Wiil
Aaron.Bu zamana kadar çok insan tanımıştı küçük köle ama en acımasızları efendisiydi.
Gene kırdığı kalbini toparlamaya çalışıyor, odasında içli içli ağlıyordu.'Neden benden nefret ediyor ?'dedi kendi kendine.
Oysa her dediği yapıyor sürekli gözünün içine bakıyordu.
Ama efendisi her seferinde kızacak bir şeyler buluyordu .Tıklanan kapı ile yatağından dogruldu ve gelene baktı. Hayatında onu umursayan tek kişi gelmişti, sevgili teyzesi .
Onu üzmek istemiyor ona karşı büyük minnettarlık besliyordu .
Mavi gözleriyle ona baktı. Yüzünde her zamanki gibi anaç bir gülümseme vardı."Yavrum" dedi kadife sesiyle . Hissettiği şefkat ile gözleri doluvermişti gene. Kafasını kollarının arasına sakladı bu halimi görmesin diye . Ama nafileydi çoktan yanına gelmiş, şefkatli kollarını sarmıştı .
"Efendi beni neden sevmiyor teyze, ben çirkin miyim ?"
Dolu dolu gözlerle sordu bu soruyu .Küçük, kalkık burnu kızarmış dudakları hafif şişmişti. Yıllarca efendisi tarafından beğenilmemek, hor görülmek onu çok yormustu.Yaslı kadın ne diyeceğini bilmez bir şekilde baktı ona .
Zar zor sözcükler çıktı ağzından. Kölenin dediği şey onu bir hayli yaralamıştı.
"Yavrum efendi hep öyle. Sen ona bakma işini yap çekil. "Her zamanki yaptığı şeyi yaptı. İtaat etti ve kafasını salladı .
Efendiye o kadar düşkündüm
ki ona bir kere baksa bile bütün kırgınlıkları uçup gidiyordu.
Nefret ediyordu bu halindenO dalıp giderken teyzesinin sesini duydu.
"Hadi bakalım efendiye yemek servis edilecek .Toparlan ve gel ."
*****
Ahşap merdivenlerden indim . Evin her tarafı loş ışıklarla aydınlatılıyordu ve bu da bu evde en sevdiğim şeylerden biriydi .
Şöminenin çıtırtısı ve tabak çanak sesleri geldi kulağıma. Anlaşılan yemeğe geç kalınmıştı ve efendi bekletilmekten nefret ederdi .
JE LEEST
SIR
ChickLitBir adam vardı. Sert acımasız ve nefret dolu. Öyle ki yıllar boyu kalbini sevgiye kapatmış ve kendini sadece işine adamıştı. Ama o mavi gözlü çocuk onun için istisnaydı. Onu her an kırıyor, parçalıyor ama ondan vazgeçemiyorum. Akıllının bir köşes...