🌸Gul-i beyabani orijinal varyantiyle de karşımıza çıkan bu muhayyel mahlûk, gezginlere ve yolculara uğrayıp onları mahveden canavardır.
🌸Daha sonraları Anadolu kültüründe ahubabayla beraber anılmaya başlamış ve insan yediği düşünülen kocaman, uzun sakallı ve asalı bir dev olarak tasavvur olunmuştur.
🌸Bazı Türk halklarının geleneksel demonolojik görüşlerine göre, her zaman kadın kılığında olduğuna inanılan mitlojik bir varlık. "Guleybanı" ve "Aleybanı" şeklinde de rastlanır.
🌸Adı hurafelerle ilgili olarak "Gulyabani", korkunç bir varlık olup, karanlık zamanlarda çölde ve mezarlıklarda koşan birinin gözüne canlı gibi görünür.
🌸Vücudu tüyle kaplı, kocaman, pis kokulu bu acayip varlığın ayakları tersinedir.
🌸Gündüzleri mezara girer.
🌸Geceleri ise hortlayıp çıkar.
🌸At binmeyi ve at kuyruğu örmeyi ve çocukları çok sever.
🌸Bütün vücudu sarı-kırmızı tüylerle kaplı bu insanımsı çirkin varlık, dağ yamaçlarında ve kimsenin olmadığı çöllerde akşam üstü ortaya çıkar.
🌸Avcılara yaklaşıp onlarla insan gibi konuşur.
🌸Bir şeyler ister sonra onlara güreş yapmayı önerir.
🌸Avcı kazanırsa "Gulyabani" sessizce çekip gider.
🌸Ama eğer o kazanırsa avcı, uzun zaman hasta yatacak demektir.
🌸Ya da çöllük ve harabe bir yerde yalnız başına yatan birinin ayağının altını yalaya yalaya kan çıkacak kadar inceltir.
🌸Sonra ölünceye kadar kanını içer.