•Bölüm 9•

180 12 3
                                    

İştahla yemeğini yerken gördüğü rüyanın etkisinden kurtulmuş gibiydi. Haşmet ise kızını izliyordu. Halide derin bir nefes alıp çatalı bıraktığında sordu.

"Neler oldu orada?"

Halide'nin yüzü düştü. Olanları hatırladı. Çekimser bir şekilde konuştu.

"Burak'ın anlattıkları işte."

"Farklı bir şey olmadı yani..."

"Burak yalan söylemez baba biliyorsun."

Biliyorum der gibi başını salladı.

"Hadi odana çık, güzelce uyu. Çok yoruldun. Yıprandın da."

"Sen uyumayacak mısın? Bu saate kadar uyanık kalmışsın zaten..."

"Ben de yatarım birazdan merak etme. Hadi git uyu sen."

Peki anlamında kafa salladı. Odasına çıktı. Oflayarak yatağına bıraktı kendini. Yaşadıklarını unutmaya çalışıyordu ama bir türlü başarılı olamayacağını biliyordu. Kendini bıraktığı yerde bu düşüncelerle tekrar uyuyakalmıştı.

                            ▫️▫️▫️

"Bu işte bir iş var Fuat! Birisi gammazlamış olmalı bizlerden başka kimse bilmiyor gittiği yeri!"

Halide'nin uyanmasına bu gürültü neden olmuştu. Babası Fuat'a kızıyordu ya da bir şeyler tartışıyorlardı.

"Haklısın abi, ama masadakilerin olmayacağından eminim. Hepsi Halide'yi kızı gibi sever böyle bir şeyi yapmaları mümkün değil..."

"O zaman masa dışında ama yine içimizden birileri..."

"Muhtemelen." dedi Fuat sıkılganlıkla.

Kalkıp kapıya doğru gelmiş, dışardaki sesleri dinliyordu.

"Her kimse, onu bana bulun Fuat... Bulun onu..."

"Tamam abi merak etme."

Bunca yıl babasının bu dünyadan çekilmiş olmasına sevinirken yaşananlar yüzünden tekrar bu dünyaya giriş yapması Halide'yi üzmüştü. Gerildiğini hissetti. Geriye dönüp yatağına oturdu. Derin bir of çekti. Bütün bunlar o Van'dan döndükten sonra mı olmaya başlamıştı? Onun talihsizliği miydi bütün bunlar? Düşünmeden edemiyordu. Milat olmuştu resmen. O sırada kapı çaldı ve odaya yardımcıları girdi.

"Kahvaltı hazır ablacığım, baban çardakta bekliyor."

"Tamam, geliyorum." dedi gülümseyerek. Telefonunu alıp odadan çıktı. Çardakta oturan babasını gördü. Gerginliğini anlamamasını umarak yüzüne bir gülümseme kondurdu.

"Günaydın baba." dedi sandalyeyi çekip otururken. Telefonunu masaya bıraktı.

"Günaydın kızım."

Bir süre sessizce bir şeyler yedikten sonra Halide'nin gözü telefonuna ilişti. Burak arıyordu. Gülümsedi.

"Babacığım, müsaadenle." dedi telefonu alıp kalkarken. Çardaktan çıkıp yürümeye başladı. Telefonu açtı. Karşıdan gelen ses içini huzurla doldurdu.

"Günaydın."

"Günaydın Burak."

Bu heyecanına anlam veremiyordu.

"Gece aramak istemedim. Baba-kız hasret gideriyorsunuzdur diye düşündüm. İyi uyudun mu?"

"Evet iyi uyudum. Merak etme."

KırağıWhere stories live. Discover now