Kargaşaya doğru

7 3 0
                                    

Kapı kırılacakcasına yumruklanıyordu. Dehşet aniden kalkıp kapıyı açtı. Elinde kahve ile Yarımlık ve yanında bir kız içeri girdiler. "ya tabii buyur. müsayitim" diye söylendi Dehşet.

"Yarı çıplak musafir mi karşılanır?"dedi kız

"sabahın köründe çat kapı gelirsen donsuzda bulursun buna şükret" diyerek tişörtünü giydi Dehşet. Yarımlık kahveyi ve yakmış olduğu sigarayı uzattı. Dehşet oturdu kahveden ve sigaradan birer fırt aldı. Yarımlığın konuşmasını bekliyordu, Yarımlıkta bir sigara yaktı.

"bu kız kim sabahın köründe gelmezsin bana Yarımlık hatta hiç gelmezsin. Sorun ne?"

"dünkü çocuğun ablası oluyor. Bizim sokağın liderinin kardeşinin çocukları"

"Öncelikle başın sağolsun. Elimden çocuğu vuranı vurmaktan başka bir şey gelmedi."Sigarasından derin bir nefes çekip Yarımlığa dönerek devam etti "oğlum iki mahalle arasında savaş benlik değil. Parl'lı severim. Çocukluğum orada geçti ama olay benlik değil. Ne diye getirdin kızı"

"Ben istedim. Anlatmışsın herşeyi ama tekrar duymam gerekiyor. Evet senlik değil. Adamı vurduğunu Gagalilerde doğruladı. Hatta adamı öldürdüğün için bir şey yapmayacaklarını söylemişler. Ben duymak istiyorum. Şehir dışında okuyordum, hep uzakdurmamı sağladılar. Anlamama yardım et. Senin ne önemin bir önemin varsa senin yapacağın teslimatta kardeşimi nasıl infaz ediyorlar. Bir adamlarını vurduğunda neden sana bir şey yapmayacaklarını söylüyorlar."

"üç"

"ne?"

"üç adamlarını öldürdüm. Bir önemim olup olmadığını bilmiyorum. Ben sokakların çocuğuyum. Ben yürümeyi öğrendiğimde dolaşmaya başladım o sokaklarda... elimle bir şey tutmayı öğrendiğimde bıçak verdiler elime... her mahalleye girip işlerini yaptım. Çünkü polise yakalanmamayı, güvenli kısa yolları ben biliyorum. Liderleri olsa benim işimde infaz etmemesi gerektiğini bilirdi. Onlarda senin gibi bu işlerde yeni beni ismen biliyorlar. Açıkcası savaşa hazırlar. Ne hüsümetiniz var sikimde değil. Benim işimde öyle bir olay olmasının cezasını çekerler ki üç adamlarını kaybettiler. İşlerini yapma konusunda da güvenimi... sen babana hüsümetinizi sor ve sokaklar arası savaş tam patlak verdiğinde o okumaya gittiğin başka şehire git. Hadi mahallene" sigarasından son dumanıda çekip pencereden aşağı izmariti attı ve Yarımlığa dönerek "Bir daha sabahın köründe biri beni anlamsız şekilde suçlamaya senin yanında gelirse belanı sikerim"

Yarımlık ve kız kapıdan çoktan çıkmışlardı. Dünkü olayın üzerine birde kızın suçlayıcı konuşması iyice canını sıkmıştı.

Can sıkıntısı azalıp biraz kendine geldiğinde kendini Gagalilerinin orada buldu. Sigara paketini çıkartı bitmiş olduğunu gördü küfürler savurarak bir dükkana girdi. Dükkan sahibi bir yabancıya karşı hazırlıklıydı. "Tezgahın altında ki pompalıyla beni vurana kadar seni iki kere öldüre bilirim" diyip dövmelerini açtı.

"kusra kalma, savaş çıkartmışlar tedbirli olmak gerekiyor. Ne vereyim?"

"Bir paket sigara ver ve birini Reis'e gönder. 'Dehşet geldi' diye söylesin. Dükkanın önünde bekleyeceğim."

Dükkanın önüne çıktı, paketten sigarasını çıkartıp yaktı. Derin derin içine çekiyordu. Filmde izlediği sahne gelirdi derin derin çekerek içtiğinde, "bir gün sonum şu sigaradan olcak" diyordu orada ki adam. Dehşet'te kendi için öyle düşünüyordu, sonu sigaradan olacaktı.

Üç kişi Dehşet'e yaklaştı, Reis'e götüreceklerdi. Ne adamlar ne Dehşet konuştu. Mahallede herkes temkinliydi. Reis'in evine geldiğinde evin önünde fazla olan korumaları gördü. Dehşet'i arayacaklardı. Dehşet dövmelerini gösterdi, adamlar geri çekilirken Reis'in kızı çıktı ve "siz ne yapıyorsunuz! kimsenin bir ayrıcalığı yok. Ne bakıyorsunuz arayın ve silahını alın!" diyerek kükredi. Adamlar bir birine baktı, sonra Dehşet'e baktılar. Çekinerek yaklaşıyorlardı ki

"Tamam! Dehşet hoş geldin."

"aama bab..."

"Aması yok. Adamın teslimatında yapacağını yapmışsınız zaten buraları öğrenirsin diye düşünüyordum fakat sen inat etmekte kararlısın şimdi açılın işini mahfettiğiniz için mahallenin Reis'i ile görüşmeye gelmiş. Kızıyla ya da Reis'in kuzeni ile değil."

Dehşet içeri girdi, Gagalileri pek sevmezdi. Sonradan zengin olup geldileri yerleri unutan olarak görürdü ama gelenekler devam ederdi. Dövmelere göre Dehşet musafir değildi, muamelede buna göre yapılırdı. Reis oturmasını işaret etti ve "evet Nihil'in Dehşet'i işi bozulduğu için cezasını kesmeye geldi. Kızımda bana benziyor demekki, dövmen onaylandığında bende babama itiraz etmiştim. Bende dikbaşlıydım, sonradan duruluyoruz. Ne kadar oldu o zaman on üç filandın galiba..."

"onbir ya da oniki sene oldu galiba... ceza kesmeye gelmedim. Zaten bir kaç adamını öldürdüm. Olayları anlamaya geldim."

"senin anlayacağın bir şey yok pis dönek! Her yerin dövmesine sahipsin diye elini kolunu sallayarak giremezsin mahalleme hele ki adamlarımı öldürdükten sonra hiç giremezsin"

Dehşet arkasını döndüğünde Reis'in yeğenini gördü. Silahını doğrultmuştu. Dehşet, Reis'e dönerek "kuzenin de sana benziyor, ilk söz dalaşımızda sende silah doğrultmuştun bana"

Dehşet hızlı bir hareketle silahı alıp çocuğu yere serdi, silahını çekti. Reis'in adamları silahlarını davranıyorken Reis "Karışmayın!"

Dehşet çocuğa baktı "bir daha bana silah çekersen bekleme vur ama öleceğimden emin ol. Yoksa sonuçlarına katlanacağın bir hayatın olmaz" diyip silahını geri yerine koydu.

"yönetimi erken bırakıyorum Dehşet. İşini bozduğumuz için zaten işimizi uzun süre yapmayacağını biliyorum. kızım ve yeğenim evleniyorlar. Onlar yönetecek ve geçmişteki sonuçlanmamış hüsümeti sonlandırma kararı almışlar. Savaş bittikten sonra seninle iş yapmanın karlı olduğunu tekrar iletirim."

"eyvallah Reis, ama savaş çok sıkıntı olacak. Her yerde işi olayı bilmeyen var. Her iki taraftada var. Tüm Nihil'i savaşa çekmemeleri gerek. Yönetmesende başlarında duracağını düşünüyorum. Ha bu arada bir ara yara izinin hikayesini yeğenine anlat. Bir daha yaparsa kendisinin yeğenlerine anlatcak bir hikayesi olmaz." diyip oradan ayrıldı Dehşet.

"Volkan! gerizekalı mısın? Evladım sen... Savaş istiyoruz, Nihil bizden sorulsun istiyoruz dedin. Kabul ettim. Kızımla evlendirip yönetimi sana vereceğim ama daha Nihil'in işleyişini bilmiyorsun. Gidip düşman olmaman gereken adama silah çekiyorsun!"

"Bilmiyorum amca! bilmiyorum! anlat ne bu herifin özelliği neden sokaklarda onun gibi olmak isteyen çocuklar var. Neden her mahallenin dövmesine sahip neden kendi evimizde adamlarımız o adamdan korkuyor"

"Dehşet Nihil'in tüm sokaklarında büyüdü. Tüm pisliğini görerek büyüdü. Tarafsızların, zenginlerin, bizim, Parl'ın aklına gelecek tüm sokakların içinde büyüdü. Onu öldürmeye çalışan herkesi bir şekilde yok etmeyi başardı. Onun dövmelerini onaylayan yöneticiler bizim mahalle hariç tüm yöneticiler yaşıyor ve mahallelerinin başındalar. Bir iş verirsin nedenini sormadan tamamen yerine getirir. Her yöneticinin evine girip çıkar çünkü bu zamana kadar güven kaybetmedi. Öldürsen ne olur biliyor musun? Sadece Parl'ı değil tüm Nihil'i karşına alırsın. Dehşet'i karşına alma savaş istemeyeceği için yanımızda durmaz. Dursa çok güzel olur ama en azından karşına alma"

"Yara? yara izin ?"

"Gençliğimde, babam mahallede yaşamayan yaşamayacak birinin dövmesini onaylayacağım dediğinde bende küplere binip silah çekmiştim. O zaman on üç yaşındaydı. Benden yaşca çok küçüktü, sana yaptığı gibi benide yere serdi ama onunda kanı deli akıyordu. Ateş etti. Babamın gözü önünde... babam 'şunu tedavi ettirin!'diye bağırdı sonra 'kendinden on yaş küçük çocuk seni alt etti ve kendi silahınla seni vurdu' dedi. Ben hiç kin gütmedim, gütmemde güçlüysen alt edersin güçsüzsen sonuçları olur."


Nihil şehriWhere stories live. Discover now