Sakin ol

13 3 0
                                    

Gözlerini açtığında pencereden gelen güneş ışıkları odayı çoktan doldurmuştu. Sokağın gürültüsü şehrin çoktan canlandığını insanların hayatlarına geçim dertlerine başladığının haberini veriyordu. "Para kazanmalıyım" diyerek yataktan kalktı hızlı bir kahvaltı ve hazırlanma faslından sonra evden çıktı. Ev şehrin tam orta noktasında fakir ve zengin Nihil vatandaşlarını ayıran sokakta bulunuyordu. Ailesi öldürüldüğü için zengin biri tarafından şehrin lüks okuluna gitmişti zengin kısmın sokaklarını insanlarını bu şekilde tanımıştı. Fakir kısımda ise okuldan sonraki zamanı geçmişti. Bekleyeni, merak edeni geç kaldığında kızacak kimsesi olmadığı için sokaklar keşfetmek için çok güzel alanlardı öylede yaptı. Her sokağı her yolu her çıkmazı biliyor. Şehrin içinde her boktan noktayı iyisinden kötüsüne her insanı tanıyordu. Ailesinin öldürülmeden önce bıraktığı tek şey ev olmuştu. Ailesini kaybettiğinde daha bebek olmasına rağmen evde fazla vakit geçirmeyi sevmiyor, bunalıyordu. Ne yapması gerektiği düşüncelerine dalmışken isminin söylenmesi ile kendine geldi. "Dehşet!"

Arkasına döndü. Kafeci Hilmi kapıdaydı devam etti "Dehşet, geçtin gittin oğlum. Kahven hazır" diyerek içeri girdi. Dehşet dalğınlığın etkisinden kurtulmaya çalışırken kafeye doğru ilerledi. Her sabah içtiği filtre kahvesi hazır bekliyordu. Parasını ödedi ve teşekkür edip yola devam etmek üzere çıktı. Dehşet her sabah aynı saatlerde geçer ve Hilmi den kahve alırdı yıllarca bu bir düzene oturdu. Hilmi geleceği geç saati bilir beklemesin diye üç dört dakika önceden hazırlardı. O kadar çok tanıyordu ki geç kalacağı günleri bile biliyordu. Dehşet kahvesini yudumlayarak yola devam ederken şehrin alt kesimlerine doğru iyice girmişti. Dehşet Parl sokağının başına geldi. Şehirde en sevdiği yer burasıydı. Nihilliler sokağın kötü ününden dolayı pek uğramamaya çalışırdı. Dehşet'in çocukluğu bu sokaktan çıkmayarak geçtiği için herkes tanırdı rahatlığı bu yüzdendi. Sigarasını çıkardı ve yaktı derin bir nefes çekti, dumanı üfleyerek seyretti. Yarımlık lakablı arkadaşını bekliyordu, ismini kimse bilmiyor herkes Yarımlık diye sesleniyordu. Dehşet yıllarını geçirmesine rağmen sormamıştı. Pek meraklı değildi. Zamanını geçirir, işlerini halleder belaya bulaşmadan giderdi. Parl sokağındakiler bu yüzden Dehşet ile iş yapmayı severdi. Sokağın biraz ilerisinde Yarımlık gözüktü, Dehşet 'e işaret ederek arkada buluşcaklarını haber etti. Dehşet sağındaki harabe binanın kapısına doğru ilerledi. Kapı açıldı, Dehşet eve girdi ve ardından bahçe kapısını açarak dışarı çıktı. Diğer evlerin çevrelediği hiç bir yerden görülmeyen büyük bir bahçe yeşillik. Nihil'in iç kısımlarında bulunmayacak güzellikti. Parl'lılar bunu bildiği için herkesten saklamak adına çevresine evler inşaat etmiş fakat o alana dokunmamıştı. Yarımlık başka bir binanın kapısından çıktı yanında Dehşet'in ilk kez gördüğü on altı yaşlarında bir erkek çocuğu ile geldi. Elini dehşet' e uzattı selamlaşırken "en sevdiğim dostum. Parl da yaşamayan ama en iyi Parl elamanı ile tanış ufaklık"

"Kim bu yeni mi yetiştiriyorsun"dedi Dehşet. Çocuk Dehşet'e hayranlıkla bakıyordu, Parl da Yarımlık sayesinde Dehşet'in abartı hikayeleri ile büyüyordu yeni nesil. O sırada bahçeye mahallenin büyüklerinden Demirci geldi. Dehşet "iş vakti" diyerek tekrar bir sigara yaktı ve Demirciye doğru ilerledi. Selamlaşma faslını sevmeyen Demirci "Dehşet yeni bir iş var. Fakat bu sefer Yarımlık ile gitmiyorsun. Geçen büyük bir kavgaya karıştı duymuşsundur. Çok dikkat çeker bu yüzden çocukla gideceksin. Çocuğun senden öğrenecekleri var." Dehşet ufak çocuğa baktı, beş altı sene önce o yaşlardaydı ve çocuğun gözünde ki hevesi fark ediyordu. Demirciye baktı "Tabii abi sorun yok. Yeni iş riskli değilse rahat oluruz. her zamanki yere mi teslimat" Demirci el işaretiyle içerdekilere paketi getirmelerini emretti. Paket geldi, demirci çıkardı. Taşlar parıltısıyla göz kamaştırıyordu, bu işin en iyisi bile sahte olduklarını anlamak için çok zaman harcardı. Demirci tekrar Dehşet'e baktı ve "bu sefer Gagali. Orayı biliyorsun ne kadar sevmesende" Dehşet ifadesizliğini bozmayan halinden taviz vermesede içindeki öfke artıyordu. Gagali sonradan zenginlerin sokağı polislerin Parl dan sonra en uğrak noktasıydı Gagali teslimat zor olcaktı. Dehşet tekrar çocuğa baktı " Tek seferlik iş için zor yer ufaklık. Yarımlık ile çalışırım normalde o yüzden ne öğrene biliyorsan öğren. Ben senin hakkında bir şey bilmek istemiyorum. İsmin benim için Ufaklık. Ufaklık gel, Ufaklık git başka bir şey yok" Çocuk bu sert tavırlardan dahi hayranlığını kaybetmemiş şekilde baktı ve başıyla onayladı. Dehşet çantayı çocuğa verdi, çocuk dikkatlice taşları yerleştirdi. Taşların içinde ne olduğunu sormaz, teslimatı yapar kendi payına düşen parayı alır gerisini Parl'lı ortağına verir ve yolları ayırırdı. Çocuk sağsalim döner mi dönmez mi diye düşündü ama sonradan umursamayacaktı. Çantaları yüklendiler ve Parl dan çıktılar. Ara sokaklar, tenha yerler polisin aklına gelmeyecek yollardan geçiyorlardı. Dehşet çocuğa yolları, başlarına gelebilecek kötü olaylarda ne yapsı gerektiğini anlatıyor. Çocukta en sevdiği ders anlatılıyormuşcasına dikkatle dinliyordu. Gagali'nin tenha giriş yerine geldiler. Dehşet kolunda ki dövmeyi açtı. Şehir o kadar parçaya bölünmüştü ki her yerin kendine ait bir sembolü vardı. Kimin nereden olduğunu anlamak o dövmelere bakılarak yapılırdı. O dövmeler Sokak yönecilerinin kontrolünde yapılır onaysız yapılmazdı. Dehşet bir yere bağlı değildi ama her bölgenin dövmesini alabilecek kadar sokaklarda işler yapmıştı. Dövmelerin birleşiminden kocaman bir dövmesi olmuştu. Şehirde herkes bilirdi. Yanlarına hemen iki kişi geldi, tavırları rahatsızlık veriyordu. Çocuk biraz ürkek bakıyordu etrafına eli belinde duran bıçağın kabzasındaydı. Dehşet "elini ordan çek" dercesine baktı. Adamlar Dehşet'i ve dövmesini görünce gidecekleri yeri gösterdi. Buluşma noktasına geldiler, her bir yerini bildiği bölgeye baktı Dehşet. Bir terslik vardı, yakın zamanda polis gelmiş olabilir diye düşündü. Kalabalık olmalarının başka açıklaması olmasına yoruyordu. İki kişiye bu kadar insan olmasının başka açıklaması olmalıydı sonuçta bir teslimat ve iş söz konusuydu. En kötü yer bile olsa Dehşet'e zarar verme girişimi önce Parl ve iş yaptığı diğer sokaklar tarafından hoş karşılanmazdı. Gagali yöneticisi bunu biliyordu. Gizlice izlemeye çalışan herkesi tek tek saydı Dehşet ve çantada ki tabancalarını önlem amaçlı belinde ki kabzalara yerleştirdi. Gagali yöneticisinin oğlu olmadığı için kızı ve erkek yeğeni karşıladı Dehşet ve Ufaklığı

Kadın yönetici hoş olmayacağı için oğlan göstermelik simge gibi orda duruyordu. Kız bir adım öne gelerek " Meşhur Dehşet ile böyle ayak üstü tanışmak biraz ayıp oldu. Herkesin onu bildiği ama onun kimse ile ilgilenmediği gerçeği varmış. Babam öyle anlattı bu yüzden biz seni sende bizi tanıyormuşsun gibi yapalım ve direk işe geçelim. İlk işim ve işin müçcesi biraz düşük kusura bakma"

"ilk olduğu belli teslimata dikkat çekecek kadar adamla gelmenden anlaşılıyor"

kızın surat ifadesi fark edilmeyecek kadar az da olsa değişti "dedikleri kadar varsın. o gerizekalılara gizlenmelerini söylemiştim. Dediğim gibi ilk işim ters bir şey olmasını istemem. Hadi yapalım" diyip başıyla yanındaki adama işaret verdi.

Dehşet'de çantasını çocuğu verdi. Çocuk çantayı aldı teslimatı yapıp para çantasını almak üzere ileri doğru yürümeye başladı. Dehşet gizlenmeye çalışan adamlarda ki hareketlenmeyi fark etti. Refleks olarak elleri silahlarına doğru gitti. O sırada Kız elini havaya kaldırıp yumruk yaptı. "Siper al!" diyerek bağırdı Dehşet. Silah sesleri sözünü keserek geçti. Siper alırken Çocuğun yere düştüğünü gördü. Çatıda bir kaç adamı vurup arkasını sağlama aldı. Kız "sadece çocuk! sadece çocuk!" diye bağırarak içeri doğru hareketlendi. Dehşet adrelanin patlaması yaşıyordu. "sakin olmalıyım. sakin olmalıyım. neden! neden küçüçük çocuk! benlemi hüsümetin!" diyerek bağırdı. Gizlenen adamlar çocuk vurulduğu için yerlerini terk ediyordu. Oğlan "senle değil çocuğun babasıyla Parl dakilerle!" diyerek içeri doğru geçiyordu. Dehşet silahını doğrulttu onlara doğru, adamlarda ona doğrulttu. Dehşet " bu işlerin işleyişi bu değil! savaş çıkar! o çocuğun babasının Parl daki yerini bilmiyorum. Ama siz iki aptal Parl'a savaş açtınız!

"Evet! babam artık yaşlandı. Hüsümeti bana kaldı. Nihil de barış olduğunu ne zaman gördün! bu iş Gagali ve Parl arasında senle ilgisi yok. İsteseydim seni de öldürürdüm!"

Dehşet dövmesinde Parl'ın işaretini gösterdi

"O dövmede Gagali'ninde işareti var. unutma! Para ve mal orada kan parası olarak alsınlar"

Dehşet Ufaklığın ve parayı taşıyan Gagalili diğer çocuğun cesetlerinin yanına doğru harekete geçti. Gagalili iki adamda o yöne doğru ilerliyordu. tehdit olmadıkları, korktukları ve Gagalili çocuğun cesetini almaya geldikleri belliydi. Dehşet önce ulaştı. Para cantasını aldı, malın olduğu çantaları bıraktı. Ufaklığın cesetini kucakladı. Gagalililerde ulaşmış, bir tanesi çantaları diğeri çocuğu sırtlanırken çocuğu sırtlanan "bu çocuğuda nasıl vurmayı becerdin" Dehşet çocukları vuranın çantayı tutan olduğunu anladığında belinden tabancayı çekip dönüp ateşledi. Çocuğu sırtlanan reflesk olarak silahını çekti. Dehşet silahı ona doğrulttu "ikisi için bir kurşun daha harcaya bilirim"

adam silahını indirdi, Çocuğu sırtlanıp arkasını döndü gitti. Dehşet de yoluna devam etti.

Parl'a ulaştı, çocuğu sırtından aldılar. Bahçeye girdiğinde herkes onu bekliyordu. Olayları anlattı ve para çantasını attı. Geri dönüp yürürken "payını evine Yarımlık bırakır. Neden böyle olduğunu araştıracağım."

Dehşet sigarasını yaktı ve Parl dan evine doğru yol aldı. Çok sevdiği ve çok nefret ettiği sokağın normal hali olmasına rağmen ölümler son bulurmu diye sorguladı kendini...

Nihil şehriWhere stories live. Discover now