14. Bölüm: Şiir

167 19 5
                                    

Abicim iki ay bölüm atmamışım hiçbir etiket düşmemiş bir bölüm attım bir düşüşe geçmiş etiketler :((

Sizlerden oy ve yorum bekliyorum aşklarım 40 kişi okuyup 7 oy alınca insan üzülüyor ister istemez :(

Bu bölüm bol şiirli (tıkandım çaktırmayın)

Yıldızı parlatmayı unutmayın🌟

Araf'ın belimi saran elinden ders dinlemeye çalışıyordum ama nafile..

En sonunda pes edip sırtımı göğsüne yasladım. Bundan mutlu olmuş olucak yanağıma bi öpücük kondurdu.

Sonunda çalan zil ile ders bittiğinde derin bi nefes aldım. Öğle arası olduğu için herkes aşağı inerdi ve en az 10 dakika rahattık.

Herkes sınıftan çıktıktan sonra elleri belimin tamamını kavradı. Yüzümü ve boynumu öpücüklere boğarken bende yanağını öptüm. "Seni çok seviyorum!" Diye fısıldadı kulağıma, sadece üç kelime o kadar çok şeyi ifade ediyordu ki, anlayana bir sürü duygu barındırıyordu; anlamayana üç kelimeden fazlası değildi. "Bende seni çok seviyorum." diye fısıldadım.

Yaklaşık 5 dakikadır göğüsü ike boynu arasında yatıyordum ve birazdan içeriye gelecek öğrencilerden dolayı ayrılmamız gerekiyordu. "Birazdan gelirler." dedi sanki aklımı okumuş gibi. Kafamla onayladım onu. "Ama ben senden ayrılmak istemiyorum!" Diye mızmızlandığında kıkırdadım. "Ş-şimdi a-a-ayrılalım, ç-çıkışta b-b-beraber gi-gideriz." Başıyla onaylayıp yanağıma sıkı bir öpücük kondurdu ve ayrıldı.

Masanın üstündeki küçük not defterine gitti elim. "B-bu n-ne için n-not d-defterin v-v-vardı z-zaten?" Hangi defter olduğuna baktı. "O sevdiğim şiirleri bana birini anımsatan şiirleri yazıyorum."
"Bende var mıyım?" Kafasını salladı ve bi sayfa açtı. Sayfa başında sağ köşede tarih yazılıydı, okula ilk geldiği hafta

Yine aklımda bugün sen varsın,
Yine derdinle hayalim hasta.
Bürüsün kalbimi derdin sarsın;
Bir ümit var bu tükenmez yasta.

Bir yaram var! Ona merhem vurman,
Bir hayaldir ki gönülden taşıyor.
Ayırırken bizi yollar ve zaman,
Sana kalbim daha çok yaklaşıyor.

Nerde bilmem o geçen günlerimiz?
Artık onlar yeniden gelmeyecek.
Nerde kırlar, uzayan yol ve deniz,
O öten kuş, o güzel pembe çiçek?

Göklerin ziyneti mes'ut kuşlar
Ötüşürlerdi yağarken yağmur.
Şimdi onlar da melül olmuşlar,
Çünkü artık ne ışık var, ne de nur.

Dinledik rüzgârı sessiz sessiz
Okuyorken bize bir gamlı kitap.
Suya çizmişti gümüşten bir iz,
Yükselirken gece dağdan mehtap.

Şimdi hülyaya gömülmüş ölüyüm;
Ne gelen var, ne giden var, ne soran.
Istırap yaylasıyım, gam çölüyüm;
Esiyor sadece gönlümde boran.

Bir hayal âlemi ardında; uzak,
Sisli iklimlere sürdüm, gittim.
Varlığım burada sönüp kaybolacak...
Belki ben şimdiden öldüm.. Bittim..

(Hüseyin Nihal Atsız- Yanlızlık)

Bi sayfa daha çevirdim iki hafta öncesinin tarihi yazılıydı sayfanın köşesine

Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
Pervane olan kendini gizler mi hiç alevden?
Sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu.

Gün, senden ışık alsa da bir renge bürünse;
Ay, secde edip çehrene, yerlerde sürünse;
Her şey silinip kayboluyorken nazarımdan,
Yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse...

Ey sen ki kül ettin beni onmaz yakışınla,
Ey sen ki gönüller tutuşur her bakışınla!
Hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince
Çehren bana uğrunda ölüm hazzı verince

Gönlümdeki azgın devi rüzgarlara attım;
Gözlerle günah işlemenin zevkini tattım.
Gözler ki birer parçasıdır sende İlahın,
Gözler ki senin en katı zulmün ve silahın,
Vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin;
Sen öldürüyorken de vururken de güzelsin!

Bir başka füsun fışkırıyor sanki yüzünden,
Bir yüz ki yapılmış dişi kaplanla hüzünden...
Hasret sana ey yirmi yılın taze baharı,
Vaslınla da dinmez yine bağrımdaki ağrı.
Dinmez! Gönülün, tapmanın, aşkın sesidir bu!
Dinmez! Ebedi özleyişin bestesidir bu!
Hasret çekerek uğruna ölmek de kolaydı,
Görmek seni ukbadan eğer mümkün olaydı.

Dünyayı boğup mahşere döndürse denizler,
Tek bendeki volkanları söndürse denizler!
Hala yaşıyor gizlenerek ruhuma 'Kaabil'
İmkanı bulunsaydı bütün ömre mukabil
Sırretmeye elden seni bir perde olurdum.
Toprak gibi her çiğnediğin yerde olurdum.

Mehtaplı yüzün Tanrı'yı kıskandırıyordur.
En hisli şiirden de örülmez bu güzellik.
Yaklaşması güç, senden uzaklaşması zordur;
Kalbin işidir, gözle görülmez bu güzellik...
(H.Nihal Atsız- Geri Gelen Mektup)

Bi sayfa daha çevirdim dünün tarihi yazılıydı bu sefer

Gönül,kader adında
Bir tuzağa atılmış.
Gönül birçok duygudan
Ve oddan yaratılmış

Yasa neymiş,anlamaz;
Tasa çeker, inlemez,
Gönül ferman dinlemez,
Çünkü aşka satılmış.

Gönül için acı ne?
Her söz gider gücüne.
Gönüllerin içine
Biraz ağu katılmış..

(Deli kurt kitabında vardı türkü sözü bu arada)

Hepsi birbirinden güzeldi şiirlerin daha bir sürü vardı ama sondaki türkü... kelimelerle anlatamayacağım bi duygu vardı içimde. Görüş alanım bulanıklaşmıştı. Kollarımı boynuna doladım. Boynuna bıraktığım küçük öpücüklerden sonra kokulu bir öpücük bıraktım. "Teşekkür ederim, beni böyle sevdiğin için.." diye fısıldadım.
"Teşekkür ederim, seni böyle  sevmeme izin verdiğin için.."

KEKEME (BxB)Where stories live. Discover now