Beden Hırsızı

Yapılması Gerekenler

        Hiç düşündünüz mü?

        Yılanlar neden deri değiştirir? Büyüdükçe derisi küçük gelmeye başlar. Pekâlâ, eski derinin altında bu sırada yeni deri oluşmaya başlamıştır. Yılanımızın yeni derisi hazır olduğunda, eski deriye ihtiyaç olmayacaktır. Birkaç taşa sürtünüp, eski deriden kurtulma zamanı gelmiştir.

        Gökhan olmak Devran'ın ruhunu biraz daha kana bulamıştı, ruhu temizlenmeyecek kadar kötü durumdaydı ama Devran farkında bile değildi. Onun tek düşünebildiği Gökhan’dı ve Gökhan şimdi yalnızca bir ayak bağıydı, arkada bırakılan bir sürü kanıta, kanlar içinde bir bedene ve korkmuş bir kalabalığa mal olmuştu. Artık Gökhan 'a ihtiyaç yoktu.

        Devran yüzüne bir gülümseme yerleştirmiş bir halde bankanın kapısının önünde dikiliyordu. Gökhan'ın bedenini terk etme zamanı gelmişti. Evli evine köylü köyüne demişti atalarımız. Gökhan bedenine tekrar sahip olacaktı ama Devran için yolculuk devam ediyordu. Evsiz ve köysüzdü belki ama her beden onundu. Her ev bir gün onun olacak Devran istediği sürece onun kalacaktı. Bankanın dışında yanıp sönen polis arabalarının ışıklarının arasında batmaya yüz tutmuş güneşe bir kez daha baktı. Değişim zamanı gelmişti. Gökhan yine Gökhan olmalıydı. Devran başka bir beden olacaktı.

        "Kim olacaksın Devran?" diye fısıldamıştı. Birkaç polis ona doğru yaklaşıyordu. Bankadaki kalabalık, çığlıklarıyla birlikte kapıdan çıkıyor ve sağlık görevlilerinin yanına alınıyordu. Hamile kadının çığlıkları diğer tüm sesleri bastırmaya yetiyordu. Yaralanan kadın bu olmalıydı. Kadına yönelmişti ki yapacak başka işlerinin de olduğunu hatırlayıp duraksadı.

        Devran, hamile kadının yanına gidip gitmemek arsında kararsızlık yaşıyordu. Bu sırada polisler aradaki mesafeyi çoktan kapatmış ve Devran'ın yanı başına varmışlardı. Devran polisleri izliyordu ki ona yöneltilen bir soruyla düşüncelerinden uzaklaştı.

        Polisler yanı başından geçip giderken Gökhan Bey'in şoförü Devran'ın yanına gelmişti "Gökhan Bey iyi misiniz?" dedi, gerçekten telaşlı görünüyordu. Devran kafasını sallayarak iyi olduğu konusunda ona güvence verme gereği hissetti.  Devran bir an şoförünün yerine geçmeyi düşündü ancak şoförü de sorguya alınabilirdi. Devran, o olmaz, diye düşündü.  Adının Ali olduğunu bildiği şoför konuşmaya devam etti  "Eşiniz buraya geliyor efendim, çocuklarınızı ailenize bırakmışlar. Sizi uzun zamandır görememiş olmak onları üzmüş olmalı. Bir de eşinizin telaşını görünce..." Mahcup bir şekilde patronunun yüzüne bakıyordu.  Gökhan’ın çocuklarının internette gördüğü fotoğraflarını düşündü ve bir an şefkat hissetti. O çocukların babalarının katil olduğunu düşünmelerini istemezdi. Düşünmeyeceklerdi, Devran izin vermeyecekti. Hızlı bir plan yaptı ve hedefini gözüne kestirdi.

        Kontrollü bir şekilde emirler yağdıran polis, en yetkili kişi olduğunu sakinliğiyle açıkça gösteriyordu. Ambulanslar ayrılacak ve uzaklaşan siren sesleriyle birlikte bir değişim yaşanacaktı. Devran bu anı kolluyor ve şoförle birlikte karşı kaldırımın önüne çekilmiş arabaya doğru ilerliyordu.

                Gözlerini kapattı ve olmak istediği kişiyi düşündü. Serdar Komiser. Bir an başı döndü ve görüşü bulanıklaştı. Ruhunun Gökhan’ın bedeninden uzaklaşması canını yakmıyordu, beyaz ışık yoktu, melekleri görmüyordu. Belki de inanmadığındandı… Ruhlar vardı. Bedenlerine hapsolmuş ruhlar, özgür olduklarını sanırken tek bir bedene mahkum olanlar. Acı çeken ruhlar. Melekler neredeydi?

        Devran tekrar gözlerini açtı, açtığı gözler yine onun gözleri değildi. Son yıllarda olduğu gibi… En son gözlerini kendi bedeninde açtığında olanları hatırladı ancak kimse geçmişini geri getiremezdi. Geçmişi kenara bırakmalıydı. Şuan o Serdar’dı. Serdar’ın köşeye sıkışmış ruhunu hissediyordu. Oradaydı. Ve Devran Serdar’ın ruhunu yalnız bıraktığında Serdar hiçbir şey hatırlamayacaktı. Gökhan’ın şuan hatırlamadığı gibi. Birkaç sağlık görevlisinin eski bedeninin olduğu yere koştuğunu gördü. Gökhan bayılmıştı. Çoğuna böyle olurdu, gerçek anlamda köşeye sıkışmış ruhlar acısını bu şekillerde bedenlerinden çıkartıyordu.