🍸GİRİŞ🍸

116 33 31
                                    


***

İstanbul'un en lüks semtlerinden birinde açtığı sağlıklı yaşam merkezinde günü her zamanki gibi yoğun başlamıştı Nilay'ın. Beslenme ve diyetetik bölümünden mezun olmadan çok önce karar vermişti bu merkezi kurmaya. Sadece küçük bir ofis açmaktansa tam teşekküllü bir sistem oluşturmak onun için daha uygundu. Pencerelerinden boğazı gören konumda dedesinden kalma bir binayı komple bir çalışma alanı haline getirmişti. Anne babasının tek çocuğu ve Erdinç ailesinin tek kız torunu olduğu için olsa gerek bugüne dek bir dediği iki edilmemişti. Üç katlı binanın en alt giriş katında sağlıklı yiyeceklerin ve içeceklerin servis edildiği hem çalışanlarının hem de kendisinin kullandığı bir kafe bulunuyordu. İkinci katta vücut şekillendirme aletleri bulunan bir oda ile büyükçe bir spor salonu vardı, danışanları üyeleri burada alanında deneyimli uzman eğitmenler eşliğinde sporlarını yapıyorlardı. Oldukça büyük olan bu katta ayrıca bir de spor salonu üyelerinin kullanımına açık bir havuz bölümü bulunuyordu ki burası Nilay'ın en sevdiği yerdi. En üst katta ise genç kadının ve onunla çalışan 4 diyetisyen 2 fizyoterapist ve 2 psikoloğun ofisleri vardı.

Kuzenlerinin yapacağı çifte düğüne dokuz gün kalmışken Nilay'ın günleri eskisinden çok daha yoğundu. Birkaç günlük Amerika kaçamağının bile faturası uzun saatler çalışmaktı. Gelecek kışın sonunda otuz yaşına gireceği düşünüldüğünde mesleğindeki beşinci senesinin içindeydi ve bu kısa süre içinde bile açtığı bu sağlıklı yaşam merkezi epey ilgi çeken bir yer haline gelmişti.

Masanın üstünde duran planlayıcıdaki isme baktıktan sonra yeni dosya açtı ve asistanını arayarak eğer hastası geldiyse içeri almasını söyledi. Bu isim ona tanıdık gelmişti ancak tam nereden olduğunu çıkaramıyordu.

Nevra Aydın içeri girdiğinde Nilay herkes tarafından takdir edilen zarafetiyle ayağa kalktı ve masanın ön tarafına geçerek kadını karşıladı. Karşısındaki kadın oldukça fit ve sağlıklı duruyordu. Altmışlı yaşlarında olmalı diye düşündü genç kadın içinden. Bir o kadar da tanıdık geliyordu.


"Hoş geldiniz Nevra Hanım." Yaşlı kadın kendisine uzatılan eli tutup sıktı.
"Hoş bulmak çok isterim Nilaycığım." Genç kadın hastası olacağını düşündüğü bu zarif hanımefendiden gelen bu nazik sesten sonra masanın karşısındaki rahat koltuklardan birine oturmasına yardım etti. Kendisi de masasının başına geçtiğinde öncelikle hastasını tanımak istiyordu.


"Yeniden hoş geldiniz. Size nasıl yardımcı olabilirim Nevra Hanım." Yaşlı kadının yüzü aydınlanmıştı.

"Beni tanımayacağını tahmin etmeliydim. Seni en son gördüğümde henüz lise öğrencisiydin. Nilaycığım ben annenin çok eski arkadaşıyım." Bunu duyduğunda Nilay'ın kafasında bu ismi nereden hatırladığına dair olan soru işareti kalkmıştı.

"Evet hatırladım şimdi ben lise sondayken sanırım Londra'ya gitmiştiniz." Kadın gözlerinden okunan bir üzüntüyle başını salladı
.
"Eşimi kaybettikten sonra burada durmak çok zor geldi. Oğlumu bile bırakıp Londra'ya gittim birkaç sene oldu döneli ama sen annenlerin yanından taşındığın için sizin evde hiç denk gelmedik. Beni buraya annen gönderdi Nilaycığım. Ona yaşadığım sorunu anlattığımda bunu senin çözebileceğine emindi." Genç kadın iyice meraklanmıştı. En iyi reklamcısı her zaman annesi olmuştu şaşırdığı şey bu değildi. Dolunay Sağlıklı Yaşam Merkezini kurduğu andan beri annesi her yerde kızının adını duyurmaya ant içmişti.

"Ben kendim için gelmedim, oğlum için geldim. Ben kocamı kaybettiğimde oğlum henüz 21 yaşındaydı. Şu anda ise 32 yaşında. Eşim 53 yaşında aramızdan ayrıldı ama onu ölüme götüren şey şu anda da oğlumu tehdit ediyor. Eşim ilk kalp krizini oğlumun yaşlarında iken geçirmişti o zaman ben hamileydim çok korkmuştum. 6 senelik bir tedavinin ardından sonunda anne olacaktım ancak kocam tehlikedeydi. Daha sonrasında benim sözümü dinledi kendine dikkat etti ve yirmi sene yaşadı. Son iki senesinde ise 2 kez daha kalp krizi geçirdi ve sonuncuya dayanamadı. Bora babasının işlerini devraldı yaşına rağmen çok metanetli ve hırslıydı. Eşimin en bilineni İstanbul'da olmak üzere çok çeşitli yerlerde otelleri var. Bora bunlara ek olarak on sene önce bir restoran açtı ve bir de gece kulübü... Babasına hangi konuda kızdıysam aynılarını yapmaya başladı. Alkol, sigara, uyku saatlerinin düzensiz olduğu yeme düzeninin olmadığı bir hayat. İki hafta önce bir kalp spazmı geçirdi. Basından bunu saklamak için akla karayı seçti. Kimsenin haberi yok sadece doktorları biliyor. Ondan sonunda bu sözü aldım ama bir uzman yardımı almadan başarabileceğini sanmıyorum ve hem Bora'nın hem de işlerinin geleceği için bunu kimsenin bilmemesi gerekiyor. Güvenilir, paraya veya başka bir şeye ihtiyacı olmayacak ağzı sıkı birine ihtiyacımız var. Bize yardımcı olur musun?"

Kadının anlattıklarından sonra Nilay'ın gözleri hafifçe dolmuştu. Annesiyle tanışmaları demek ki tedavi sırasında olmuştu. Nilay'a sahip olmak için anne babası tam 9 sene tedavi için Londra'da yaşamışlardı. 1993 temmuzunda Nilgün Erdinç hamile olduğunu öğrendiği an dünyalar onun olmuştu. 1994 yılının şubat ayında da Nilay dünyaya gözlerini açmıştı. Bora'yı birebir tanıdığı söylenemezdi birkaç kez kuzenleri sayesinde denk gelmişler ve selamlaşmışlardı. Bir kez de Amerika'da denk gelmişlerdi... Yakışıklı bir adamdı, çok güçlü görünen bir yapısı vardı ve oldukça da soğuk duruyordu ama onun da kuzenleri gibi çapkın olduğunu biliyordu. Gerçi Erdinç kardeşler artık hayatlarının ışığı olan kadınları bulmuşlardı.


"Buraya geldiğinde gizliliğinin sağlanacağına emin olabilir. Sigarayı bırakma ve alkol konusunda psikolog arkadaşlarım son derece donanımlılar onlardan destek alabiliriz. Ayrıca spor salonumuzun sakin olduğu saatler var o saatlerde hizmet sunabiliriz. Beslenme planını da ben sağlık raporlarının ve doktorlarının önerileri doğrultusunda hazırlarım. Birkaç hafta içerisinde mutfak bölümümüz de devreye girecek ama restoran sahibi birinin yemek hazırlatma konusunda zaten bizim mutfak bölümüne ihtiyacı olmayacaktır." Yaşlı kadın yutkundu. Nilgün'le konuşurken her şey daha kolay gelmişti ama şimdi Nilay'a dilinin ucundakileri nasıl söyleyecekti.

"Bora prestiji için ve işleri için bunu kabul etmiyor yani asla buraya gelmeyecektir. Bir restoran ve gece kulübü işletmecisinin hizmet verdiği konudan zarar gördüğü düşüncesinin itibarına bir suikast olacağını düşünüyor. Biz annenle konuşurken annen aklına bir fikir getirdi. Sen sağlıklı yaşam konusunda onun yanında olursan yani 7/24 bir hizmet gibi aslında yani sağlıklı beslenmesini kontrol altında tutarsan kısa süre içinde sağlığına kavuşabilir." Genç kız anlamadığı gibi kulağına son derece saçma gelen bu fikirle kahkaha atmıştı.

"Ben tam anlayamadım ben ne sıfatla oğlunuzun yanında 7/24 bulunacağım Nevra teyze kusura bakmayın ama oğlunuzun dadıya ihtiyaç duyma yaşının bir yirmi beş sene geçtiğini düşünüyorum. Üstelik ben de bir mürebbiye değilim." Nevra bu tepkiyi bekliyordu aslında. Ancak Nilgün'le bir B planları da vardı.


"Ben de annene benzer şeyler söyledim ama o bana dedi ki eğer kızım itiraz ederse bana gönder benim ona söyleyeceklerim var. Annenle bir konuş eğer olumsuz olursa kararın telefonla haber verirsin ama fikrin değişirse yine ararsın bu sefer detayları konuşmak için buluşuruz. Ben artık gideyim. Dinlediğin için teşekkür ederim canım." Yaşlı kadın ayağa kalktığında nezaketinden ödün vermeyen Nilay da kalkmış ve onu kapıya kadar geçirmişti.

Bir sonraki randevusunun saatine daha çok vardı ve annesini araması gerekiyordu. Telefonunu almak için çantasına uzandı ve telefonu çıkardı. Rehberdeki "Ana Kraliçe" yazısına tıklarken annesinin her seferinde olduğunun aksine kendisini ikna edeceğinden bu kez emin değildi.

"Güzelim... Günaydın güzel kızım." Annesinin neşe saçan sesi karşısında göz devirdi Nilay.
"Sana da günaydın ana kraliçem de seni mesai saatlerim içerisinde neden aradığımı merak etmiyor musun?" Annesinin kahkahasına şaşırmamıştı genç kadın.
"Nevra geldiği için mi aradın? Nilaycığım ben senin annenim seni iyi tanıyorum o yüzden Nevra'ya eğer benimki itiraz ederse benle konuşmasını söyle dedim. Nilay ben sana sahip olmak için 22 yaşımdan 31 yaşıma kadar tedavi gördüm. Üç kez düşükle sonlandı gebeliklerim, kendime binlerce iğne vurdum ama vazgeçmedim. Nevra da öyle biz onunla Londra'da tedavimiz sırasında tanıştık arkadaş olduk, kader yoldaşı olduk. Tam beş sene boyunca benim yanımda annemden, ablamdan daha çok o vardı. Düşüklerimde omzunda ağladım, senin hamilelik haberini ilk paylaştığım insanlardan birisi oydu. Lisede senin yaşadığın hastalık sırasında benim dert ortağımdı. Sen o atakları geçirirken ben neler hissettiysem o da şu an aynı şeyi hissediyor. Onca zorluktan sonra sahip olduğumuz çocuklarımızı kaybetmekten korktuk ikimiz de. Bora çok inatçıymış tedavileri kabul etmesi bile çok zor. Nevra güç bela kimsenin bilmeyeceği gizli bir tedaviye ikna etti. Benden başka dolayısıyla senden başka kime güvenebilirler?" Nilay annesinden bunları dinlediğinde gözleri bulutlanmıştı. Mesleği ve sağlıklı yaşamı seçmesinin nedeni lise ikideyken yaşadığı hastalıktı. 13 sene içinde tama yakın iyileşme göstermişti ve son birkaç senedir hiç olmadığı kadar sağlıklıydı. Elinden geldiğince alkol almaz, sigara kullanmazdı. Tamamen sağlıklı beslenirdi.


"Anne, çok mu korktun ben o atağı geçirdikten ve tanı konulduktan sonra?" derken annesinin sesi buğulanmıştı.
"Hayatımda hiç korkmadığım kadar hem de. Nilay, ben senin için canımı bile veririm bir saniye düşünmem. Sen o tedaviyi görürken, güçten düşmüş halde yemeden içmeden yatarken hastane yatağında benim canımdan can koptu. Eğer sen hastalandığında şifan dünyanın öte ucunda olsa gider bulurdum, canımı isteseler canımı verirdim. Nilay bak bebeğim seni hiçbir şeye zorlamam biliyorsun ama sen kendi hayatını nasıl kurtardıysan düzene sokarak bir insanın da hayatını kurtarabilirsin. Sadece birkaç ay. Nevra ile veya Bora ile bir konuşun, şartlarınızı belirleyin yine istemezsen bir şey diyemem ama arkadaşımın göz göre göre çocuğunu kaybetme korkusu yaşamasına da dayanamam." Nilay duygusal yanını geçiştirmek için silkelendi. Bir yanı da mantıklı düşünüyordu.
"Düşünmem lazım anne. Yani artık zaten birçok danışmayı online da yapabiliyoruz. Ama kocaman bir adamın yanında üstelik bunun bir sağlıklı beslenme süreci olduğunu söylemeden ne sıfatla sürekli bulunacağım. Bunu da düşünmemiz lazım." Dedikten sonra annesiyle vedalaşıp telefonu kapattı. Kafası çorba gibi olmuştu.

O sırada arkadaşlarından birinin bildirimi düştü telefonuna ona bir bağlantı göndermişti.
"Sosyetenin soğuk prensesi yasak aşk mı yaşıyor? Detaylar hikayemizde..." Yüzbinlerce takipçisi olan bir magazin sayfasının kendisini ve aynı zamanda danışanı olan hem de evli bir adam olan Gökhan Ayrancıoğlu'nu yan yana koyduğu fotoya baktı ve seslice yazıları okudu. Ardından gönderilen hikayeye tıkladı.


"Dört sene önce Feray Aslantaş ile dünya evine giren Gökhan Ayrancıoğlu eşini aldatıyor mu? Otuz dört yaşındaki iş adamının Aykut Erdinç'in biricik kızı ve sosyetenin buzlar kraliçesi Nilay Erdinç ile sosyetik güzelin Bebek'teki sağlıklı yaşam merkezinde buluştuğu bize gelen bilgiler arasında." Seslice okuduktan sonra resme baktı. Bu kendini gazeteci sanan magazin sayfaları da çok olmaya başlamışlardı. Telefonunu çıkarıp hem işletmesinin hem de kendisinin avukatını aradı.

"Alo Batuhan Bey müsait misiniz?" derken masasından kalkmıştı.
"Yani İstanbul'a dönmek üzere yola çıkıyorduk Nilay Hanım buyurun size nasıl yardımcı olabilirim?" Avukatının sorusu üstüne derin bir nefes alıp verdi.

"Döndüğünüzde bir iftira ve itibarsızlaştırma davası açmamız gerekebilir. Bir magazin sayfası ben ve bir hastam hakkında yasak aşk haberi yapmış bu durumun tekziple kapanmasını istemiyorum. Madem hiçbir kanıta dayanmadan böyle bir iftira atabiliyorlar bedelini ödemeleri gerekir. Hem kendi adıma hem de merkezin adına bir dava açabilir miyiz?" Avukatıyla detayları konuşurken odanın içinde dolanıp durdu. Telefonu kapattığında günün bu kadar yorucu başladığına inanamıyordu.

Masasına geri dönüp asistanından bir kahve istedi. Sağlıklı düşünebilmesi için önce biraz rahatlaması gerekiyordu.

***
Nilgün Erdinç karşısındaki çok uzun senelerdir arkadaşı olan kadına baktı. Yaptıkları bu planın işe yarayıp yaramaması en başta atacakları adımlara bağlıydı. Nevra Hanım önündeki soğuk sudan bir yudum aldıktan sonra arkadaşına döndü.

"Bu planın işe yarayacağından eminsin değil mi Nilgün? Resmen çocuklarımızın arkasından iş çeviriyoruz." Nilgün Hanım elleriyle masanın üstünde ritim tuttu. Çocukları onlara başka çare bırakmamıştı. Seneler önce birbirlerine verdikleri sözü de bu şekilde hatırlamışlardı. Daha Bora ve Nilay dünyada bile yokken iki kadın eğer bir kız ve bir erkek çocuğa sahip olurlarsa ikisini evlendirmek konusunda birbirlerine söz vermişlerdi ancak aradan geçen zamanlarda neredeyse 30 senedir bu söz unutulmuştu. 

Ancak Nilay'ın da Bora'nın da annelerine göre çoktan evlenecek yaşa gelmeleri hatta geçmelerinden sonra hala bu yönde bir çabaları olmayınca iki kadın verdikleri sözü gerçekleştirecek bir oyun peşine düşmüşlerdi.

"Nilay kabul edecek mi sence?" Nevra Hanım daha arkadaşı cevap vermeden ikinci soruyu sormuştu.

"O haberle yemi boşuna mı attım? Nilay kendi değerlerine çok bağlı bir kızdır. Bu haberden sonra akşam ben onun kafasına girerim. Hele bir sahte de olsa başlasın bir bakmışsın oyun gerçeğe dönmüş. Yani yoksa bunların ikisinin de evlendiğini göremeyiz. Senin oğlan Nilay'ın kuzenlerinin yakın arkadaşı biliyoruz maşallah dağ gibi çocuk e benim kız da bana çekmiş güzelliği su götürmez gerçek. Ateşle barutu biz bir yan yana koyalım bakalım duruyor mu?" 

İki kadın gülüşürken aslında tek istedikleri çocuklarının mutlu olmasıydı ancak bunu kendilerini hiç ortaya atmadan yapmak zorundaydılar. İkisi de inatçı bir yapıdaydılar ve anneleri onları evlilik niyetiyle tanıştırmaya kalksa asla bunu yapmazlardı şimdiyse anneleri onları bir aşk oyununun içine atacak ve bunun gerçeğe dönmesini bekleyecekti.

Dolunay- Ateş Serisi 3-حيث تعيش القصص. اكتشف الآن