çokça minnetle, biraz da serzenişle dolu yazar notu

3.2K 223 103
                                    

Öncelikle küçük bir hatırlatma yapmak istedim. Önceki bölümün oy ve yorumu istediğim gibi değil maalesef. Şahsen üzülmedim değil :(
Toy Boy'a veda etmeden önce biraz yükseltelim oy ve yorumları, olur mu? Şimdiden teşekkür ederim hepinize.

İlk kez bir ficimin sonunu görüyorum ve sanırım bu bir yandan buruk hissettirirken diğer yandan omuzlarımdan büyük bir yük kaldırıp beni ister istemez rahatlatıyor. Sebebi ise içinde benden parçaları olan sözlerin birilerine anlatıp kendimi açıklayabilmiş olmak. Hani bir klişe vardır; yazarlar yazdığı kurguları kaleme alırken içine kendini de, yaşantısını da katarak yazar, diye. Gerçekten doğruymuş zira asla ciddiye almazdım.

Biliyorum, şu an merak ettiğiniz tek soru ficin sonu nasıl bitecek, merak etmeyin, sizi de anlıyorum ve gayet farkındayım. Sanıyorum ki bu angst son olacak korkusuyla on dokuzuncu bölümü okumadınız çünkü oylar ve yorumlar bayağı bir düştü, oradan anladım. Oraya da geleceğim, her şey sırayla.

Kısa tutacağım. Aranızda çoğunuzla yeni tanıştım. Bazılarınızla tartıştım, bazılarınızla çok güzel bir bağ kurdum. Ama beni en çok etkileyen tabii ki yorumlarınız ve fikirleriniz oldu. Isa'yı haklı bulanı gördüm, Taehyung'a kızgın olanı ve Jungkook'u aptal sananı da. Hepsiyle de gayet açık ve net bir şekilde empati yaptım. Siz sanıyorsunuz ki bu karakterlerin hepsi kendini düşündü, hepsi bencildi ya da fazlasıyla duyar kastı ama hayır. Bütün karakterler fazlasıyla bilinçli, fazlasıyla gerçekçi davrandı. Kendi açılarından bakalım olaya.

Kim sevdiği adamı unutabilir? Şahsen ben ilkokulda hoşlandığım çocuğu bile hatırlıyorum. Dürüst olalım; yanınızda bir adam var, ona aşıksınız ve bir yandan da kardeşi var ama kardeşi sizi seviyor fakat ne yazıktır ki o adamın size gönlü yok. Ona yakın olmak için ölüyorsunuz. Ne yapardınız? Bakın, bana sinirlenmeyin hemen. Tabii ki tek çözüm birini kullanmak değil ancak hangimiz bencil değiliz? Bu hala onun aşkına giden yolda durmasına sebep olur muydu?

Bir yanda çocukluk arkadaşınız, diğer yanda sevdiğiniz adam. Tam ortadasınız. Sevgilinizin ağır psikolojik bozukluğu var ve arkadaşınız ise tüm bunların bir bakımdan asıl sebebi. Çok sonradan onların sevgili olduğunu öğreniyorsunuz. Aklınıza ilk sevdiğiniz adamı ondan korumak mı gelir yoksa size yalan söylediği için ondan uzak kalmak mı? Ya da çocukluk arkadaşınızın pişmanlığı yüzünden ölecek olduğunu fark ettiğinizde her şeyi bir kenara bırakıp onu hayata döndürmeye çalışmak mı?

Yıllar sonra sizi sevecek birini bulmuşsunuz. Sırılsıklam aşıksınız ancak bir anda beklenmedik bir şey oluyor: eski sevgiliniz dönüyor ve en acısı ise sevdiğinizin çocukluk arkadaşı. Saklamaktan başka çareniz yok ama sevdiğiniz kişi size çoktan yalan söylememeniz gerektiğini, bundan hoşlanmadığını söyledi. Eh, insan bir duraksar burada. "Öğrendiğinde ya benden giderse? Yeniden aşka düşmüşüm. O öğrenmeden giderse onu da, kendimi de koruyabilirim." düşüncesi var aklınızda çünkü sevgiliniz geçmişinizi öğrenirse eski sevgiliniz olacaklardan pek bir çekinir, ne de olsa bir mazi var. Bence burada biraz bencil olurdunuz ve her şeyi saklardınız.

Madem bir son gerekli, insan hiçbir zaman en mantıklısını yapmak zorunda değildir. Yanlışı da seçebilir, doğruyu da. Bir aptallık yapıp en saçmasını da deneyebilir ama bu sonun olmayacağı gerçeğini değiştirmez çünkü her zaman bir veda olmak zorundadır. Her zaman mutlu bir veda da gerçekleşmez ve bu da kötü bir son sayılmaz.

Bence anladınız. Size sorduğum 🤍 vs 🎀 sorusunun cevabında çoğunlukta kırmızı kurdele vardı. Seçtiğiniz o emoji kafamda tasarladığım üzere angst sondu. Biliyorum, size bu kısım belki saçma geldi ama eğer bu sonu yazmazsam bu fice başka sonun da yakışmayacağını da anlamanız gerekli.

İtiraz edeniniz olacak, okumayacaksınız belki ama fikrim hala bu sonu angst yazmaktan yana. Çoğunuzun yorumu okuyamayacağınız ve angst olursa kahrolacağınız yönündeydi. Okuyunca hep tebessüm ettim, üzüleceğiniz gerçeğini göz önünde bulunduruyorum ama ne yazık ki bu fice mutlu bir veda yakışmıyor. Zaten düşündüğünüzde de hayalinizde mutlu bir son göremiyorsunuz. Bana öyle oldu.

Çok fazla itiraz okuyacağım belki ya da bana yazmamı söyleyeceksiniz. Ne olursa olsun diyeniniz bile çıkabilir. Eğer bu tür bir yorumla gelirseniz iki sonu da yazmayı düşünebilirim; size mutlu bir vedayla harika bir mutsuz sonu yazabilirim. Bu da isteğinize ve ısrarınıza bağlı. Ama söz de veremiyorum.

Normalde sözümden dönmem. Ne yazdıysam onu yapacağım derim ancak çoğunuz istemediniz angst sonu. Bu yüzden daha fazla üzmemek adına böyle bir seçenek sunuyorum. İki sonu da yazmamı isterseniz sizi bu şekilde mutlu edebilirim. Ama benim gönlüm tabii ki angst sondan yana.

Bazen çok kibardınız, çok kızgındınız ya da fazlasıyla öfkeli. Hepsini bir yandan anlarken diğer yandan da çok sorguladım. Neye öfkelendiler? Bu kadar küfür bir karaktere edilir mi? Neden onun bu davranışını aptalca buldular? Ben kişiliğim ve büyüdüğüm ortam dolayısıyla çok hakaret ya da küfür eden, kullanan biri değilim. Bunu da panomda açıkladım daha önce. Gerekli uyarıyı da bölümün birinde yaptım. Uyarının ardından bunu sadece öylesine bir fic olduğunu, yazdığım karakteri bilmediğimi, hatta bunlara alışmam gerektiğini söyleyenler oldu. Ama ben bu fici yazmaya başladığımda her şeyin farkında olarak yazdım. Bana gelecek olan yorumların bile nasıl olacağını biliyordum ama gördüğüm küfürler bir zamandan sonra bana fazla geldi zira yaptığınız her yorum mail olarak da geliyor ve gördükçe sanki bu nefretin fazla olduğunu düşündüm. Umarım burada beni anlamışsınızdır.

Tabii ki bir zamandan sonra söylediğiniz gibi alıştım. Ancak tek alışmayacağım şey bana yapılan haksızlık olur. İstediğinizi söyleyin, hakaret ya da küfür fark etmez -sanmayın ki bunları yaşamadım, şahsıma bile küfür etmeye başladılar, direkt engellendim, hâlâ da öyle yapıyorum- Üstüme alınmam fakat emeğime yapılan saygısızlık haddini aşarsa da lafımı esirgemem. Yazdığım şeye olan saygısızlık da haksızlık da kırmızı çizgimdir zira harcadığım vakti de düşündüğüm geceleri de ve yazarken harcadığım emeği de bir ben bilirim. Buna katlanmamı ya da anlayışla karşılamamı beklemeyin, fazlasıyla absürt ve saçma olur.

Gelelim size olan sevgime. Biliyorsunuz, sizin sayenizde büyüdük, sizin yorumlarınız ve oylarınız bu noktaya getirdi bu fici. Bu da sevginizden ve merakınızdan kaynaklıydı. Yorumlarınızı okuyunca hep mutlu oldum (bazıları hariç, ne olduğunu biliyorsunuz), tebessüm ettim, kahkata attım. Özellikle Isa'nın ismi konusunda gelen yorumlar fazlasıyla eğlendirdi beni. Diğer yandan Taehyung'un Jungkook'a yaptığı cilvelere tepkiniz, ikisinin ilişkisine yazdığınız tatlı tatlı yorumlar beni aşırı sevindirdi. Bölüm beklediğiniz, bana güvendiğinizi söylediğiniz, empati kurarak yazdığınız paragraflar, seyir değiştiren bir olayda verdiğiniz "NEEEEE" tepkileri... Hepsi, hepsi aşırı keyiflendiriciydi. Lütfen samimiyetime inanın zira ben size hep aynı samimiyetle yaklaştım. Bunda da bana güvenin.

Desteğiniz için, bana olan sevgi dolu cümleler için ve fice olan her türlü yararınız için minnettarım. Ne kadar teşekkür ettiğimi söylesem de az olacaktır ama çok çok teşekkür ederim. Şüpheniz olmasın ki yepyeni mükemmel ficlerle geri dönüşler yapacağım. Hepsinde hem eğlenip hem gülüp hem de ağlayacağız. Sonları ne olursa olsun...
(Bu arada yeni fic geldi bile. Haberiniz olsun.🤍 İsmi LOVELORN. Koşun hemen.)

Güya kısa tutacaktım, her neyse, hepinizi çok sevdiğimi söylemek istiyorum. Kocaman kocaman sarılıyorum. Çokça da öpüyorum. Toy Boy'a veda etmeden önce bana eşlik ettiğiniz için teşekkür ederim. Diğer bölüm görüşmek üzere. Çok seviyorum! Çok öptüm! Gittim! 🤍🤍🎀

ig:// wineanddawn

"Işık olsun."

toy boy | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin