3. Bölüm

65 12 6
                                    

Ertesi gün, erkenden annemin yanına yani hastahaneye gitmiştim. Şu an ise hayatımda gördüğüm en tatlı varlığı kucağımda tutuyordum. Tombul yanakları ve dolgun dudaklarıyla bir kopyamdı. Doğmadan önce ondan nefret ettiğimi sanıyordum fakat öyle değildi küçük bir kopyama benzeyen bu beden kimsenin bana hissettirmediği bir duyguyu kendisine karşı hissetmemi sağladı. En saf duygularımı gün yüzüne çıkartmayı başarmıştı. Güzelliğine aşık olmuştum. Küçük parmakları çok da büyük olmayan baş parmağıma sarıldı. Elini dudaklarıma götürüp varla yok arası bir öpücük kondurdum. Şimdiden hemen büyümesini istiyordum. Gülümseyerek yüzünü incelerken annemin bebeği ona geri vermem hakkındaki homurtularıyla suratım asıldı. Ondan ayrılmak istemiyordum. Ama istemesem de küçük bedenini annemin kollarına bırakmak için eğildim.

"Dün gelemediğim için üzgünüm. Yetişemedim." kısık sesime karşı göz devirip umursamadı. Bakışlarım saniyeliğine bizi izleyen eşine kaydı. Bu adamı sevmiyordum. Benden hayatımı çalmıştı. Bakışlarımı yakalayıp gülümsedi.

"Sen eve git Jimin, annenle ben ilgileniyorum. Yarın döneriz." onun kısa yoldan beni kovmasına karşı başımı olumlu anlamda sallarken doğruldum ve elveda etmeden odadan çıktım. Arkamdan kapattığım beyaz kapıya sırtımı yasladım. Kendime gelmeye ihtiyacım vardı. Kendimi üzmemeliydim. O adam yüzünden kendimi üzemezdim. Değmezdi. Değil mi?

"Jimin." gözlerimi kapatmamın ardından Yoongi'nin sesini duymamla irkilip kapıdan uzaklaşmıştım. Beni mi beklemişti?

"Neden gitmedin?" derken merdivenlere doğru adımlıyordum. Birileriyle yakın durma düşüncesi bile beni geriyordu. Hızlı adımlar atıp önümde durdu.

"Annen doğum mu yaptı?" sorumu es geçmesini pek önemsemedim. Sanırım benimle cidden arkadaş olmak istiyordu. Bilemiyorum. Bunu düşünmek bile beni geriyorken nasıl olabilirdi ki?

"Evet." kendimden beklenilmeyecek şekilde sesimde duygu barındırmadan cevap vermeme şaşırmıştım. Başını olumlu anlamda sallayıp başka soru sormadan önümden çekildi ve ardından benimle, hiç konuşmadan hastahanenin çıkışına kadar yürüdü. Otobüs durağının nerede olduğuna bakarken o benden önce farketmiş olacak ki elimden tutup sürüklemeye başladı. Bir iki adım sonra gözlerime çarpan otobüs durağına varıp yine konuşmadan otobüsü bekledik. Bu süre zarfında ellerimiz birleşikti. Neden? Birleşik ellerimize gözlerim kayınca elimi sıkıca tuttuğunu gördüm. Bu beni rahatsız etmedi. Ama elimi elinden kurtardım. O da aldırış etmedi. Birkaç dakika sonran önümüzde otobüsün durmasıyla ona doğru yürüdüm. Sesle açılan kapının ardından arkamdan geldiğini hissederek otobüsün içinde yürüdüm. İkimiz de onca insanın arasında sessizlik içinde ayakta dikiliyorduk. Diğer insanların aksine ayakta yolculuk etmeyi severdim. Gözlerimi, izlediğim hızlı görüntüden çekip benim gibi dışarıyı izleyen Yoongi'ye çevirip konuştum.

"Düşündüm ki." konuşmamı bekliyormuş gibi anında bana doğru döndü. "Arkadaş olabiliriz." cümlemin sonun gülümseyerek göz kırptım. Şaşkınca suratıma bakıp gülümsedi. Gülümseyince incelen dudakları hoş görünüyordu.

"Bunu duyduğuma sevindim."

Kitabım hakkındaki düşüncenizi belirtirseniz sevinirim. Benim için çok önemli.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jun 23, 2019 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Love Scenerio | YoonMinWhere stories live. Discover now