Bazı zamanlar yeni durumun gerçek olamayacak kadar iyi olduğu duygusuna kapılıyordu. Suçlular yargı önünde cezalandırılmıştı. Hatta bazıları -Nelson Johansen- yüce yaratıcı tarafından cezalandırılmıştı. Yine de zihninin derinliklerinde bir şeyin ya da birinin gelip her şeyi berbat etmesinden korkuyordu.

"İşte popüler çiftimiz de nihayet teşrif ettiler."

Anthony'nin neşeli takılmaları eşliğinde kalabalığa yaklaştıkça boynuyla yanaklarındaki kızarıklık yükseliyordu. Saçları özgürce uçuşurken kasabanın ufak bijuteri dükkanından aldığı incili tacı sade şıklığına ışıltı katıyordu.

"Haydi," dedi bir eliyle usulca beline dokunan adam. Işıltılı gözleri cesaret veriyordu. Anthony ve Melinda'nın Doktor Giselle Hector'un yakalandığı zaman zarfından itibaren Redwood City'de yaşama davetlerine kayıtsız kalmışlardı zira geleceklerini Portola Valley'de inşa etmek istiyorlardı. Brendan polis merkezindeki vazifesine devam ederken kendisi sağlık evini yönetiyordu. Anlaşabileceği bir doktor geldiğinde her şey daha güzel olacaktı. Kalbi ezilmiş bir nar gibi parçalanmıştı, onarmak zor olacaktı biliyordu.

Melinda mavi elbisesinin içinde o uzun siyah saçlarını başının üzerinde topuz yaparak rüzgarın ensesini serinletmesine izin verdi. Bahar'a içten bir şekilde sarılırken mavi gözleri ışıldıyordu.

"Aileye hoş geldin."

"Hoş buldum."

"Ah hadi ama dostum o uzun gömlekle terlemiyor musun?"

Anthony, kardeşinin aksine yine olabildiğince resmi görünüyordu. Açık mavi gömleğinin kollarını çekiştirip avuçlayarak "Hayır, ince zaten." dedi.

"Bay Wilder'ın kısa kollu bir şeyleri olduğuna yemin ederim ama ispat edemem."

Ağabeyi gülümsemeye çalıştı "Teşekkürler kardeşim, ama ben uzun kollu gömlekleri severim," göz kırptı "Tıpkı uzun boylu tek bir kadını sevdiğim gibi."

Melinda ve Anthony'i böyle ateşli biçimde öpüşürken görmek Bahar'ı utandırdı, başını çevirdi. Herkes de panayırdaki sergiyi geziyormuş gibi neşeli bir hava vardı.

Kareli piknik örtüleriyle bezenmiş geniş masanın etrafına geçtiler. Çevresindeki değişim büyüleyiciydi. Calvin'in eski eşi ve kızı Audrey de gelmişti. Bahar genç kadınla cenazeden sonra tanışmış hemen kaynaşmıştı. Ufak kız babasına çok benziyordu. Molly ile çiçeklerden taç yapıp koşturuyorlardı.

Jack barbekünün başındaydı. Darrow, Nate, Wincent ve çavuşun yanında tabakların hazırlanmasına yardım eden ela gözlerle göz göze geldi. Brendan dostlarını iyi seçmişti. Hepsi de gayet nazik biçimde selamladılar Bahar'ı. Her ne kadar belli etmese de Çenesi Gamzelinin arkadaşının ölümüyle ne kadar sarsıldığını biliyordu. Tıpkı Audrey'in yaşam boyu okul masraflarını karşılayacağını bildiği gibi.

Ashton ve Nancy birlikte geldiklerinde yerinden kalkarak selamladı onları. Nancy'e sıcakkanlı bir şekilde sarılmayı ihmal etmedi. Beyazlar içinde öyle doğaldı ki... Ashton'un yanında ışıldıyordu. İkisini birbirlerine çok yakıştırsa da genç adamın mesafeli duruşu dikkatinden kaçmamıştı. Gri gömleğinin yakasından yine o tuhaf kolyesi belli belirsiz görünüyordu. Ashton erkeklerle tokalaştı nazikçe içki içmediğini belirtti. Tanrı aşkına, neden kadınlara karşı bu kadar mesafeliydi. Eşcinsel olmadığı her halinden belliydi. Ayrıca hayatını kurtarmıştı ve damarlarında onun kanı dolanıyordu. Kan kardeşiydi ve mutlu olmasını istiyordu.

"Güzel görünüyorsun,"

"Teşekkür ederim."

Erica Woodrow'un beklenmedik iltifatı şaşırtıcıydı. Yaşlı kadın sandalyesini yanına çekip oturdu. Hikayenin tamamını öğrenen kadını anlıyordu, en azından anladığını sanıyordu. Redwood City'de kaldığı o ilk gece mektubu yatağına bilerek bıraktığını biliyordu. Ablasının eşini umutsuzca seven bir kadın. Trajikomikti çünkü Rex hiçbir zaman ablası Emily'e ait olmamıştı.

PORTOLA VALLEY 2∣ Tamamlandı ♚Where stories live. Discover now