bölüm 1

348 15 24
                                    

Daha saat sabahın 7'si idi. Uyandın ve  güne hazırlanma amaçlı elini yüzünü yıkayıp bir kahvaltı ettin. Hemen ardından bir somurtma sesi ile irkiliverdin. Arkanı döndüğünde önünde Paimon'un durduğunu fark ettin."Umm,Paimon neye bu kadar kızdın?" Diye sordun. Paimon" Paimon kahvaltıyı tek başında yapmak zorunda kalacak" Diye yanıtladı. "Oh, kusura bakma Paimon. Dışarı çıkmak için biraz acelem vardı,eğer istersen seni beklerim" Dedin. "Paimon çok sevinir" Dedi mutlulukla. Paimon kahvaltısını henüz tamamlarken bu gün neler yaşacayacağını merakla hayal edip uzaklara doğru daldın. Paimon "Bu günki hedefimiz Liyue" Dedi. Paimon'un aniden konuşmasıyla beraber kendine geldin ve evet anlamında başını salladın. Liyue'ye doğru yola çıkarken arkadaşlarına veda etmeye gittin ve onlardan ayrıldın. Merakla seni karşılayacak olan maceraları beklemeye başladın.

Aradan birkaç saat geçmişti ve Güneş en tepeye varmıştı. Ne kadar su içersen iç faydası doyunmuyordu. Resmen avuçlarının içi ıslanıyordu. Paimon "Paimon artık dayanamıyor" diye sızlanmaya başladı. "Sabırlı ol Paimon, sadece 2 saat daha" dedin. "Paimon yaklaştığımızı düşünüyor'' dedi. "Şükürler olsun" diye yanıt verdin. Az ilerde küçükten kara parçaları görmeye başlayınca sevinmeye başladın. Fakat sevincin kursağında kaldı. Çünkü boynuna şiddetli bir acı saplandığını hissettin. Henüz ne olduğunu anlayamadan yabancı bir sesin konuşmaya başladığını duydun. "Ne cürretle sınırımıza izinsiz bir şekilde girersin. Hemen şimdi açıkla!" Dedi yabancı ses. Düştüğün durumun şokunu daha atlatamadan sivri uçlu mızrağın boynuna doğru daha da fazla saplandığını, ardından sıcak bir kanın dökülmeye başladığını fark ettin ve o an konuşmaya başladın. "B-benim adım y/n, yanımdaki de Paimon. Ben bir gezginim." Kaçırılmış kardeşinden  de bahsedecektin ki son an karşındakini henüz tanımadığını ve ona güvenemeyeceğini düşünüp sustun. Mızrağın hafiften çekildiğini hissettiğinde rahatladın. O sırada Paimon da korkuyla olanları seyrediyordu. "Demek bir gezginsin öyle mi? Sana güvenmemi bekliyorsan deli olduğumu düşünmelisin. Seni bir süre göz altında tutacağım,hemen ardıma düş!" Şeklinde emir etti.
(Arkadaşlar bundan sonrasını yanlışlıkla 1. Dile çevirmişim kusura bakmayın.)
Tereddüt etmeden peşine düştüm. Başka bir çarem yok gibi gözüküyordu. Yabancıyı pek inceleme fırsatım olmamıştı. Fakat şimdi daha net bir şekilde görebiliyordum. 16-17 yaşında gösteren,1.60 boylarında,hafif yeşile donük siyah saç ve önündeki perçemleri,sarımsı gözleri ve elindeki mızrağı ile muhaffızı andıran bir oğlandı. Onu incelediğimi fark ettiğinde soğuk bakışlarıyla bana baktı ve durdu. Ardından "Sapık mısın?" Diye ciddi ciddi sordu. "H-hayır. Sadece tarzınız ve görünüşünüz biraz ilgimi çekti. Farklısınız." Diye acele bir yanıt verdim yanlış anlaşılmamayı umarak. Biraz şaşırarak "Ben mi?" Diye yanıt verdi. "Evet,geldiğim yerde sizin gibi insanlar pek bulunmaz da" dedim. Kırık bir sesle "İnsan..." dedi. Sanki onu kıracak bir cümle kurmuşum gibi hissettim. Acaba yanlış ne dedim? Uzun bir sessizlikten sonra Paimon lafa girip sessizliği bozdu ve "Paimon ve y/n'yi nereye götürüyorsunuz bay-?" Dedi ve yabancı oğlanın adını öğrenmeyi çalıştı. Yabancı oğlan cevap vermedi. Paimon ve ben biraz hayal kırıklığıyla başımızı önümüze eğdik ve sustuk. Birkaç saniye sonra yabancı oğlan sessizliği bozdu ve "Xiao" dedi. Bu ismin ilk defa birine verildiğini duydum. Daha önce bu isme ve anlamına denk gelmiştim. Fakat ne kadar düşünsem de aklıma anlamı gelmiyordu. En sonunda yanıtsız bırakmamak ve fikrimi belirtmek amacıyla "ne hoşsu- YANİ ne hoş bir isim!" Dedin. "Sağ ol-?" Gülecek gibi oldu ama kendini tutmaya çalışıp hafiften sırıttı. Çok utanç vericiydi. Yüzüm kızardı ve bütün vücudumu ateş bastı. Bu da nereden çıkmıştı? Şimdi ondan hoşlandığımı düşünecekti. Acaba bu duruma alışık mıydı? Sonuçta yakışıklı bir Liyue muhaffızısın... "Şimdilik seni Wangshu Inn'de saklayacağım,bir yabancıdan ötürü milleti ayaklandırmaya niyetim yok" dedi ve koskocaman bir ağaç eve doğru yönelmeye başladı. Ağzım açık,hayranlıkla ağaca bakıyordum. Adeta aşık olmuştum...

Gözlerden uzakta olan bu ağaç eve doğru merdivenlerinden çıkmaya başladık

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Gözlerden uzakta olan bu ağaç eve doğru merdivenlerinden çıkmaya başladık. Biraz yüksekti. Ben nefes nefese kalmışken,o durmadan ve soluksuz ilerliyordu. Şaşkınlıkla onu izlemeye başladım. Ta ki yukarıya ulaşana kadar. İçeriye tam adımımı atarken Paimon benden önce davranıp içeriye daldı. Xiao "Seni küçük saygısız-!" Dedi ve söyleyeceği laftan vazgeçti. Yarım aralanmış kapıyı iyice açtı ve beni içeriye buyur etti. Bi an kendimi çok özel hissettim ve bu his hoşuma gitmişti. İçeriye adımımı atar atmaz ağzım açık kaldı. İçerisi sıcacık,bir sürü kitap rafları ile dolu,ortalık ise sıcak çikolata gibi kokuyordu. Yürüdüğümde yerin çıkardığı gıcırtı sesi bile beni rahatlatıyordu. Adeta mutlu bir aile evi gibi hissettiriyordu. Bu hissi gerçekten özlemiştim... Bi anlık dalgınlığımla Xiao gözeen kayboldu ve onu aramaya koyuldum. Yaklaşık 10 saniye sonra boynumda bir el hissettim. Xiao mızrağı ile boynumda açtığı yarayı temizleyip pansuman yapmaya çalışıyordu. Aniden geldiği için korktum ve geri adım attım. Xiao "Hareket etme lütfen... Mikrop kapmasını mı istiyorsun y/n?" Dedi ve boynuma biraz daha yaklaşıp pansuman yapmaya devam etti. Eli boynuma değdikçe benim şarteller yanıp tutuşuyordu. Çok heyecanlanıyor ve kalbimin hızını ayarlayamıyordum. Tekrardan vücudumu bir sıcaklık basmıştı. Umarım bunu fark etmemiştir. Pansumanı bitirdi ve biraz köşede duran yatağı işaret edip "Eğer istersen dinlen ama ayak bağı olma" Dedi. Tereddüt etmeden yatağa doğru yürüdüm. Çünkü fazlasıyla yorgun hissediyordum. Yattım ve gözlerimi kapatıp uyuyabilmeyi diledim ama maalesef uyku tutmuyordu. Birkaç dakika sonra yerden çıkan gıcırtı sesinden buraya doğru birinin yürümekte olduğunu anladım. Büyük ihtimalle Xiao idi ama neden yanıma gelsin ki? Bunları düşünürken bi an havanın soğuduğu kanısına varıp titrediğimi fark ettim. Üzerime doğru bir örtünün serildiğini fark ettim. Ve daha sonra örtüyü örten kişi kulağıma doğru eğildi ve fısıltıyla "İyi geceler y/n" Dedi Xiao. Sesini bu kadar yakından duymak heyecanlanmama yol açmıştı. Yanaklarım kızardı. Hayır,hayır,hayır... görevime odaklanmam şart kafamı bunlara veremem buna vaktim yok. Kafamı yastığa iyice gömdüm ve uyumaya çalıştım. Ne fayda pek bi etkisi olmadı. Düşünmeden edemiyordum. Gözlerini,saçlarını,ipek gibi sesi ve nadiren gösterdiği o gülüşü... bütün bunlar beni benden alıyordu fakat onun hakkında zerre bir bilgim yoktu. Onu bu günden sonra daha iyi tanımaya karar verdim. Çünkü uzun bir süre beni salmayacak gibi duruyor. Bütün bunları düşünürken iyice yorgun düştüm ve uykuya daldım. Rüyamda kardeşime ulaşmayı çalışıyordum. Elimi uzattıkça o benden uzaklaşıyordu,ben de ondan... sabah saat 5'te korkuyla yataktan fırladım ve kanapenin bir köşesine yatmış olan Paimon'u telaşlandırarak uyandırttım. "P-Paimon neler olduğunu anlayamıyor?Paimon çok korktu y/n! İyi misin?" Diye bağırdı yorgun sesiyle. Henüz kendime gelememiş olan ben ise rüyamın etkisinden çıkamamış bir şekilde salak sapak Paimon'un yüzüne bakıyordum. Hemen ardından gıcırtı sesleri yükselerek bu odaya doğru gelmeye başladı ve Xiao "Neler oluyor burada?!bir türlü uyuyamayacak mıyım ben?" Dedi ve ardından kaskatı kesilmiş suratıma döndü ve benden yanıt bekledi. Ben henüz yanıt veremeden bana sinirinden dolayı bağırmaya başladı fakat kendimi tutamadım ve hıçkırarak ağlamaya başladım. "ONU ASLA BULAMAYACAĞIM!BEN BERBAT BIR ABLAYIM!" Diye ağlamaya devam ettim ve birkaç saniye sonra Xiao'nun yanıma oturup beni sıkıca göğsüne bastırarak kucakladığını fark ettim. Beni sakinleştirmeye çalışarak "Shh,geçti sakin ol. Ben buradayım ve onu birlikte bulacağız,söz veriyorum sana yardımcı olacağım. Ama önce sakinleşmelisin,tamam mı?" Dedi. Ardından evet anlamında başımı salladım. Yavaşça başımı yastığa doğru bıraktı ve o andan itibaren tekrardan uykuya daldım.

my snowflake༄Where stories live. Discover now