5. BÖLÜM "SENİN SOYADINA İHTİYACIM VAR"

268K 5.9K 2.5K
                                    

Lütfen oy vermeyi yorum yapmayı unutmayın.

5. BÖLÜM "SENİN SOYADINA İHTİYACIM VAR"

Böbreğim mi?

Yanlış duymadım.

Tahminlerimin çok ötesinde bir ihtiyaçla karşı karşıyaydım. İlginç bir durumdu ve karşımdaki adamı utandırmıştı.

Biraz düşününce eksik parçalar yerine oturdu, kaza geçirdiğim gün başlamıştı her şey. Doktor iznim olmadan bir test yapmış ve dokularım böbreği iflas eden birinin dokularıyla uyumlu gibi.

Verebileceğim bir organ değil.

Gerçekten beni düşündüğü için mi yoksa başına bir şey gelmesinden korktuğu böbrek içinmi her gece mahalleme gelmişti?

"Aklından geçenleri tahmin edebiliyorum ama inan bana düşündüğün gibi değil." Yüzümdeki morluklara baktı daha öncesini hatırlatmak ister gibi, kazadan öncede görmüştü bileklerimdeki morlukları ve yardım edebileceğini söylemişti. O gün o cümleyi kurmasaydı şu an onun hakkında pek iyi düşünmezdim ve bundan sonra diyeceklerine asla inanmazdım.

"Devamını duymak istemiyorsan konuyu kapatabilir hiç konuşmamışız varsayabiliriz."

Dahası vardı ve en çok merak ettiğim kısım böbreğin kim için olduğu, onun için ne ifade ettiği. Suç işleyecek kadar önemli olmalı. Cesur hoca kendi başını pek umursuyor gibi görünmese de doktor arkadaşının onunla aynı fikirde olduğunu düşünmüyorum.

"Ben...çok üzgünüm." Konuşurken arada tıkanmasına aldırmadım. "Tamamını eksiksiz anlatın." dedim sakince, rahattım, ardından iş çevrilen ben değilmişim gibi.

Her odada refakatçi için bulunan sandalyeyi aldı, yatağa yaklaşıp baş ucuma oturdu. Yakınlığıyla rahatsız olmadım, onda kimsede olmayan adını koyamadığım farklı bir şey vardı. İnkar edip mesafeli davranmak istesemde kalbim buna engel oldu.

"Nasıl öğrendiğimi tahmin etmişsindir."

"Doktor arkadaşının verdiği açık sayesinde evet."

Suçluluk duygusuyla sınanırken dirseklerini aralık bacaklarına dayadı omuzları öne çöktü, parmaklarını birbirinden geçirdikten sonra başınıda eğdi. "Uzun zaman önce vazgeçmiştim, ama birden o baskın dürtü tarafından uyarılınca tekrar umut ettim, nedenini bilmiyorum ve kalbimin sesi bana doku uygunluk testini yapmamı söyledi. Kendi zihnimle, kalbimle, ruhumla çelişkiye girdim, yapacaklarım ve sonuçlarını düşündüm ve her defasında umut denen duygu, insanı çaresizliğin uçurumdan geri döndüren duygu daha baskın geldi. Kendimle savaşmayı kestim, doktor arkadaşımla bu konu hakkında konuştum, testi yapmayı reddetti ve hislerim şiddetle bana senin testini yapmamı emredince onu ikna ettim."

Yanılmamıştı. Çok tuhaf değil mi? Birine anlatsanız asla inanmaz. Yollarımızı birleştiren kader bizimle oyun oynuyor. Yardıma ihtiyaç duyduğum zamanda onun karşıma çıkması sıradan bir tesadüften uzaktı.

"Bu tür şeylere pek itimat etmem." diye devam etti aynı ses tonuyla. "Asaf biz hastaneden çıkacakken sonucu söyleyince şaşırdım."

'Uyumlu'

Günlerce aklımı meşgul eden lanet kelime.

"O günden sonra ne yaptığımı bilmiyorum. Pişmandım diye düşünmeden hareket etmeye başladım. Seninle konuşup suçumu itiraf etmek yerine geceleri gizlice uzaktan evini gözetledim. Saçma gelebilir ve sadece vicdanla ilgisi yok bu durumun, şiddet görüyordun başına bir iş gelmesinden korktum."

"Tanımadığınız bir kadını düşünmeniz garip, size inanmasaydım böbreğimin başına bir şey gelmesinden-"

"Sana karşılıksız yardım etmek istiyorum. Böbreğinle, hatamla bir ilgisi yok. Doğru bu." dedi beni susturarak. "Lütfen beni bundan alıkoyma."

CESUR/çürük koza(+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin