Bölüm 6

1.5K 216 332
                                    

Genç adam sessiz olmaya çalışarak, eşinin çalışma odasının kapısını araladı, kâğıtlarla dolu masaya başını yaslamış, sıkıca kapattığı gözleriyle, elindeki kalemi bile bırakamadan uyuya kalmış eşini görünce, üzüntüyle, derin bir nefes verdi, eşi bir yazardı, masa başında uyuyup kalmaları eşine sıradan bir şeymiş gibi gelsede, genç adam üzülüyordu eşini böyle görmeye, işini en iyi şekilde yapmak istemesine elbette bir şey demiyordu lakin eşi kendini fazla kaptırıyordu son zamanlarda, öyle ki kendisine bile vakit ayırmıyordu.

Eşini korkutmamaya çalışarak, yumuşak sesiyle eşine seslendi, "Yoongi, uyan."

Eşinden bir cevap gelmemesiyle, elini saçlarına götürerek hafifçe çekiştirdi, Yoongi saçlarının, eşi tarafından sevilmesini çok severdi lakin çekilmesi için aynı şey geçerli değildi, en azından sevişmedikleri sürece.

"Hoseok?" Eşi boğuk bir sesle kendisine seslenince rahatladı küçük olan, ve hafif sitemli bir şekilde söylendi, bir yandanda eşinin, biçimsiz yatmaktan ağırdığına emin olduğu boynuna masaj yapıyordu.

"Yoongi, seni kaldırmasam yatağımıza bile gelmeyeceksin artık, neden kendini bu kadar zorluyorsun?"

Yoongi ise ona cevap vermeden küçüğünü kucağına alarak sıkıca sarıldı. Hoseok ise bu yaptığına anlam veremeyerek sarılışına karşılık verdi. Yoongi uyandırılınca çok huysuz olurdu, ve durmadan söylenirdi, şuan yaptığı ise normal haline çok zıttı.

"Hey, bir sorun mu var?"

Yoongi, boğuk sesiyle konuşmasına engel olamadı, ve sarıldığı küçük bedene daha sıkı sarıldı.

"Bir rüya gördüm, çok, çok kötüydü Hoseok."

Hoseok, geri çekilerek, beyaz, yuvarlak suratı narin elleri arasına alarak yanaklarını okşadı, eşinin terlemiş olduğunu bile şimdi fark ediyordu.

"Anlatmak ister misin?"

Yoongi yutkunarak kafasını salladığında, Hoseok, uzun parmaklarıyla, eşinin nemli alnına serpilmiş saç tutamlarını geriye çekti.

Yoongi yaşadığı şeyleri içine atan biri olmuştu hep, duyduğu üzüntüleri asla çevresindekilere yansıtmaz, sürekli kendi başına halletmeye çalışırdı sorunlarını, lakin bu tabuları konu Hoseok olunca, yerle bir oluyordu, ona dertlerini anlatınca rahatladığını ve yalnız olmadığını hissediyordu.

"Rüyamda, sen görmüyordun Hoseok, ve benim bir dükkânım vardı, orada görüyordum ve ilk görüşte aşık oluyordum sana."

"Ah, ben ve lanet çekiciliğim."

Hoseok, eşini rahatlatmak adına olayı şakaya vurduğunda, Yoongiden, buruk bir tebessüm kazanabilmişti sadece, sonrasında ise sessizce dinlemeye karar vererek, hâlâ avcunun içinde olan yüze eğilmiş, ve yanaklarına hafif öpücükler kondurmuştu.

"Sen, sürekli portakal istiyordun, senin için portakallı kek ve pasta yapmayı öğreniyordum ama sen hiçbir zaman benim pasta ve keklerimi yemedin Hoseok."

Yoongi ise eşinin, ince belini okşarken, devam etmişti.

"Sonrasında ise ben Daeguya gidiyordum döndüğümde ise yine seni göreceğim için çok heycanlıydım ama sen..."

Yoongi kelimelerin boğazına tıkılıp kaldığını hissetti, zar zor yutkunurken devam etmeye çalıştı cümlesine.

"...Hoseok, sen-"

Cümlesine ağzından çıkan hıçkırığı yüzünden devam edemezken, Hoseok ise tahmin etmekte zorlanmadığı son ile sıkıca sarıldı eşine, bir yandan saçlarını okşayıp onu rahatlatmaya çalışırken, bir yandanda güzelim kokusunu içine çekerek, boynuna kelebek öpücüklerini konduruyordu.

"Şşş, tamam, ben buradayım Yoongi, hepsi sadece rüyaydı sevgilim."

Yoongi eşinin rahatlatıcı sesiyle ve saçlarındaki parmaklarıyla, gözlerinin dolmasına engel olamıyordu, rüyasında hayal edip yaşamak için canını vereceğini söylediği şeyleri, şuan yaşıyordu, üstün körü anlattığı rüyası zihninden bir an olsun çıkmazken, eşini sıkıca sararak dikkatli bir şekilde, oturduğu sandalyeden kalkarak, yatak odalarına ilerledi.

"Şuan tek istediğim senin kokunla uyumak, Seok."

"Tabi ki benim kokumla uyumak isteyeceksin, birde başka biri mi olacaktı?! Ayrıca yatağımıza gelmezseniz daha çok böyle rüyalar görürsünüz Bay Min."

Yoongi eşinin sitemli sesine hafifçe kıkırdayarak girdikleri odanın kapısını kapatmış ve küçüğünü dikkatli bir şekilde yatağa bırakmıştı. Hoseok yatağa yerleşince ise, göğüsüne başını yaslayarak beline ellerini sıkıca sarmıştı.

"Bu gün, benim küçük kedim olacaksın yani, bir kere miyavlasan olmaz mı Yoongi?"

Hoseokun kıkırdayarak sorduğu soruya, Yoongi boynunu ısırarak cevap vermişti.

"Oh, seni yaramaz kedi."

Hoseok cümlesinden sonra hafifçe Yoonginin poposuna vurmuş, daha sonra ise göğüsüne daha çok çekmişti.

"Biraz daha rahat durmazsan bu yaramaz kedi sana çok kötü şeyler yapacak Min Hoseok."

"Aman tanrım, lütfen yapma Yoongi, korkuyorum."

Hoseok, kahkaha atarak söylendiğinde Yoongide ona katılmış, daha sonra ise boynuna öpücük kondurarak gözlerini kapatmıştı, içinden Tanrıya, bu güzelliği kendisine bahşettiği için teşekkür ediyordu.

Hoseok ise, Yoongi uyuduktan sonra, gözünü kırpmadan kollarındaki güzelliği izlemişti, arada yanaklarına, saçlarına uyanmasından korktuğu için tüy kadar öpücükler konduruyor, sürekli onu sevdiğini kulağına fısıldıyordu, olası bir kötü rüyaya karşı, söylediği 'seni seviyorum'ların onu korumasını umut ederek.

***

Sellaammm, ühü çok soft oldum, bitti mi şimdi bu fic :"

Şimdi hangi ficime devam edeceğimi bilmiyorum...

Ve bu ficimide aslında böyle bitirmeyecektim, sadece 5. Bölüm rüya olacaktı ve Yoongi ertesi sabah kalkarak Hoseokla artık konuşmaya falan başlayacaktı ama kardeşim dedi kii neden hepsi rüya olmasın? Bende daha fazla yazarsam berbat edeceğimi bildiğimden dedim kii oha çok mantıklı upzöpuzvpgz

Burdaki yazar Min'e bir ficimde daha rastlayacaksınız, tabi ben yazarsam ve siz okursanız hfzöpgzöp

Neyse, ühü ayrılmak çok zor geldi şuan fpzöpgzü

İki yıldıza dokunursanız birde çok sevinirim.

Yazım ve noktalama yanlışlarım varsa kusura bakmayın.

Ben Ovi.

Kendinize dikkat edin, sizi seviyorum, güzel günleriniz olsun.♡





Orange Juice ⚜ SopeWhere stories live. Discover now