Bölüm 14

2.7K 166 131
                                    

120 Oy ve 120 yorum bekliyorum.
Satır aralarında buluşalım.

***

Seneler Önce..

Kritik bir ihaleyi almış olmanın verdiği mutluluğu taşıyan ikili ellerindeki minik alkol dolu bardakları birbirine vurdu. Kemal, bardağın içindekini tek seferde yutup hemen ağzına bir limon attı ve ne kadar onun ekşiliğini sevse dahi yüzünü ekşitmeden edemedi. Harun ise onun aksine, onun yüzünü ekşitmelerine gülerek emiyordu ağzındaki limonu.

Elindeki limon kabuğunu tabağa bırakan Kemal, başını iki yana salladı. "Ehh! Çok ekşi." Ardından solda duran şişeye uzanıp tekrar doldurdu minik bardağını. Gözlerini Harun'a çevirdi ve onun güldüğünü görerek sırıttı. Onun da bardağını doldurmuştu.

Harun, "Lan yüzün buruş buruş oldu hâlâ tekleme peşindesin. Bırak, yaramıyor sana." dedi gülmeye devam ederken. Kemal ise ona hiç aldırış etmeden yine tekrarladı az önceki olayı. Bu sefer öncekine göre o kadar da hissetmemişti limonun ekşiliğini.

Kemal, "N'abiyim kardeşim, bu gece içmeyeceğim de ne zaman içeceğim? Çok büyük bir ihaleyi devirdik oğlum! Şişe şişe şarap bile içesim var." dedi kardeşinin omzuma hafifçe yumruk yaptığı elini vurup.

"Vallaha başardık.." dedi Harun başını sallayarak. Aylarca beraber çalışmışlardı ve bu ihale tüm çalışmaların, uykusuz gecelerin, stresli geçen her dakikanın ve dökülen terlerin mükafatı olmuştu.

"Bundan sonrası Şam'da kayısı emin ol. Çatır çatır para yağacak bünyemize. Ben bir Rusya yapar manitalarla eğlenirim. Sen yengeyi mi gezdirirsin?"

Harun kendisine sorulan soruyla dudak büzdü. Önündeki bardağı içip, ardından limon yiyerek omuz silkti. "Hazal zaten şimdi Londra'da, bir kozmetik markasının lansmanına davet edilince gitti. Dönüşte beraber Kapadokya yapacağız. Onun dışında bir planım ya da planımız yok. Ama bu işin şerefine ona istediği çantayı alarak onu mutlu edebilirim."

Kemal gülerek, "Vay vay vay!" dedi ve kardeşinin omzuna vurdu. "Nasıl da romantik, nasıl da düşünceli. Light erkek olma yolunda ilerliyorsun."

Güldü Harun. "Ne alaka lan? Sevgilimi mutlu ediyorum işte."

"Ben de mutlu ediyorum sevgilimi, pardon sevgililerimi."

Harun başını iki yana salladı. "Bir gün biri karşına çıkıp çocuğuna hamileyim derse görürsün sen o sevgilileri."

"Tövbe de lan!" dedi Kemal ağzında ince bir dilim limon varken. "Ben dikkat ediyorum. Zaten hatunlar genelde hap atıyor sonrasında. Öyle bir şeyin olma ihtimali sıfır."

Harun daha bir şey demedi ve başını salladı. Tam Kemal ile aralarında duran şişeye uzanıyordu ki telefonu çalmaya başladı. Masanın diğer ucuna uzandı ve kimin aradığına baktı. Hazal görüntülü arıyordu.

"Arıyor seninki."

Harun hınzır şekilde sırıttı. "Ben bir konuşup geleyim.." Oturduğu yerden kalkıp balkona doğru yürüdü. Balkondaki koltuğa geçmeden aramayı yanıtladı.

"Yavrum?" dedi ekranda beliren yüze mutlulukla bakarken. "N'aber?"

Hazal içinde olduğu beyaz çarşaflar içinde cilveyle süzüldü ve başını omzuna yatırdı. "Aşkım.. Seni çok özledim.."

Harun içi gider gibi baktığı ekranda gözleriyle etrafı tarafı. Demek ki lansmandan yeni dönmüştü sevgilisi. Yorgun görünüyordu.

"Ben de seni çok özledim güzel bebeğim. Yorgun görünüyorsun. Lansman mı yordu?"

KADER TILSIMI / DADDY İSSUES +18Where stories live. Discover now