20

8.4K 728 302
                                    


-bu bölümden önce 19. bölümü okumanızı öneririm-
Bölümden önce bunları konuşmak istedim, uzun bir zamandır bölüm gelmiyor. Bunun başka başka sebepleri olsa da en büyük etken okuma sayısıyla çok alakasız voteler. Sınır koyduğum bölümün okunması koymadığım bölümden az olsa bile vote sayısı daha fazla. Lütfen bu konu hakkında anlayış gösterelim, ne ben sizi bu kadar bekletmeyi seviyorum, ne de siz bu kadar beklemeyi seviyorsunuz<3

....

Hepimiz, pörtleyen gözlerimizle Nil'e ve kafası Nil'in kucağında olan Alaz'a bakarken ikinci büyük darbe Nil'den geldi.

Üstündeki kusmuğu kaldıramamış olacak ki öğürmesiyle birlikte kumların üstüne kusmuk tabakası yayılmıştı.

Hızlıca onlardan biraz uzaklaştım, her an ben de boş midemi boşaltabilirdim çünkü. "Ne lan bu böyle, oğlum herifin midesinden dün kaybettiğim kolye ucum çıktı! Ulan onu da mı yuttun pezevenk?"

Ege, Alaz'a bağırırken ben Uzay'ı kolundan çekiştirip başka bir şezlonga oturtturdum. O da zaten Avanak Abdi gibi yüzüme bakıyordu.

"Hanımefendi, ya acaba doktorlar açık kalp ameliyatı yaparken sizi kalbimde unutmuş olabilirler mi? Ee, tabii siz de haklısınız. Ev kiraları da iyice arttı, ama benim kalbimde sonsuza kadar yaşayabilirsiniz."

Elimdeki şişedeki içme suyunu zaten nemli olan kafasından aşağı dökmeye başladım. Hiçbir tepki vermiyordu. "Biraz kendine gel de, odana git." dedim onu kınar gibi.

"Yok ben gidemem odama." dedi bir den. Dolmuşçu abiler gibi kafamı sallayarak tek gözümü kırptım 'neden' der gibi.

"Canım istemiyor, ben burada kalmak istiyorum. Yanında."

Burun kemiğimi baş parmağım ve işaret parmağımla sıkarken gözlerimi kapatıp sabır çektim. "Uzay, sarhoş kafana veriyorum bu davranışlarını. Ya sen beni ne kadar tanıdın da yanında olmamı istiyorsun?" Bağırmaya yakın bir ses tonuyla konuşuyordum, ellerimi saçımda gezdirdim.

Bana bağlanmasını istemiyordum, topu topu iki aydır konuşuyorduk hem.

"Çünkü...çünkü benimle ben olduğum için konuşan nadir insanlardansın Nota. Sahnede harikalar yaratan, magazin sayfalarının kapak erkeği U.K olduğum için degil, Uzay Kaan oldugum için."

Yaramazlık yapmış küçük bir çocuk gibiydi. Annesini kızdırmış mahçup ve minik bir çocuk.

Son kez yüzüme baktı bir daha asla göremeyecekmiş gibi. Sanki yüzümün tüm kıvrımlarını ezberlemeye çalışıyordu. Uzunca baktı, baktı ve arkasında ağlayan bir ben bırakarak çekti gitti.

...

"İstemiyorum işte Nil, istemiyorum! Herkesin gönlünü yapacağım diye darmaduman olmuş kalbime daha fazla yarabandı eklemek istemiyorum!" Ağlaya ağlaya bağırırken içimdeki yangına engel olamıyordum, herkese sövüp saymak istiyordum.

"Hiçbir şey demedim ki! Niye bana parlıyorsun?" dedi Nil de, benim öfkeli sesime nazaran şefkatli bir tonda.

Ben konuşmamaya yeminli gibi oturunca da sinirlenip otel odasından dışarı çıktı. Yokluğunu fırsat bilip yatağıma hızlıca uzanırken düşünmemeye çalışıyordum.

Ama başaramadım.

Uzay'la son konuşmamızın üstünden bir gece geçmişti ve ne o ne de ben birbirimizi aramıştık. Suçlu hissediyordum, ona aşık olduğumu düşünmüyorum.

Çünkü Emre'ye asla boyle bir duygu beslememiştim, ama ona aşıktım. Demek ki aşk değildi Uzay'a hissettiğim şey.

Bağlılık? Sadakat? Acıma? Elimle kafama vurdum. Bana ne oluyordu böyle! İki aydır tanıdığım bir adam için ne kadar yıpratıyordum kendimi.

İç cekerek Uzay'ı düşünmeyi bir süreliğine bıraktım, daha büyük bir problemimiz vardı. Biz yurda nasıl geri dönecektik?

Otelde son günümüzdü, yarın sabah odayı boşaltmamız gerekiyordu. Ama hiçbir şekilde eve geri dönecek aracımız yoktu.

Küçük bir hesaplama sonucu en mantıklı olanın taksi tutmak olduğuna karar kıldım. Fakat internetten taksi fiyatlarına baktığımda cabucak vazgeçtim. Nil ile kişi başı 7.000 TL ödememiz gerekiyordu!

Telefonum elimdeyken bir de otobüs fiyatlarına baktım, gayet mâkuldü. El mahkum, otobüsle geri dönecektik.

Telefonu yatağa atıp gözlerimi kapadığım sırada telefonum titredi. Heyecanla elimi telefona attığım zaman bir anda duraksadım.

Ne yapıyordum ben? Telefonun ondan gelme ihtimaline mi seviniyordum? Hayır, hayır, olamaz öyle bir şey!

Düşünceleri bir kenara bırakıp telefonu hızlıca kendime doğru tuttuğumda gelen mesajın ondan olduğunu gördüm.

Yatağın üzerinde tepinirken okuyamamıştım bile. Sakinleşir sakinleşmez mesajı açtım.

Gereksiz: dediklerinde

Gereksiz: ciddi miydin?

...

Şşh kızmayın bana kizmayinnn! Ay yeniden yazmak ne kadar guzelll, muhtemelen aktiflik coptur ama umursamayacagim. Giden gitmistirrrr, biz kalanlarla devam ಥ⁠‿⁠ಥ

Bu arada, benim başka bir hesabımda yazdığım bir kitabım var. Bilenler hesap adını lütfen soylemesin!!! Ama merak etmeyin, GGYT bitene kadar ona yb yazmayacagim. Simdi, o hesabın ismini versem oraya geçip de okur musunuz, yoksa bu hesaba mi taşıyayim kitabı? Zaten dört bölüm.

Buraya yazın da ona göre yapayım canlar, bolum başında da dediğim gibi lütfen ⭐'ı unutmayalım(:

Gitarcı Galerim| YARI TEXTİNGWhere stories live. Discover now