b

1.2K 91 15
                                    

Merhaba... güzel adam,

Hiç okumayacağını bile bile yazıyorum. Ne sen okuyacaksın yazdığım bu kâğıt parçalarını, ne de ben göndereceğim sana. Sadece içimi dökmek istiyorum, sanki okuyormuşsun, sanki birbirimizi tanıyormuşuz gibi...

Her gördüğümde gözlerinden öpmek istediğim kızın, senin çocuğun olduğunu anlamak zor değil. Sürekli "Baba, baba." diye çekiştirip kolundan, tuhaf tuhaf şeyler soruyor sana. Diyor ki mesela "Bir gün güneşte yaşayabilir miyiz? Ne güzel olur, sıcacık." Hâlbuki bilmiyor güneşin ne kadar sıcak, ne kadar acımasız olduğunu. Ya da bulutların üstünde yürüyüp yürüyemeyeceğini soruyor heyecanla. Sen ise sadece dönüp, şefkatli bir şekilde gülümsüyor ve nazikçe bunun imkânsız olduğunu söylüyorsun.

İsmine yaraşır sorular sorması beni gülümsetirken "Haneul..." diye geçiriyorum içimden. Ne güzel ismi var, gökyüzü.

Öpüyorsun arada bir Haneul'ın yanaklarından. Okuluyla ilgili sorular sorup, saçlarını okşuyorsun. Babalar hep böyle midir, diye düşünmeden edemiyorum. Babasız büyümüş olmak bu sorunun cevabını vermemi zorlaştırıyor. "Umarım," diyorum fısıltıyla. "Umarım her baba böyledir, senin gibidir." Ancak vapurdan indikten sonra gerçek dünyaya odaklanmam gerektiğini hatırlıyorum. Etrafımda gördüğüm her ebeveyn senin gibi değil ve bu canımı sıkıyor. "Umarım," diyorum tekrar, içimden. "bir çocuğum olur da, ona senin gibi bir baba olabilirim güzel adam."

letters to the beautiful man ☸ yugbamTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon