25. BÖLÜM" DEĞİŞEN DENGELER"

105K 4.5K 874
                                    

Lütfen oy vermeyi yorum yapmayı unutmayın.

25. BÖLÜM: "DEĞİŞEN DENGELER"

Düşüncesizce hareket eden Sevda'yı son kez anımsadığımda göğüs kafesimi yukarı çıkaran derin bir nefes aldım. Yaşlı gözleri hala aklımdaydı ve bakışlarındaki hüzün sahtemi gerçek miydi hala anlayamamıştım.

İnsanlar hata yapabilir ve ben dahil hiçbirimiz kusursuz değildik. Ama bilerek hata yapan insan azdı ve telafisi yoktu. Sevda Gezgin onlardan biriydi.
Kemal Beyin yaşlı kalbini yordu, üzerine gidip kriz geçirmesine sebep oldu. Korkudanmı Cesur hocanın bakışındanmı bilmem bizi yarattığı kaosta bırakıp gitti. Ve bildiğim bir şey varsa artık affedilmesinin imkansız olduğu.

Başımı yerden kaldırıp tüm ağırlığımı kapı pervazına dayadığım omuzuma verdim. Görüş açımda olan ve saatler önce kusursuz görüntüsünden eser kalmayan Süreyya Hanıma baktım, dağılmış halde oturduğu sandalyede sessizce ağlarken Nehir annesini yanlız bırakmamıştı. Bir yandan elini tutup onu teselli ederken diğer yandan başını omuzuna koyup sessizce yaş döküyordu. Onların biraz uzağında oturan, sessizce korkularıyla cebelleşen Cesur hocaya uzandı bakışlarım. Gözlerini tek bir noktaya dikmiş kendi kendine yarattığı boşlukta savruluyordu. Öfkesi, kırgınlığı sadece kendineydi ve suçluluk duygusu çelme misali boynuna geçmişti.

Yanına gidip oturdum. Geldiğimi bile fark etmedi. Dizine bıraktığı elini tutup sıktım. Bana tepki veren hareketsiz kirpikleri titredi. Yüzünü çevirip kızaran gözleriyle gözlerime baktı. "Kendinizi bırakmayın, güçlü durun. Kemal Beye hiçbir şey olmayacak." diye fısıldadım ve aldığım karşılık sessizlik oldu. Bana değil de yıllardır göremediği ve yanında istediği kişiye bakıyordu sanki. "Konuşun benimle." Yine cevap yoktu, elini sıktım. "Kendinizi suçlayarak bir yere varamazsınız." Ruhunda gözlerini açan öylesiye korkan çocukla bana bakınca içim acıdı, ona neyin iyi geleceğini bilmiyordum, kapalı kutu gibiydi, yakınlığımı kabul etmediği gibi bana tek adım atmıyordu.

Süreyya Hanım, Cesur hocanın karşısına bir anda dikilince afalladım, göz göze geldiklerinde bakışlarım ikisi arasında gidip geldi. Süreyya Hanım yaşlarını elinin tersiyle sildi. "Senin suçun!" dedi. Hayat arkadaşı için endişelenmesini doğal karşılarım ama yanlış kişiyi suçlaması, öfkesini kusması doğru değildi. "Kemal senin saplantılı aşığın yüzünden bu halde! Can çekişiyor." İçten hıçkırdı, sesi koridoru doldurdu. "Bitmek bilmeyen sorunlarınla onu yıprattın yetmedi, yıllarca senin yüzünden acı çektiğini bildiğin halde göz yumdun, ailene tercih ettiğin kadınla el ele verip evimin direğini yıktın, mutlu musun?"
Sabrımın sınırlarında geziniyordum, Süreyya Hanım boş konuşmaya devam ederse sertçe karşılık vermekten geri durmayacaktım.

"Kendinden nefret etmelisin çocuk! Çünkü sen Kemal'in sevgisini zerre hak etmiyorsun."

Cesur hoca kaskatı kesildi. Yumruk yaptığı ellerini sıktı. Suçlu değildi ve öyle görünüp kabul etmesine dayanamadım. "Ondan uzak durun." diye savunmaya geçtim, sesimdeki uğursuz tınıdan değilde bakışlarımla bile onu öldürebileceğimi anladı. "Hiç kimse babasının bu halde olmasını istemez."

"Hayır, bu çocuk her zaman böyle sorunluydu ve arkasını sürekli Kemal topladı."

"Baba oğul arasına girmek ne bana ne de size düşer. Yerinizi bilin ve sataşmak için bir suçlu arıyorsanız aynaya bakmanızı tavsiye ederim, çünkü siz herkesten daha suçlusunuz. Eşinizin bir kez kriz geçirdiğini biliyordunuz ve bizi bu konuda önceden uyarmadınız."

"Ne yani şimdi suçlu ben mi oldum?"

"Kimse suçlu değil, orda can çekişen sadece sizin kocanız da değil. Kemal Bey, Cesur'un babası ve burada olmayı sizden daha çok hak ediyor."

CESUR/çürük koza(+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin