𝐡𝐮𝐭 𝐛𝐲 𝐭𝐡𝐞 𝐫𝐢𝐯𝐞𝐫 × ˢᶜʰˡᵃᵗᵗᵇᵘʳ ×

Seni bekliyeceğime söz vermiştim

Yürüyordum... tekrardan yürüyordum, kim bilir bu gece hangi lafları edicekti?

Durdum ve bekledim... onun gelmesini bana hakaret etmesini bekledim, onu tekrardan görebilmeli sağlayan tek şey bu kabuslardı...

Bu sefer farklı bir şey oldu...

O gelmeden gözlerimi açtım, şaşkınlık ile etrafa baktım...

O gelmemişti, onu görememiştim ve yine aynı saatte uyanmıştım...

Yataktan kalktım, banyoya ilerledim... içimdeki acı duygusunu taşımak ne kadar zor olsabile hayatıma devam etmek zorundaydım...

Elimi yüzümü yıkadım, dişlerimi fırçaladım, klasik günlük rutinim işte, bundan sonra işe başlardım ama bu sefer öyle olmayacaktı...

Annem vefat etmişti, 2 ay olmuştu ve babamın isteği üzerine oraya kalmaya gidecektim.

Size garip gelebilir ama bizim evde biri ölse asla arkasından ağlamaz, bunun sebebi ölümün bizim ailemizde onurlu bir şey olmasıdır, ölümden kimse korkmaz, özellikle benden büyük kardeşim Techno.

Techno'nun ne iş yaptığını bende bilmiyorum ama ölümcül bir iş yapıyor o kesin.

Bu konuyu kafamın içinde kapattım, dün akşam hazırladığım valizime baktım, annem ile babam boşanmış olmalarına rağmen birbirlerine asla kötü laf etmezlerdi ikiside kendi dinlerine inanan iyi insanlardı...

Ben bunları düşünürken dolaptan bir gömlek, süveter ve pantolon aldım, onları giydim.

Valizimi aldım ve odadan çıktım, ev dün ben gelmeden önce temizlenmişti o yüzden pek temizlik derdim olmayacaktı.

Evden çıktım ve arabama bindim, valizimi arka koltuğa koydum, şoför koltuğuna oturdum ve derin bir iç çektim.