3.Bölüm

1K 75 11
                                    

Hepinize Merhaba,

Fazla uzun zaman geçti,
Öncelikle sizden özür diliyorum.
Okul hayatımın yoğunluğu nedeniyle bölüm yazamadım. Bu bölüm çok içime sinmesede sizin için yayımlama kararı aldım. Eski taslakları birleştirdim.
Umarım beğenirsiniz. İlerleyen günlerde Düzenleyeceğim.

...

Kısa bir an geçmişe dönüp baktığımızda, özlediğimiz yaşantımız gelir aklımıza. Anılar dolar zihnimize. Bunlar geçmişin bize oynadığı ilizyonlarıdır. En ufak bir anı bile gülümsemize sebep olabilir. Belki davranışlar aynı kalabilir ama duygular değişir. Sizi gülümsetecek o ufak anı şu an ağlamanıza sebep olabilir.

Hisler ve duygular belirsiz bir yol gibidir nereyi seçersen orası sana göre doğrudur ama aslında yanlış bir yoldur bu yüzden derler "duygularınla değil aklınla hareket et" diye.
Ben duygularını kontrol edemeyen o kızdım. Bir başına koca mezarlıkta uyuyan o kızdım.

Kimine göre Deliydim kimine göre acısını abartan o kız

Kokusu üstüme sinmiş toprağın üzerinden kalktım. Üstümü silkeleme gereksinimi duymadan adımlarımı yola çevirdim. Dün aklım yerinde olmadığından arabamla gelememiştim. Saate baktım, eve giteme zamanım vardı.
İş başı yapmama, bir buçuk saat vardı. Hızlı adımlarla eve ulaşmam lazımdı. 2 sokak ötede olan evimin ulaşımı benim için kolaydı. Hem hastaneye yakın hemde abime yakındı.

On dakikalık yürüyüşümün ardından evime geldim. Evim büyüktü tek bir kişinin kaldığı bir eve göre büyüktü.
Babam bu evi aldığında tek kişi değildik. Dört kişiydik ve birde köpeğimiz Oscar vardı. Yani beş kişiydik.

Üç kişi evden ayrılmıştı. Koca evde bir tek Oscar ve ben kalmıştık. Anahtarı kapıya takıp çevirdim. Açılan kapı ile evime giriş yaptım. İçeriye girdiğimde kapının önünde uyuyan Oscarı gördüm. Tüm gece beni kapıda beklemişti.

Onu uyandırmamaya özen göstererek kucağıma aldım. Ama benim perili köpeğim en ufak temasta uyandığı için direkt gözlerini açtı. Beni gördüğü gibi kuyruğunu sallamaya başladı.

Fısıldayarak, "Anneyi mi özledin oğlum?" Dedim. Cevap olarak havlayan köpeğimi yere bıraktım. Mama kokuyordu. İkimizinde duşa ihtiyacı vardı. Odama girip bir şort, uzun tişört ve iç çamaşırları alarak banyoya girdim . Hızlı bir duş aldım. Saçlarımı sarıp üzerimi giyindim.

Oscar için jakuziyi hazırladım. Kapıda bekleyen oscarı çağırdım. Yıkanmayı seven bir köpek olduğundan ve hava aşırı sıcak olduğundan hiç ikiletmeden jakuziye atladı.

Islanan tüylerine sürdüğüm köpek şampuğanı ile tüylerini köpürttüm. Köpüren tüylerini tarak ile tarıyarak ayırdım. Ardından duruladım. Tüyleri için olan bakım kremlerini sürdüm. Dolapta olan havlusunu alıp onu içine aldım. Islak tüylerinin nemini aldıktan sonra onu yere bıraktım.

"Bakım saatı! Odaya Koş bakalım,"

Kuyruğunu sallıyarak yanımdan uzaklaştı. Gülümseyerek onu yıkadığım jakuziyi temizledim. Havlusunu kirli sepetine attım. Banyondan çıktım ve odama girdim.
Oscar yatağımın üstünde oturmuş bekliyordu. Makyaj masamın çekmecesinden. Kulakları, gözleri ve patileri için olan eşyaları çıkardım.

Önce göz temizleme bezleri ile gözlerini temizledim. Göz damlalarını sıktım. Sonra kulak temizleme bezleri ile kulaklarını sildim. En son olaraktan patilerini nemlendirmek için bakım kremlerini sürdüm. Tırnaklarını kesecektim fakat uzamadığı için ellemedim.

Dağ Tanrısı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin