9. Bölüm: Acı Gerçek

Comincia dall'inizio
                                    

Artık Yavuz Ali'ye bakmıyordum ama onun gözünün ara ara bana değdiğini hissediyordum. O hâlâ Ecem denilen kızılla konuşurken huzursuzca yerimde kıpırdandım. Tamam, gerek var mıydı saatlerce konuşmaya?

Kafamı hafifçe yan tarafa çevirdiğimde koltuğun kenarında duran Yavuz Ali'nin elini gördüm. Yaraları neredeyse dün ki gibi öylece duruyordu. Evet ellerini falan yıkamış olduğu için kanlar gitmişti ama yine de yaralar açık bir şekilde oradaydı. Mikrop kapmaz mıydı bu şekilde?

Salak mıydı bu çocuk? Neden kendini düşünmüyordu? Ellerinin haline ben sebep olmamıştım, bunu biliyordum. Neticede oraya gel de benim için kavga et diye ben dememiştim ama o da sonuçta beni düşündüğü için gelmişti oraya.

Kaldığım ikilem benim sinirlerimi bozdu ama yine de koltukta oturmaya devam ettim.

"Buluşuruz tabi," dedi sonra Yavuz Ali koltukta geriye doğru yaslanırken. Sonra uzandı ve televizyon kumandasını eline aldı. Televizyonu açtı bir düğmeye basıp ama yaptığı bu anlamsız harekete yandan bakmaya devam ettim. Şu an galiba dalgınlıktan açıyordu televizyonu çünkü bu evde Su dışında hiç kimse televizyon izlemiyordu. O da Yağmur'un izin verdiği kısa aralıklarla çizgi film izliyordu. Bu yüzden televizyonu açması beni şaşırtmıştı.

Su'nun bıraktığı kanalda kalan televizyonda bir çizgi film oynuyordu ama ne olduğuna dair de bir fikrim yoktu.

"Olur Ecem," dedi sonra Yavuz Ali sıkkınca. Kız her ne diyorsa bundan çok sıkıldığı belliydi. "Görüşürüz."

Nihayet telefon kapandığında ona dönmedim, bir şey de söylemedim.

Belki bir buluşma ayarlamışlardı, bilemezdim. Aynı rahatsız tavırlarla koltukta dönüp durdum ve televizyonda ki bilmediğim çizgi filmi izlemeye devam ettim.

Ben konuşup ne olduğunu sormayınca, "Ecem buluşmak istiyor," dedi Yavuz Ali. Belli belirsiz kafamı salladım.

"Buluş o zaman."

Yavuz Ali derin bir nefes aldı. "Hep beraber gideceğiz," diye mırıldandı sonra. Bana baktığını görüyordum ama ona karşı sebepsizce bir tık sinirim bozulduğu için ben o tarafa dönmemeyi tercih ediyordum. "O benimle buluşmak istedi ama ben sizi de dahil ettim."

Gülesim geldi ama tuttum kendimi. "Zahmet olmuş," diye mırıldandım belli belirsiz bir ses tonuyla. Yavuz Ali bende ki bu bozukluğu iyiden iyiye fark edince bu defa kaşlarını çatıp da baktı bana.

"Ne oluyor Leyla?"

"Bir şey olduğu yok," dedim ona birkaç saniyeliğine bakarken. Dalgalı saçları alnına doğru dağılmıştı. Birkaç günlük sakalı yüzüne çok yakışmıştı ama bununla daha fazla ilgilenmeden önüme döndüm.

"Var bir şey belli," diye mırıldandı. "Söyle bana."

Bu konu hakkında konuşmak istemiyordum. Ama o uzattıkça uzatıyordu. "Bir şey yok diyorum Yavuz Ali," dedim bu defa ona daha uzun süre bakıp. Sonra gözlerim tekrar ellerine takıldı. "Sen gidip şu ellerine bir pansuman falan yapsana. Mikrop mu kapsın istiyorsun?"

Ben konuyu değiştirince Yavuz Ali daha da şüphelendi. Yüzüme birkaç saniye baktı ama daha sonra yan tarafına doğru dönüp ufak bir çantayı benim görebileceğim bir yere koydu. "Tam yapacaktım, Ecem aradı."

BEŞ YAPRAKLI YONCA Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora