5.1

2.2K 223 73
                                    

Selamlarrr ben geldimmm nasılsınız birtanelerim?

İyi okumalar...

Tuğra Yüksel...

Beklentiler benim hayatımı oluşturan en büyük etmenlerden biriydi ve bende genellikle bunlara göre yaşamayı seven biriydim. Yine de bu beklentilerin benim için birer zorluluğuna dönüştüğü o zamanlarda dahi yanımda olan biri vardı, herkesten çok yanımda olan, beni benden daha iyi tanıyan biri...

O biri benim planlamaya çalıştığım geleceğimde hep yönümü değiştiren kişiydi, öyle ki bir süredir Ankara'da eğitimi almak için kurslar bakıyordum ki bulmuştum da galiba, zaten ev bulma işi Miraç'taydı. Bu sayede biraz da olsa rahattım. Yine de yıpratıcı ve karışık bir işti bu. 

Bu yüzden de biraz uykusuzdum çünkü artık mezuniyetimize neredeyse 1,5 ay kalmıştı ve ben bu işi gereksiz derece ertelemiştim ki bu da bana pahalıya patlamıştı. Hoş, bunu yapmaktan asla rahatsızda olmamıştım. Yine de bu planlarımın asla istediğim gibi gitmediğinin en büyük kanıtı gibiydi.

Her ne kadar serseri de olsam sorumluluklarımı -genellikle dersler buna dahil olmuyordu- yerine getirir hatta geleceğimi gereksiz bir şekilde bir çok kez planlardım. Nedendir bilinmez ancak yapacaklarımı bilmezsem zamanı geldiğinde zaten yapamazmışım gibi hissederdim.

Ancak planlarımı değiştiren o olduğunda galiba biraz alttan alabiliyordum ve bunda bir sorun görmüyordum.

Şimdi ise o başını göğsüme yaslamış bir şekilde ona aldığım çiziyi büyük bir keyifle yiyor diğerlerinin konuşmasına arada sırada dahil oluyordu. Ben ise saç uçlarıyla oynuyor telefonuma bakıyordum çünkü okul kavga olmadığı sürece -dedikodularda dahil olmak üzere- fazlasıyla gereksiz ve sıkıcı geliyordu. Ki artık okulda yaz sezonu erkenden açıldığı için özelliklede sınav öğrencileri okula pek uğramaz olmuştu.
Yani okul boş gibiydi hatta direkt olarak boştu.

Ve evet, biz kendimizi sınav öğrencisi olarak saymıyorduk ancak şöyle bir gerçekte vardı ki tatilden döndüğümüz andan itibaren -ki bu yaklaşık 2 hafta önce oluyordu- Miraç ve Seren fazlasıyla ders çalışmaya başlamıştı. Biliyorum, şaşırtıcıydı hatta öyle ki bazen kabus görüyorum falan sanıyorum ancak öyleydi işte. Gerçekten çalışıyorlardı.

"Tuğra." diyen Mira'ya baktığımda elindeki çiziyi bana uzattığını fark ettim. Isırıp yarısını yediğimde diğer yarasını da o yiyerek önüne döndü ve yerini bulmak istercesine göğsüme sırnaştı. Bu sırada telefonumu kapattığımda bana imayla bakan Seren'i görmem ise aynı anda olmuştu.

Göz devirsem de havalanan kaşları kurtulamadığımın en büyük göstergesiydi galiba, bu yüzden omuz silkerek gözleriyle ima ettiği şeyi kabul ettim, bu ise onun gülümsemesine sebep oldu. Onun gülümsemesi de beni de içten içe mutlu etti çünkü onunla tanıştığım halinden neredeyse hiçbir iz kalmamıştı. O yıkık kız kendini baştan yaratmıştı ki bu da beni fazlasıyla mutlu ediyordu.

Onu ilk gördüğüm anda hissettiğim şeylerin şimdi daha farklı olduğunu biliyordum ama bu farklılık sadece daha da güçlenmiş halde olmasıydı. Çünkü onu ilk gördüğümde içimde hissettiğim o sıcaklığın bir abi şefkati olduğunu bilmiyordum ama şimdi ise bunu biliyordum ve onun abisi gibi olmaktan oldukça gurur duyuyordum.
O güçlüydü ve ben onun yanındaydım, her zaman öylede olacaktım. Bunu ikimizde biliyorduk ve bu aramızda olan o bağı daha güçlü de yapıyordu. Ben onun abisi, o benim kız kardeşimdi, her zamanda öyle olacaktı.

"Bebeğim" diyerek Seren'in dikkatini üzerine çeken Miraç bana klasik kıskançlık dolu bakışlarını atmayı da unutmamıştı. Ben ise ona gülümseyerek karşılık vermiştim daha doğru sırıtmıştım, fark eder miydi ki? Bence hayır.

CAN SIKINTISI /texting Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang