"karnın isyan bayrağını çekti iyice"

"deli açım" dememle ikisi de gülmüştü. Lina dolaptan pijamalarımı alıp hızla yanıma geldiği gibi canımı acıtmamaya dikkat ederek giydirdi beni. Resmen bir bebek gibiydim şu an. Sevmiştim bunu.

"yemeğini oraya mı getiriyim Asya" sedatın bağırmasına "hayır salona geliyorum" diye karşılık vermemle yataktan kalkıp salona yürüdüm.

"gel Asya kuşum gel bebeğim" masaya doğru yürüyüp sedatın gösterdiği yere otururken gözüm masanın üstündeki sarılı bir sürü dürüme gitmişti.

"bunlar nerden çıktı"

"senin şu çığlık çığlığa defol diye bağırdığın titan herif getirdi. Canın bunu çekmiş inat etmesin mutlaka yesin dedi. Sanırım tüm dürümcüdeki döneri yaptırmış manyak" demesiyle gülerken şaşkınlıkla bakmıştım ona.

"ayy ne şirin" lina sinirle dürümleri kenara itip sandalyeye oturdu

"napıyorsun kız zilli çarpılacan şimdi" sedat yere düşen dürümü aldığı gibi öpüp başına koyarken sinirle homurdanmıştı.

"ne? böyle mi affettirecek kendini, yaptıklarını. Ablamın şu haline bak. Hepsi onun yüzünden. Ölüyordu az daha" diye bağırdı. Elimi anlıma koyup ovaladım. Sanırım linanın sinirini geçirmek hiç de kolay olmayacaktı. Bakıldığında abla bendim ama şuan ve uzun bir süre yerleri değişicez gibi duruyordu.

"başım çatlıyor lina Allah aşkına bağırma."

"bağırma mı ya sen ne yaşadığının farkında mısın." Sinirle ayağa kalktı. "ben sinirden delirirken sen nasıl bu kadar sakinsin. Şu haline bir bak. Bacağında kurşun yarası, suratın desen mayın tarlası sen nasıl sakinsin. Ya sana onun yüzünden bir şey olsaydı he."

"ama olmadı"

"ama olmamış. Hah. Böyle mi teselli ediyorsun kendini yaşanan bu olaydan sonra" sinirle çıkıştı.

"lina balım gel otur şuraya az sakinleş. Görmüyor musun iyi değil Asya"

"iyi değil tabi nasıl iyi olsun. Düştüğü duruma bak kendini soktuğu hale ba.. "

"lina yeter" daha fazla dayanamamış sinirle bağırmıştım. "iyi değilim görünmüyor musun? Nereye varacaksın böyle bağırarak he. Oldu bitti. Sinirini git başka yerde dök gerçekten halim yok. Biraz halimden anla ya." dememle sinirle sandalyeye geri oturdu. Kollarını kucağında bağlarken gözlerimi devirmiştim. Tamam onun yerinde ben olsaydım bunun beş katı tepki verirdim ama şu an cidden onu çekebilecek halde değildim.

"ye hadi bir şeyler bebeğim" nehir açtığı dürümü önüme koyarken biranda kendimi feci tok hissettim.

"hiç öyle yüzünü ekşiterek bakma valla zorla yediririm. Karnının sesinden kulaklarım sağır oldu ye çabuk şunu yırtık karı" sedatın beni paylamasıyla gönülsüzce dürümü elime aldım. Bir ısırık alırken dürümden o açlık hissi yine dolmuştu içime. Hızla bir ısırık daha aldım. Az önce mızmızlanırken şu an 10 tane yeme potansiyeline bürünmüştüm resmen. Bu lezzete dayanamıyordum. Elimdeki dürümü hızla bitirip diğerine uzanırken şaşkınca bana bakan 3 çift gözle karşı karşıya geldim.

"balım nefes mi alsan"

"kız Allahtan mıy mıy ettin he. Etmesen hepsini sen yiyicektin"

"ama çok güzel sedoşum ben napiyim" koca bir ısırık daha alırken, cidden ağzımdaki harika tat yüzünden bayılmak istiyordum. Hatay dürüm kırmızı çizgimdi.!

"kim ki şimdi bu" zilin çalmasıyla son lokmamı ağzıma attım.

"bilmiyorum"

"dur ben bir bakiyim" sedat kapıyı açmak için salondan çıkarken ellerimi ıslak mendille temizleyip masadan kalktım. O kadar çok yemiştim ki karnım ağrımıştı. Kendimi koltuğa atarken nehirle linada peşimden gelip oturdu. Lina arada bana sinirle bakarken lafların ağzına gelip gelip geri gittiğini kendini zor bela tutuğunu anlayabiliyordum. Ama umursamadım. Onun sinirini hedefi olacak halde değildim çünkü..

ASYA (TAMAMLANDI)जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें