“ Sabiha şöyle güzel bir kahvaltı sofrası kurun şu terasa, hadi kızım, gelinle damat kalkmadan hazır olsun.”dedi Nurten hanım sabah kahvesinden bir yudum aldı, tam o sırada Aslı ağır adımlarla , büyük odadan içeri girdi ve oturma odasını incelemeye başladı.
Oda boydan boya antika divanlarla döşenmişti yerde oldukça pahalı el dokuması kilimlerden serilmiş üzerinede bakırdan yapılmış masa şeklinde yuvarlak tepsi konulmuştu.
Gel kızım geç otur bakalım yanıma,”Aslı Nurten hanımın gösterdiği yere oturdu. “Kızım erkencisin saat daha yedi buçuk Yağız oğlan daha kalkmadı mı?”diye sordu Nurten hala anaç gülüşüyle Aslı birden bire onu kendine çok yakın hissetti Nurten halanın sıcacık gülüşü kalbini ısıtmıştı adeta “şey bilmem ben onu hiç görmedim Nurten hanım “ Aslının bu sözleri Nurten hanımı oldukça şaşırtmıştı , ama sonucun böyle olacağını tahmin etmişti bunun üzerine bu konu hakkında konuşmamaya karar verdi Aslının Alinın kalbini yumuşatacağından adı gibi emindi . “Nurten hanımda ne demekmiş öyle sende Ali gibi bana hala de !” Aslı dışarıdan sert otoriter görünen bu kadının ona bu kadar sıcak davranmasını beklemiyordu bu yüzden oldukça şaşırmıştı ama halinden memnundu.
* * *
Neriman hanım büyük odaya girince Gelin ile Nurten ablanın kaynaştıklarını gördü oğlu gibi o da bu kızı hiç istememişti ama ne kadar itiraz ederse etsin sözü para etmemişti.
Odaya girdiğini fark eden kız utangaç bir biçimde ayağı kalkmıştı “iyi en azından adetlerimizi biliyor “diye geçirdi içinden Bu Mardin de adetti düğün sabahı gelin kaynanasının elini öperek ona saygılarını sunar , kaynanada elini uzatarak saygısını kabul ettiğini gösterirdi.
Neriman hanım istemeye isteme ye elini uzattı Aslı elini öperken oda kızın giydiklerini inceliyordu koyu renk bir kot pantolon ile kırmızı bir gömlek giymişti bu Mardinde evli kadınlar için pekte uygun olmayan bir giyim şekliydi .
Evli kadınlar ya tek parça yöresel elbiselerden yada diz hizasında etek giymeleri gerekirdi.
“Kızım senin elbisen veya eteğin yok mu?” Neriman hanımın düşmanca bakışları Aslıyı utandırmıştı “yok Neriman hanım sadece pantolonlarım var “ dedi Aslı soğuk ve resmi bir ifadeyle , bir yandan da kıyafetlerini inceliyor “acaba hoşuna ne gitmedi ?” diye düşünüyordu . Neriman hanım gelinin ona hanım diye seslenmesine oldukça öfkelenmişti “ kızım bundan sonra bana ANNE diye sesleneceksin anlaşıldı mı ? Ayrıca bugün öğleden sonra sana gidip elbise alalım “dedi Nurten halaya sinirli bir bakış attı “senin bulduğun gelin adayından başka ne beklenirdi ki zaten “ Neriman hanım bu sözleri içinden söylemişti ama Nurten hala onun ne düşündüğünü anlamıştı .
“Hanımım sofra hazır. Kemal beyim yemeye bekliyor “ gelin kızım elimi öpmeye gelmeyecek mi ? “ diye soruyor “
Aslı Nurten hala ile Neriman annenin arkasında büyük bir taş koridordan terasa çıktı altı kişilik masanın bir uçuna Kemal baba diğer uçuna Ali abi oturmuşlardı.
Aslı masanın üzerinde ki bin bir çeşit reçele peynire ve ezmeye hayretle baktı .
Gelenleri görünce kemal baba kafasını kaldırıp babacan bir kayırla Aslıya gülümsedi , ama Ali abi umursamadan kahvaltısına devam etti , Alinin bu umursamazlığı annesi Nerimanın oldukça hoşuna gitmişti .
Herkes yerlerine otururken Aslı utangaç bir biçimde Kemal babanın elini öpmeye gitmişti
“Maşallah Aslı kızım çok güzelmişsin “ dedi Aslıyı anlından öperken aslı daha da utanmıştı “ gel kızım şöyle kocanın yanına otur “ altı kişilik masada iki yer boştu Aslıda gösterilen yere oturdu .
“kızım yabancılık çekmiyorsun ya “ dedi kemal baba “ hayır efendim Neriman annede Nurten halada yabancılık çekmemen için beni hiç yalnız bırakmıyorlar “ dedi Aslı yeni ailesine alışmaya çalışıyordu “iyi o zaman ali biraz sonra sana konağı gezdirsin” Ali elindeki çatalı tabağa gürültülü bir biçimde bıraktı “ olmaz bugün benim çok işim var annem veya Sabiha abla gezdirsin” dedi Ali Aslı bu öfkesini anlamıyordu “n”e işin varmış Aslıyı gezdir sonra yaparsın işini ?!” Ali mecburen kabul etmek zorunda kalmıştı .
Aslı sofradaki gergin havadan kendini sorumlu tutuyordu , tam bu sırada içeri açık kumral saçları sabah güneşinde parlayan uzun boylu bir adam girdi ve Aslının karşısında ki boş yere oturmadan önce Aslıya sıcak bir gülümseme ile elini uzattı.
“Merhaba ben alinin kuzeni Fırat “dedi bir yandanda beğeni ile Aslıyı beğeni ile süzüyordu “Aslı “dedi elini uzatarak “memnun oldum “ Aslı Nurten haladan hissettiği sıcaklığı Fırattada hissetti .
“Hadi bir an önce dolaşmaya başlayalım “dedi Ali sesi sıkılmış gibi çıkıyordu onun bu isteksizliği Aslıyıda isteksizleştiriyordu “ Nereye “ dedi Fırat bir Aliye bir Aslıya bakıyordu “Konağı gezdirmeye “ dedi Ali “ bende gelebilir miyim ?” dedi Fırat Ali’yi Aslı’yla baş başa bırakmak istemiyordu çünkü Ali’nin Aslı’ya kötü bir şeyler söylemesinden korkuyordu .
“Aslı da isterse onu sen gezdirebilirsin “ Ali bu fikre oldukça sevinmişti . “Kocası dururken başkası niye gezdiriyormuş “” dedi Nurten hala Aslı daha fazla dayanamamıştı Ali abinin işi varsa beni Fırat abi gezdiremez mi ?”birden bire ne söylediğini fark etmişi ama iş işten çoktan geçmişti “ABİ “ kelimesini duyunca Neriman annenin ağzından küçük bir çığlık kaçtı , Kemal bey kızgınlıkla Ali’ye bakıyordu , Nurten hala yüz ifadesini koruya bilmişti , Ali gülümsemesini öksürükle bastırmaya çalışıyordu , Fırat dayanamayıp kahkahalarla gülmeye başlamıştı . Aslı yüzünün kızardığını hissetti ve ağzını açtığı için kendine küfür etmeye başladı “ Şey yani Ali “ diye başarısız bir düzeltme girişiminde bulundu bu çabasına dayanamayan Ali zaten bastıramadığı kahkahasını serbest bıraktı .
“En iyisi biz gidelim “ .
Aslı adeta büyülenmişti daha önce hiç yöresel bir ev görmemişti konağın giriş kapısının önünde büyük bir süs havuzu vardı üç katlı olan konak büyük ve ihtişamlı görünüyordu . Aslı konakta en çok arka bahçeyi sevmişti burası adeta bir gelincik tarlası gibiydi büyük çınar ağaçları bahçeye ayrı bir hava katıyordu .
“Karın gerçekten çok sempatik “ dedi Fırat gözleri gelincikleri hayranlıkla inceleyen Aslı’daydı “Ayrıca çokta güzel gözlerinin elasını gördün mü daha önce hiç böyle bir ton görmemiştim “ Ali Fıratın sesindeki hayranlığı fark etmişti “istersen sena verebilirim al senin olsun “ dedi Ali o da badem ağacını atındaki gelincikleri inceleyen Aslıya bakıyordu.
“Ezgi’ye evlendiğini söyledin mi?” dedi Fırat “ nasıl söyleye bilirim ? söylersen bir daha yüzüme bakmaz “ tam bu sırada Aslı aniden ayağı kalkmış ve kafasını ağacın dalına vurarak yere düşmüştü .
Fırat koşarak Aslıya yardıma gitmişti ama Ali durduğu yerde gülmekten kırılıyordu “Anlaşılan bu kız beni çok eğlendirecek “ dedi Fırat’a
