FİNAL

2.1K 64 23
                                    

Yazar ağzından...

1 yıl sonra daha.

İlişkilerinin 4. yılıydı. Okudukları bölümden zorlu bir şekilde mezun olmuşlar ve yoğun bir tempodan ayrılmışlardı. Şimdi onları okudukları bölümün mesleğini ellerine alması kalıyordu.

Bu dört yıl içerisinde birbirleri hakkında öğrenmedikleri şey kalmamıştı. Yeri geldiğinde Türkiye'ye dönmüşler ve aileleriyle tekrardan görüşmüşlerdi. Daha bir ileri seviyesi aileler tanışmıştı. İpek, ailesiyle birlikte Alperen'in ailesinin olduğu şehre gitmişti. Alperen ne kadar biz onlara gidelim dese de İpeğin ailesi böyle uygun görmüştü. İstanbul Adana arası fazla mesafe olduğu için Alperen'in ailesi evlerinde kalmalarını rica etmişti. İpekler mırın kırın etse de bir gece Adana'da kaldılar.

Ailecek Adana'yı gezmişler, merak ettikleri tatları görmüşlerdi. Alperenlerin birkaç mekanı olduğu için onları da görmeyi unutmamışlardı. Alperenle ilk tanıştığında belki beni buraları gezdirir diyen İpeğin sözünü gerçekleştirmişlerdi. İpek, seçtiği adamın çocukluğunun geçtiği yerleri görmüş oturduğu sofralara o da oturmuştu.

Şimdi ise yine onları bekleyen uzun bir yolculuk vardı.

İpeğin ağzından...

İtalya'ya gelmiştik.

Bir hafta boyunca bu güzel şehirde olacak olmamız şimdiden beni heyecanlandıran şeylerden birisiydi. Yerleşmemiz için tabi ki de il yapacağımız şey otele yerleşmekti. Otelimizin adı Forestis Dolomitesdi. Otel ormanın içerisindeydi resmen, yani odaların manzaralarından bir sürü ağaç görebiliyordunuz. Sade ve şıktı. Buraya yine kiraladığımız bir araçla gelmiştik. Kolay yolu da bulmuştuk. Araç kiralamak gerçekten işe yarıyordu. 24 saat açık resepsiyon olması da en iyi şeylerden birisiydi.

Odaya çıktığımızda bavulları odaya çıkaran beyefendiye teşekkürümüzü ilettikten sonra odada yalnız kaldık. Ay odada karartma perde de vardı. Bu gerçekten her evde olması gereken bir şeydi, hem de benim gibi karanlıkta uyması gereken kişiler için çok yararlı bir şeydi. Şömine de vardı ama biz yaz ayında olduğumuz için bunu kullanmayacaktık. Burası aslında kışın daha güzel oluyordu. Otelin fotoğraflarına bakarken görmüştüm.

Forestis Dolomites'in modern ahşap mobilyalarla döşenmiş süitlerinin tümünde konforlu bir salon, LCD uydu TV ve mobilyalı balkon vardır. Her odada yumuşak bornozlar, terlikler ve banyo malzemeleri vardı. Ayrıca spa küveti, bio bitkisel sauna ve buhar odaları da bulunmaktaydı. Otelin bahçesinde de hamaklar ve el yapımı şezlonglarla donatılmıştı.

2 yüzme havuzu, bar ve ücretsiz Wi-Fi internet bağlantısı bulunuyordu.

Tamam yeterince oteli övmüştüm. Ama ne yapayım çok güzeldi.

Tamamen camdan oluşan balkona doğru adımlarımı sürükledim. Manzaraya doğru yüzümü dönerek durmaya başladığımda vakit kaybetmeden onun bedenini arkamda hissettim. Ellerini karnıma sarmış ve beni kendine doğru yaslamıştı.

"Yorgun musun?"

"Çok fazla değil. Çıkıp dolaşalım istiyorum."

"Hımm." diyerek başını omzumun çukuruna yasladı. Saçlarımda nefesini hissedebiliyordum. "Demek yorgun değilsin."

Değilim de sen niye şimdi böyle konuşuyordun?

"Evet." diyerek sessizce onu onayladım. 

"O zaman gezelim sevgilim, akşam nasıl olsa otelde olmayacağız."

Şaşkınlıkla ona dönmek isterken, arkamdaki bedeni benden uzaklaştı ve bu şekilde onunla göz göze geldim. Gözlerinden geçen hain planlar acaba neyin olanını yapmıştı. Dudaklarında sırıtış, merakımı daha da arttırdı.

Yanlış Pasaport|Yarı TextingWhere stories live. Discover now