Herşeye Yeniden..

922 28 24
                                    

HEY!! SELAM. 2. KİTABIMIZIN İLK BÖLÜMÜ -GEÇ OLSA DA GELMİŞ BULUNMAKTA :D 1. KİTAPTAN BU YANA OKUYAN HERKESE TEŞEKKÜR EDERİMK. BU BÖLÜM AYRICALIKLI OLSUN DİYE İTHAF YAPMIYORUM DİĞER BÖLÜMDE İTHAFLAR KALDIĞI YERDEN DEVAM EDİYOR :) İYİ OKUMALAR.

MEDIADAKİ PARÇAYLA OKUYUN LÜTFEN :) MOBİL OLANLAR İÇİN DEMİ LOVATO FT. THE WAMPS - SOMEBODY TO YOU :) SİZLERİ SEVİYORUM :)

Briana'dan

Uyandığımda başımda 1 adet doktor, hemşireler, minik pizzam, Alex vardı. Sahi en son ne olmuşdu da ben burdaydım?

'Austin' Kısık sesim uzun süre konuşmadığımı onaylıyordu. Uzun süre konuşmadığım için de boğazım yandı. Herkes ağlamış gözlerle bana bakıyorlardı. Oh, Tanrım! Biri bana ne olduğunu açıklayabilir mi? Austin sorumu cevaplamadı. Neydi ki bu kadar önemli olan. İşin garip yanı ben hiç bir şey hatırlamıyor olmamdı..

'Lanet olsun! Ne oldu bana! Biri derhal açıklayabilir mi?!' Beklediğim gibi olmuş, Dayanamayarak patlamıştım. Bağırma değildi. Kükremeydi! Neler olduğunu bilmemek, boşluk hissetmekten daha kötüydü sanırım. Bir felaket habercisi gibi..

'Emıly nerede?' sorumun üzerine herkes afallamış gözüküyordu. Yavaş yavaş beynim yerine oturuyordu. Oturdukça da neler olduğunu hatırlamaya başladım. Kesik kesik hatırlamya başladım. Austin'in ailesiyle tanıştığımızı, ve görüşmenin çok iyi geçtiğini. Bunlar aklıma gelince yüzümde bir sırıtış oluştu. Fakat 5 dakika sonra silinmişti. Aklıma o anlar gelince seslice yutkundum. Kaza yapmıştık ve ben ilk bayılan olmuştum. İnanın burda ne kadara yattığımın, aileme haber verilip-verilmediğinin hiçbiri hakkında fikrim yokru. Tek bildiğim, Austinin tekrar benimle birlikte olduğuydu. Sadece benim..

'Şu anda yoğun bakımda. İyiye gidiyor durumu. Fakat bacağı kırık ve.. '

'Ve ne!'

'Bacağı bundan sonra dans edemeyecek. Tekerlekli sandalyede bile kalabilir. Uyanınca bacağını hissedip hissetmediklerine bakacaklar.' Austin'i dinlerken gözümden bir yaş süzülmüştü. Küçükken Emily hep profesyonel bir dansçı olmak isterdi. Şimdi ise.. Ah Tanrım! Sen yardım et. Alex'e baktığımda boş boş uere bakıyordu. Ne yapabilirdi ki? Sevgilisi orda kımıldamadan yatarken, burada beni mi eğlendirecekti? Tabiki de hayır. Şu an an ona en çok destek verilmesi gereken zamandı.

'Alex' Demele iki saattir baktığı yerden kafasını kaldırıp bana gülümsedi. Gülümsemesinin sahte olduğunu herkes anlayabilirdi. Gülümsemele kollarımı açtım. Gülümsemesi büyürken yürüyordu. Austin'e baktığımda kaşalrtı hafiften çatılmıştı. Kaşının yanında yarabandı vardı. Yarabandının kaplayamadığı kapuklardan kazanın sonucu bir kesik olduğunu anlayabiliyorsunuz. Şimdiye kadar farketmemem... İlginç! Austin'e daldığımda belimde 2 kol hissettim. Tabi ya, Alex. Ona sarılınca 'güvendesin' anlamında sırtını sıvazladım. O da yanağıma bir öpücük bırakıp geri çekilmişti. Çekildiğimde gülümsemiştim. Oda beni tekrar edip gülümsemiş ve sizi yanlız bırakayım hem de Emily'e bakarım deyio gitmişti. Şimdi özlediğim kokusunu çekme vaktiydi.

'Bebeğim. Daha iyi misin?' Austin'i seviyordum. Bana şefkatle yaklaşmasını, kendi tercihlerimi kendim yapabilmemi. Doğrusu da buıydu zaten. Beni sıkan, yok şunu giy bunu giyme gibisinden olan erkekleri asla sevmemiştim, sevememiştim. Austin asla 'Sevgilime benden başka erkek -en yakın arkadaşı olsa bile- sarılamaz!' diyen odun tipli adamlardan olmamıştıo. Kardeş dediği en yakın arkadaşını kıskanmak çok aptalcaydı. Kızlar bu tür erkeklere nasıl katlanıyor hala anlam verememiş durumdaydım.

'İyiyim sevgilim. Sen nasılsın ve ben ne zamandan beri burada yatıyorum?' Derken iki kolumu da boynuna doladım. Yanağıma büyük ve sulu bir öpücükten bıraktıktan sonra konuşmaya başladı;

-Tam olarak 3 hafta, 5 gündür burada yatıyorsun bebeğim. Bense senden oldukça iyiyim. Sadece başımın arka tarafında 3 dikiş ve anlımdada bir yara badı var görüldüğü gibi.' 3 hafta 5 gün deyince gözlerim faltaşı gibi açılmıştı. Neredeyse 1 ay! 1 aydır burada kıpırdamadan sadece uyuyp serum mu alıyordum? Bu arada Austinin saçının artasından elimi gezdirdim. Elim sargı bezine gelice inlemişti. İnleyince elimi hızla çektim ve yanağına büsbüyük bir öpücük kondurdum. Ardından gelen karnımın gurultusu acıktığımın belirtisiydi. Austin gülünce ona ters ters baktım. Fakat susacağı yoktu. Kolumu karnına geçirmemle 1-2 adım tökezledi. Ne de olsa çok sert (!) vurmuştum. Austin hala gülemeye devam ederken konuşmaya başladm;

'Tanrı aşkına Austin! Karnımın guruldaması gayet doğal birşey. 1 aydır burada sadece serumla beslenen sen değilsin!' Haklıydım. Her zamanki gibi. Kızdığımı anlayacın kocaman sarılıp yemek almak için aşağı indi. Emily'i merak ediyordum ve Alex hala gelmemişti. Austin gelince 1 paket pizzaayı -her zamanki gibi- masaya bırakmıştı. Doğrulmaya çalışmamla sırtımda müthiş bir ağrı oluşmuştu. Acıyla inlediğimde Austin bana daha dikkatli olmam gereken şeyler söylerken beni doğrultmuştu. Açıkcası Austin'i dinlemiyordum. Tek düşündüğüm Emily'di. Bana yürüyen sehpayı önüme getirince yanında poşet olduğunu gördüm. Market poşeti gibi. İçini açtığımda ise yüzümde engelleyemediğim bir sırıtış meydana gelmişti. İçinde en sevdiğim cipsler çikolatalar ve 2 tane 2,5 litrelik kola duruyordu. Austine baktığımda konuşmaya başladı;

'Giderken doktorunla konuştum. 2 gece daha buradayız. Sıkılmayalım diye 2 tane film, ve bunları aldım. Gece güzel geçebilir. Tabii film izlemek yerine başka şeyler yapmak istersen orası ayrı ;)' Demesiyle günün ikinci dirseğini benden yemiş oldu. Yemin ediyorum arsız bu çocuk. Arsız! Kolaları plastik bir bardağa doldururken Austin çoktan pizzalara başlamıştı bile. Kolasını uzatınca filmi başlatmaya başlamıştı. Romantik komediydi sanırım. Bu arada kapı tıklanınca mecburen Austin filmi durdurmak zorunda kaldı. Gel deyince. İçeriye yavaş yavaş giriyordu. Onu görünce dehşete kapılmış bir şekilde bakakaldım..

One Step Closer To Death (LLAF) '2'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin