1

4.3K 65 18
                                    

''Beth!''

''Beth!Uyan!''

Birden yataktan fırladım.Neler olduğunun farkında değildim ve her tarafım sırılsıklamdı.Babam bana ''ne oldu?'' dercesine meraklı gözlerle bakıyordu.Babamın boynuna atladım ve titriyordum:

''Çok korktum baba! Seni kaybetmek istemiyorum! Senden önce ölmek istiyorum!Sen benim her şeyimsin! Beni asla bırakma!!!'' dedim nefes alamadan. Sesim çatlamıştı. Babam bana şefkatle:

''Beth,biriciğim. Sana bir şey olursa ben ne yaparım,hiç düşündün mü?Hem durup dururken bunları neden söylüyorsun?''

''Korkunçtu!'' dedim.''Berbat bir kabustu!''

Babam:

''Tamam geçti.Ben burdayım.'' diyerek bana sımsıkı sarıldı.Alnımdan öpüp beni uyuttu.Kapı sesini duyduğumda gittiğini anlamıştım.

Beni güne uyandıran şey penceremden gelen yağmur sesiydi.Saatime baktığımda alarmın çalmasına beş dakika kalmıştı.Kalkıp lavaboya doğru ilerledim ve suratıma su çarptım.Korkunç geçen bir geceden sonra iyi gelmişti.

Dolabımı açtım.Her zaman rahat giyinen biri olduğum için dolabımda genelde kot ve t-shirt'ler haricinde birkaç parça şey vardı zaten.Bir kotla gömleği üzerime geçirdikten sonra kahvaltı için aşağı indim.

Babam ve annemle pek kahvaltı etmezdim. Onların işi vardı ve erkenden çıkarlardı. Her zaman ki gibi gevreğimi yedikten sonra anahtarlarımı kapıp limuzinime doğru ilerledim. -limuzin derken hurda kamyonetimden bahsettiğimi söylemeliyim sanırım .- Arabayı çalıştırırken baya zaman geçmişti ve bu da benim işime geliyordu.Sonuçta okulda ne kadar az zaman geçirirsem o kadar iyiydi.Tabi arkadaşım Peyton'ı saymassak.Zaten sadece onunla eğleniyordum.

Sınıfa girdiğimde ilk işim Peyton'ı bulmaktı ve o da tabiki Isaac'in yanındaydı.

''Selam.'' dedim.Dikkatlerini üzerime çekmeyi başarmıştım.Çünkü onlar genelde birlikteyken kendileri haricinde kimseyi görmezlerdi. Doğrusu kendimi hiç böyle düşünemiyordum...

''Günaydııın!'' dedi Peyton sırıtarak.Isaac de günaydın anlamında tabessüm etti.Zaten pek fazla konuşmazdı bu çocuk.Ama konu futbolsa değişirdi tabi.

''Dünkü antremanın nasıldı Isaac?'' dedim.

''Takımda ben varsam nasıl kötü geçebilir?'' dedi.Kendince egosunu tatmin ediyordu beyefendi.

Biraz daha oyalandıktan sonra ders başladı ve o sıkıcı Mr.Weiss yine buradaydı işte.Kendime ''Dayanabilirsin Bethany,az. kaldı!'' dediğimde sadece iki dakika geçmişti.Neyse ki ders bitti derken, ''Neyse ki'' dediğime pişman olmuştum.Aklı fikri abazalıkta olan psikopat James yine bana sarkmaya gelmişti.

''Ne istiyorsun?'' dedim umursamazca.

''Bu akşam takılalım mı?'' dedi.Takılmak...Onun sözlüğünde bu kelimenin çok farklı anlamlar taşıdığına emindim ve kesin bir dille ''Hayır.'' dedim.Beni şaşırtarak:

''O zaman bugünlük bir şey yapmayalım tatlım.Başka birine sözüm var.Eğer akıllılık yaparak bu akşam benimle takılsaydın onu bırakacaktım.Yine de hayallerimde olacaksın.'' dedi göz kırparak.Iyyyk.Sapık.Asla boş duramıyor ve tatmin olmuyordu.Neyse en azından bugün şanslı günümdeydim -takılacağı kız için aynı şeyi söyleyemeyeceğim-.Normalde beni bir yerlere de sıkıştırabilirdi.

Çok acıkmıştık ve kafeteryanın yolunu tutmuştuk bile.Püremi yemeye başlamıştım ki aklıma bugünün annemle babamın evlilik yıldönümü olduğu geldi.

''Hey Peyton, akşam sinemaya gidelim mi?Bugün annemle babamı yalnız bırakmak istiyorum.''

''Neden?'' dedi kaşlarını anlamlı bir şekilde kaldırarak.

''Evlilik yıldönümleri de ondan'' dedim.Gözlerini kırpıştırıp o masum yüz ifadesini takındı ve:

''Isaac de gelebilir mi?'' dedi -ve tabiki son heceyi uzattı.-Ah...Hayır olamaz.Birkaç kere ikisiyle birlikte sinemaya gitme hatasında bulunmuştum.Ve hayır.Bir daha Isaac'in tuhaf iniltilerini duymak istemiyordum.

''Peki,gelsin'' dedim iç geçirerek. Lanet olsun!Yine hayır diyemedim işte.

Sinemadan çıktığımızda Isaac'in gelememesine sevinmiştim -son dakikada antremanı çıkmıştı- ayrıca midem bulanmadan filmi izlediğim için de mutluydum.Peyton için aynı şeyi söyleyemem.Film boyunca oflayıp poflamıştı.

Biraz daha vakit geçirmek için geç saatlere kadar takıldık.Ailem kasabamız küçük olduğu ve çoğu kişiyi tanıdığımızdan eve geç gelmeme ses çıkarmıyordu.

Eve doğru yola koyulduğumda etraf baya karanlıktı.Zifiri karanlık. Sanki bugün hava bir değişikti ayrıca. Verandanın merdivenlerini tam çıkıyordum ki arkamda,omuzlarımın üzerinde iki güçlü el hissettim....

Arkadaşlar bu bizim ilk romanımız yani ilk deneyimimiz.Gerçekten çok heycanlıyız.Bu bölümü arkadaşımız Serra'ya adıyoruz ve diğer arkadaşlarımız Sena'ya özellikle de Beyza'ya çoook teşekkürler.Kız bizim nazımızı çekti durmadan karakter aradı.Sağolasın Beyza.Bu arada Serra'ya bir de yorumlarından dolayı teşekkürler.Bir de sizin yorumlarınız ve votelarınızı bekliyoruz.Sizi şimdiden çoooook seviyoruzUmarız beğenmişsinizdir...

KöleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin