Seungmin gözleri kapalı başını salladı. "Bunu inkar etmeyeceğim."

Elleri yükselerek Hyunjin'in boynuna dolanmış, onu kendine doğru çekmişti. Hızlı adımları yatağa doğru giderken tekrardan birbirlerini öpmeye başlamışlar, saniyeler içinde alfanın üstünde olan ceket yerle buluşmuş vücudunun üst kısmı çıplak kalmıştı.

Yatağa geldikleri zaman Hyunjin dudaklarını ayırarak Seungmin'i tek darbesi ile yatağa itti ve düşmesini sağladı.

Seungmin sırıtarak gözlerini ayakta ona bakan adama dikmiş, bacaklarını aralamıştı.

Üstüne uzanan Hyunjin onu yavaşça yatırırken "Sıradan gördüğün bir alfa," diyerek diz kapağını bacağının arasına yasladı. "Seni böylesine inletebilir bebeğim."

Beta, ısırdığı dudaklarını serbest bırakıp odanın içine inlemesini bıraktığında tırnakları Hyunjin'in omuzlarına battı. "Beni hafife alma Hwang," deyip tek hamlede Hyunjin'i devirip kucağına çıkmış, parmakları kendi üstündeki gömleğin düğmelerini çözmeye başladı.

Hyunjin büyük konuştuğunu fark etti, Seungmin'i haklı buldu çünkü zamanında sıradan gördüğü betaya şimdi tapabilirdi.

Dudaklarına kapanan dudaklarla beraber inlerken düğünde olan Felix koşarak Jisung'un yanına gitti. "Galiba bizim bir şey yapmamıza gerek kalmadı Ji."

"Nasıl?" dedi Jisung şaşkınca, bacağının üstündeki Minho'nun elinin elini tutup Felix'e doğru eğilmiş, Felix kulağına yaklaşmıştı. "Hyunjin ve Seungmin diyorum, beraber çıktılar ve Seungmin bu gece eve gelmeyeceğini söyledi!"

"Ne!" diye bağıran omega bir anda tüm dikkatleri kendine çekerken Felix hızla "Ya sus!" deyip elini arkadaşının ağzına bastırmış, "Böyle işte," demişti. "Senin o uyuz alfa arkadaşın benim yakışıklı betamı ellerimden alıp götürdü gerisini düşünmek bile istemiyorum."

Hwang Hyunjin... Jisung gözlerini kıstı. Yarın sorguya çekmesi gereken bir arkadaşı vardı, zaten bu aralar hepsi Seungmin ile ikisinin bir şeyler karıştırdığından şüpheleniyordu, ne zaman birini arasalar diğeri net onunla oluyordu.

Ve şimdi onun düğününü bırakıp gitmesi, evet, evet, bu alfanın kesinlikle ceza alması gerekliydi.

"Madem öyle," dedi Jisung, güldü. "Sende Changbin hyungu eve at."

"Ne?"

"Bebeğim, madem Seungmin yok, sevgilin ile güzel bir uyku çek diyorum, hım?"

Minho kolunu eşinin omuzuna attı, Jisung bu temasla gülüp ona dönünce "Jisung haklı," demiş, eklemişti. "Changbin ile uyumak için güzel bir fırsat olabilir."

Jisung sırıtarak alfanın dudaklarına kısa bir öpücük bıraktı. "Bak, Minho da onayladı, o yüzden... Düşün derim."

"Ne düşüneceğim, hemen koşuyorum."

Felix onlara öpücük atıp koşarak sevgilisinin yanına gitmiş, bu gece onlarda kalmasını istediğini söylemişti, Changbin reddetmeden başını sallarken Felix mutlu bir şekilde onu öpmüş, koluna sarılmıştı.

Zaten düğünün de yavaş yavaş sonuna geliniyordu, Jisung ve Minho yanlarına gelenler ile muhabbet ederlerken Chan ve Jeongin de bir köşede kendi aralarında muhabbet ediyorlardı.

Jeongin için önemli olan Chan olduğu için saatlerce onunla durabilirdi, aynı şimdi yaptığı gibi saatlerdir sadece gülümseyerek onunla muhabbet ediyor, ara ara ellerini kaldırdığında Chan ile çarpışan elleri onu mutlu ediyordu.

Bu alfaya tam olarak ne zaman aşık olduğunu bilmiyordu ama emin olduğu tek gerçek çok aşık olduğuydu. Geçen gece Chan ile bir mekanda çaldıkları zaman hakkında konuşurlarken güldü.

star lost, minsung ✓Όπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα