"Sarhoş falan olmadım daha, niye aldın öyle?" derken bile sesinin tonundan belliydi sarhoşluğu.

"Olmamış hâlin bu mu?"

"Beğenemedin mi?"

Osamu koltuğa geri yerleşirken gülümsemeden edemedi. "Çok beğendim."

Suna koltuğun yanına yasladığı bedenini Osamu'ya çevirip masum gözlerle baktı ona. Ağlayası vardı, Osamu ona gülerek bakınca bu his daha da artıyordu.

"Neden.." diye fısıldadı ve devamını mırıltıyla getirdi. "Neden geldin?"

"Endişelendim."

"Neden?"

"Sesin iyi gelmiyordu."

Suna kıkırdadı. "İyi birisin." Birkaç saniye öylece baktı yüzüne. "Başkası olsaydı üstüme atlardı, nasıl göründüğüme bakmadan."

"Başkası değilim."

"Benimle sevişmek istemiyor musun?" derken parmakları tişörtünü kaydırdığı için açılan teninde geziniyordu. Farkındaydı ne yaptığının ama bilinçli şekilde yapmıyordu bir yandan.

"Bu durumda hayır."

"Normalde ister miydin?"

"Bunun henüz konuşulması gerektiğini düşünmüyorum."

"Afedersin. Alışmışım.."

"Neye?"

Suna cevap vermeyip gülmekle yetindi ama Osamu cevap almak istediği için ona bakmaya devam etmişti.

"Ne bakıyorsun?"

"Neye alışmışsın?"

"Boşver." Kıkırdadı kendi kendine. "Bilmene gerek yok."

Osamu bir şey demeden ayağa kalktı ve çocuğa ilerledi. Suna ne yapacağını izlerken üstüne eğilip birden kucağına almasıyla bağıracak gibi olmuş ama kendini tutmuştu. Kollarını çocuğun boynuna dolarken mırıldandı. "N-ne yapıyorsun?!"

"Seni yatağına götürüyorum."

"Ben kalkıp yürürdüm. Hem, yatağa gitmek istemiyorum."

"Uyusan daha iyi."

"İstemiyorum." Sırtı soğuk nevresimle buluşunca yüzünü buruşturdu. "Soğuk."

"Isınacaksın birazdan. Örtelim üstünü." Yorganı çocuğun üstüne çekip arkasını döndü. "İyi uykular."

Suna akan gözyaşını hızlıca silerek çocuğun adını mırıldandı ve devam etti. "Çok garip."

"Ne garip?"

"Bunlar. Senin gelmen, benimle ilgilenmen ve hatta yatırman."

"Garip mi? Bilmem, pek düşünmedim."

"Teşekkür etmeliyim sanırım."

Osamu gülümsedi. "Önemli değil. Güzelce uyu şimdi."

"Sen gidecek misin?"

"Evet."

Çocuk sessiz kaldı birkaç saniye. "Kalabilirsin."

"Biliyorum."

"Kalır mısın?"

Çocuğun dolu gözlerini gördüğünde 'Gideyim' diyesi gelmemişti. Başını sallayıp gülümsedi tekrardan. "Peki, kalayım."

"Bir dakika yanıma gelir misin?"

Dediğini yaparak yatağa yaklaştı ve hafifçe eğildi. Bir şey söyleyeceğini düşünmüştü ama hiç düşündüğü gibi olmamıştı. Suna çocuğu kendine çekip yatağa düşürmüş ve gülmüştü. "Bunları sarhoşluğuma ver, tamam mı?"

"Sarhoş olmayan Suna yapmaz mı böyle?"

"Yapmaz."

"Tamam, yapıyorum dediğini."

"Teşekkür ederim. Sarılmamı da."

"Ne?" Çocuğun bir anda kollarına girmesiyle nefesini tuttu Osamu. Onun dediği gibi yapıp sarhoş olduğundan dolayı olduğunu düşünecekti çünkü öyle olmasa daha şimdiden böyle bir şey yapmaları çok absürt olurdu. Suna'nın birine ihtiyacı vardı belli ki. Hayatında neyin olup bittiğini bilemezdi ama sarılmak için birine ihtiyacı olduğu böyle açıkken hayır diyemezdi.

"Keşke sen de sarhoş olup sabaha unutsan bunları." diye mırıldandı Suna uykulu uykulu. Bunun üzerine Osamu sesli bir nefes verip çocuğun üzerindeki yorganı düzeltmişti. "Unutursam yazık olur."

SAÇMA MI

Diğer bölüme başlamadım iki güne yazarım inş

healer || SunaOsaWhere stories live. Discover now