Bölüm 11

167 5 0
                                    

Yazan:”^kim nes han^” 

Bölüm 11

Ölmek çok mu basit kaçardı benim için? Ya da en azından onun yüzünden olduğu için mi? Biliyorum ölüm tam bir kaçış ,cehalet,akılsızlık olur….Ama ilk kez sevmiş ve ilk kez aldatılmıştım ilk sevgilim tarafından…

Çok zordu farklı bir ülkede farklı insanların içinde olmak …Tek iyi tarafı ise kimseye ne olduğunu anlatmayışım ve zaten onların bunu sormaması…Doğru canım yanmıştı ve hala yanıyordu bu dört duvar otel odasında….

Biliyor musunuz beni aldatması değil ,onsuz sabahlara uyanmak yakıyor daha çok beni….

Ben ki zaten en başında başka bir sevgilisi olduğunu düşünüyordum ….ancak benim , bizim uyuduğumuz yatakta, bana sarılıp uyuduğumuz yatakta başka birisiyle beraber olmuştu….Salak ben ..Onun beni sevdiğini düşünmüştüm zekasız gibi….

Tam olarak ne kadar kadar süredir bu otel odasından dışarı çıkmadığımı bilmiyorum ama bir haftayı geçti onsuz uyandığım sabahlar….Telefonumu odaya girdikten sonra kapatmıştım ve bir daha hiç açmadım…Aslına bakarsanız Elif’in ,annemlerin beni merak ettiklerini biliyorum ama tek bir insan yüzü bile görmek istemiyorum …..

Onu düşünmekten alamıyorum kendimi….kokusu ,gülüşü,bana sakar demesini,o küçümseme tavırlarını…..

Bunları düşünürken birden büyük bir çığlık ile kapım açıldı….Sang Bum ve Elif…

“-Sen ne halt yediğinin farkında mısın ha? Bana haber vermeden nasıl kaybolursun ortalıktan…Kendini düşünmüyorsan neden beni düşünmüyorsun.!!!Başına bir şey geldi diye aklımı oynatıyordum ben ,senin haberin var mı ha?!!!”diye karşımda dikiliyordu Elif. Biliyorum birden gitmem çok düşüncesizce bir davranış ama onun yüzünü her gördüğümde acı çekmektense ….böylesi daha iyiydi.

“-Hayatım sakin olur musun? Nes’in haline bakar mısın? Perişan görünüyor zaten kız.”işte Sang bum imdadıma bu sözlerle yetişti.Elif ise bu söylediklerinden sonra bana dikkatlice baktı baktı ve baktı.En sonunda:

“-Ne yaptın sen kendine böyle?” deyiverişi fısıldar gibiydi. Ne olmuştu ki böyle bir cevap vermişti.

“-Ne yapmışım?”dedim masumca… ya da kırılmışcasına mı demeliydim…

Beni camın kenarında oturduğum yerden kaldırdı ve banyodaki aynaya götürdü…Ben bile kendimi tanıyamadım. Zaten büyük olan gözlerim şişip karpuz büyüklüğüne ulaşmış ve kenarları bildiğiniz ateş kırmızısına dönmüş ,içlerinden söz etmiyorum bile;göz altılarım patlıcan moru olmuş,yüzümden hiç gitmeyen gülümseme yerini düz bir çizgiye bırakmış,o herkesin imrendiği yanaklarım sarkmış,alnımda iki veya üç tane çizgi oluşmuş ve kaşlarım çatık hale geçmişti. Bildiğiniz bilmem kaç yaş yaşlanmıştım. Daha sonra Elif’e dönüp:

“-Bir önemi yok.”dedim ve yanından yürüyerek tekrar odaya geçtim.Kim Bum sanki ellerinin arkasında bir şey saklıyordu ama şu an bununla ilgilenemeyecek kadar umursamazdım. Birden Elif yine bağırmaya başladı.

“-Sen bu değilsin Nes! Kedine gel! Benim arkadaşım olan Nes sen değilsin..O tatlı, neşeli,sürekli gülen ,hiçbir şeyin peşini bırakmayan ve en önemlisi sürekli yemek yiyen birisiydi! Sense zayıflıktan ölecek halde benim arkadaşıma benzeyen birisisin ama sen benim arkadaşım olan Nes değilsin…BEN ARKADŞIMI GERİ İSTİYORUM!!”diyerek sarsmaya başladı beni..Gerçekten o kadar perişan halde mi duruyorum. Evet o kadar perişanım ama bunu Elif’in görmesi beni daha çok perişan etti.

“-Sadece düşünmeye ihtiyacım var Elif. Sadece düşünmeye ihtiyacım var..Siz hiç…şey…yani Hyun ile konuştunuz mu?”dedim başımı öne eğerek.

Hımm Adı Mı? Onun Adı XWhere stories live. Discover now