3.bölüm

811 28 3
                                    

Mirza Hanzadeoğlu
____________________

Ben Mirza. Mardinin sert,acımasız Mirza ağası. Her kes korkar benden. Bu yaşıma kadar hiç bir kadın ilgimi çekmedi taaki o gün mezarlıkta melek gibi birini gördüğüme kadar.

Kızıl saçları öyle büyüleyiciydiki, her bir telini ayrı ayrı sevmek isterdim, mavileri denizi andırıyordu sanki, hele yüzündeki çiller o kadar tatlı duruyorduki.

Her şey biranda oldu. Benim ablam gencken lösemi hastalığından dolayı vefat etdi. Her yıl mezarına gider onunla dertleşirdim. Onu ilk o zamanlar gördüm.

Yine her zamanki gibi ablamın mezarından çıktım ve arabama bindim. Mezarlık yolundan yeni çıkarken telefonuma mesaj gelmesiyle  fikrim dağıldı ve az kalsın birine çarptım. Hızıla frirene basıb arabayı durdum ve arabadan düşdüm.

"Küçük hanım  iyimisiniz?" ellerini bir-birine çırptı ve" körmüsün ya sen?" Ben onun büyüsüne kapılmışken bana söyledikleri aklım bile algılayamıyordu. "Küçük hanım afedersinizde ama araba geldiyine bakmadanda yola çıkan sizsiniz" bir hışımla yerden kalktı.

"Birnicisi bana küçük hanım demeyi bırakın, ikincisi yola baktım araba yoktu , üçüncüsü ehliyetinizi kasaptan aldınız her halde" gerçektende bir ilk yaşanıyordu. Mardinde herkes benden korkardı ama bu küçük hanım benden korkmayı bırak beni azarlıyorduda.

Bu durum gülümsetdi beni sadece. "Delimisin ne gülüyorsün be adam" kaşlarını çatması o kadar tatlıydıki. Birşeyi olub olmadığına bakarken gözlerim ellerine kaydı ve o an sanki kalbim atmayı bıraktı.

Evlilik parmağında bir yüzük vardı. Ben başkasının karsınamı bakmıştım. O an hızla arabama binib hızla sürdüm.

Üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen hayla bazen onu düşünürken buluyordum kendimi. Düşündüyümü fark edince kendime küfürler saydırıyordum.

Her zaman yaptığım gibi işten gelirken kendi evime geçerken Adem " Hoşgeldiniz. Ahmet bey sizi çağrıyor" babamın beni ilk defa böyle açeleyle çağırdığını duydum." Tamam koçum sağol".

Konağın kapısını çaldım ve herzaman gözleri gülen Dilber ablanın gözleri bu kez hüzünle bakıyordu. Birine birşeymi oldu acaba"

Dilber abla iyimisin nedne ağladın" endişelerim gitdikce artarken " yok oğlum birine bir şey olmada teleşlanmayasın hemen hadi geç içeri"

Salona geldiğimde annem ve babamı görüşaçıma girerken birde yanlarında biri vardı. Ama bu nasıl olur... Bu o kız mezarlıkta gördüğüm tam 1yıl unutmaya çalışdığım o kız.

Gözleri beni görünce irice açıldı. "Ama sen o adamsın" babam ve annem şaşkınlıkla bir ona bir bana bakıyordu. " siz tanışıyormusunuz" babamın sorusuya tam cevap vericekken " ben anne ve babamın mezarına giderken arabasıyla bana çarptı ve bir özür dilemeden gitdi kendisi" hırsla bana baktığında yine çok tatlı görünüyordu.

Kendine gel Mirza o evli. Kafamı salladım. " onun adına özür dileriz kızım. Kendisini buz bir kalpli doğurdum ama işte fark edemdik" annemin söyledoği şeyle kaşlarımı çatdım. Şuan beni şikayetmi ediyordu yoksa banamı öyle geldi.

Gözlerim yine o'na dönünce gözlerindeki kızarıklığı ve dudağndaki yarayı gördüm. Yoksa kocasımı bir şey yapmıştı."Oğlum ayakta dikilmesene otur şöyle" babamın sesiyle kendime geldim ve babamın yanına oturdum.

"Oğlum bu Arin. Hani bahsetmişdimya arkadaşım Mustafanın kızı" bügün fazlasıyla şaşırıyordum. "Hatırladım bav"
Gözlerine bakarken utanıb gözlerini kaçırdı.sadece gülümsedim.

Mardin AşkıKde žijí příběhy. Začni objevovat