Maskeli Tanrıça

108 5 1
                                    



"Bu gün büyük yarış var ve benim bu yarışa girmeye cesaretim yok!" Devran yeni yeni dolmaya başlayan barda daha şimdiden çakırkeyif olan adama kaşlarını kaldırarak baktı. Adam dirseğini bara koymuş başını avcuna dayamıştı. Devran, ayağa kalkıp adamın suratına sıkı bir yumruk atma isteğiyle başa çıkmaya çalışıyordu. Korkunun insana yakışmadığını düşünüyordu. "Korkaklık yapıp kafayı çekeceğine cesur olmayı denesen daha iyi olmaz mıydı?" Devran homurdanarak söylediği sözcükleri işitince şaşırdı. Ne zamandan beri insanlara akıl verir olmuştu?

Söylediği sözleri tekrar gözden geçirdi.

"Korkaklık yapıp kafayı çekeceğine cesur olmayı denesen daha iyi olmaz mıydı?"

Peki, o ne yapıyordu? Elindeki bira bardağına baktı. Bu kaçıncıydı? İşin kötü yanı Derya dayanıklı bir içici çıkmıştı. Yüzünü buruşturdu. Sarhoş adam gözlerini kısmış Devran'ı izliyordu. Barın gürültüsünü bastırmak için Devran'a yaklaşıp bağırdı. "Hiç sokak yarışlarına katıldın mı ki? Sen nereden bileceksin!" Devran karşısındaki, kendiyle alay ettiğini sanan, adama New York'ta, Las Vegas'ta katıldığı yarışlardan bahsetmek istedi ama şu an Derya'nın bedeninde olduğundan susması gerekiyordu. "Bu yarışlarda şansının yaver gitmediği belli. İyi bir sürücü değilsen bırak bu işleri olsun bitsin." önüne dönmüş, yanındaki acemiye olmayan bıyığının altından gülmüştü. Acemileri seviyordu.

"Kızımı görmeden konuşmaya başlama. Onun için büyük bir borcun altına girdim ama inan bana o tam bir canavar, buna değecek. O, bana çok para kazandıracak." Adam alkolün verdiği cesaretle konuşuyordu, Devran bunun farkındaydı ama bu ona göre iyi bir şeydi. Korkak bir sarhoştan daha beteri yoktur.

"Kızınla bir tur atmak isterdim." dedi Devran yüzündeki büyük ve kirli gülümsemeyi saklamadan.

Adam emziğini kaybetmek istemeyen bebekler gibi kaşlarını çattı. " Kızımı kimseyle paylaşmam." Zil zurna sarhoş olan bir adamın Devran gibi birine ters bir cevap vermesi akıl karı değildi. Ayağa kalksa yatağına geldiğini zannedip kendini yere atacak halde olan bu adamı Devran üfleyerek bile dövmekten beter edebilirdi. Ama karşısındaki adam için başka planları vardı. "Kendini paylaşmak zorundasın koca adam."

Saniyeler sonra Devran, Kenan'ın bedenindeydi ama bir sorun vardı, görüşü hala bulanıktı. Devran birkaç saniye daha bekledikten sonra görüşü yavaş yavaş netleşti, bu adam ne kadar çok içmişti öyle?

Başını iki yana sallayıp kendine gelmek için çabaladı.

"Bir tane daha?"

Karşısında bardağını yenilemek isteyen barmene kısa bir bakış attı.

"Kalsın. Sert bir kahve. Mümkünse hemen!" Barmen şaşkın bakışlar atmış ardından kahve makinasına yönelmişti. Barda kahve isteyen haliyle pek olmuyordu. Özelliklede zil zurna sarhoş olup kahve isteyen hiç olmuyordu. Sarhoşların haline akıl sır ermediğini düşünüp kupaya doldurduğu kahveyi Devran'ın önüne bıraktı.

Devran şakaklarını ovuyordu. Baygın haldeki Derya'ya kısa bir bakış attı. Ardından önüne konan kahveyi iki yudumda bitirdi. Yüzünü buruşturmadan edememişti. Kahve umduğundan daha acıydı. Oturduğu yüksek tabureden indi. Ceplerini karıştırmaya başlamıştı. Pantolonunun sol arka cebindeki cüzdanı zorlanarak çıkartıp içinden çıkardığı iki yüz Türk lirasını bar masasına atıp başıyla Derya'yı gösterdi. "Arkadaşınkini de oradan al. Üstü kalsın."

Cüzdanı cebine koymadan önce mavi kimlik kartını çıkartıp inceledi.

"Kenan Yağcı"

Gülümseyip cüzdanı aldığı yere geri koydu ve sarsak adımlarla kalabalığı yararak bardan çıktı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 03, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Beden HırsızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin