Ölümün Soğukluğu

639 57 43
                                    

3 ay sonra; Mezar Tepe Kuşatması'ndan Sonraki Gün

Ayak sesleri duyulduğunda bir saatten fazla süredir guqinin sesi Sessiz Oda'nın duvarlarında geziniyordu. Aceleci bir el sürgülü kapıyı tıklattı. Lan XiChen kardeşine bir bakış atıp guqinin tellerini elleriyle durdurdu. "Girin." Genç yaşlarda bir efsuncu makul derece de hızlı adımlarla odaya girdi. Gözleri önce Lan XiChen'de ardından yatakta uzanan Lan WangJi'de gezindi. Yüzü tedirgin görünüyordu. Lan XiChen bağdaş kurup oturduğu yerden kalkıp efsuncu ile birlikte Sessiz Oda'yı terk etti. Lan WangJi bir süre ne olduğunu anlayamadı. Uzandığı yerden yavaşça doğrulup bedenini saran acıları görmezden gelerek yatak başlığına asılmış cübbesine uzandı. Dakikalarca debelendikten sonra cübbeyi sırtına geçirmeyi başarmıştı. Ayakkabılarını giyip sürügülü kapıya doğru yürüdü. Bedeni bir volkana atılmış gibi kavruluyordu. Kırbaç izleri çizgiler halinde kabardığı için giydiği kıyafetler ne zaman sürtse irkilmesine sebep oluyordu.

Kapıya ulaştığında eli açmak için uzandı

Ουπς! Αυτή η εικόνα δεν ακολουθεί τους κανόνες περιεχομένου. Για να συνεχίσεις με την δημοσίευση, παρακαλώ αφαίρεσε την ή ανέβασε διαφορετική εικόνα.

Kapıya ulaştığında eli açmak için uzandı. Ancak duyduğu birkaç fısıltı yerinde durmasına sebep oldu. Normalde kapı dinleyen, başkalarının özel konuşmalarına bilerek kulak misafiri olan biri değildi. Ancak fısıldayan kişilerden biri açıkça "Yiling Piri" demişti. Dünya da sadece bir tane Yiling Piri vardı.

Yavaşça ismi dudaklarından döküldü. "Wei Ying..."

Kapıyı açmak için uzanan kolu geri düştü. Ses çıkarmadan konuşulanları anlamaya çalıştı. Kapısında her gün nöbet bekleyen efsunculardı konuşanlar. Onların selerini o kadar uzun süredir duyuyordu ki...

Efsunculardan kısa boylu olduğunu bildiği bir tanesi konuştu. "Duyduğuma göre hiç şans yokmuş."

Saçları omuzlarına döküldüğünü hatırladığı diğer efsuncu onaylayarak hmmm sesi çıkardı. "Haklısın. Orası lanetli bir yer. Kazmayı vursan taşından toprağından ceset çıkar derler."

İlk konuşan tekrar söz aldı."Tam da adına yakışır bir yer, ha." Diğeri yine onaylayan bir ses çıkardı. İlk konuşan devam etti. "Ama yine de bir kez kontrolü kaybedersen sonsuza dek öyle gider. İster ceset dolu bir tepede kendini savun. Elinde cesetleri uyandıran bir tılsım ve flüt olsa da ipin ucu bir kere kaçırdın mı..." sözlerinin devamını getirmedi. İkinci konuşan tekrar onun sözlerine katılmış gibiydi.

"Sözde en güçlü efsunculardandı. Nereden nereye... Elin kana bulandığında kefaretini kendi kanınla ödersin."

Lan WangJi dondu kaldı. Ne demek istemişlerdi? Kefareti kendi kanınla ödemek... Wei Ying'e bir saldırı düzenleneceğini biliyordu ama o çok güçlüydü. Tekrar kontrol sağlayabilirse kendisine yapılan saldırıları savuşturabilirdi. Yoksa... Yoksa başaramamış mıydı?

"Zamanımızın en güçlü ve dahi efsuncusu bile olsan yolundan sapınca karanlığa mahkum oluyorsun." Dedi ilk konuşan. "Söz de adaleti sağlamak için savaşıyordu. Ne kahraman ama? Düşman için kendi insanlarına sırt dönen biri kahraman olmayı hak etmiyor."

不忘|Bù Wàng|Won't ForgetΌπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα